Logo

6. Hukuk Dairesi2024/3383 E. 2025/371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Konkordato kapsamında, yabancı para cinsinden alacağın ödeme günündeki TCMB kuru üzerinden mi yoksa alacağın kaydedildiği tarihteki kur üzerinden mi ödeneceği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Konkordato projesinin tasdiki ile alacağın nasıl tahsil edileceğine konkordato mahkemesince karar verildiği, davacının itirazının ise konkordato tasdik kararına karşı yapması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1241 E., 2024/1196 K.

DAVA TARİHİ : 17.05.2022

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/299 E., 2022/677 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşma istemli temyiz edilmişse de; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, müvekkili şirkete 01.02.2021 tarihinde tebliğ olunan 03.02.2021 tarihli konkordato komiserliği yazısında davalı şirketin 1.148.908,68-USD borcu kabul ettiği belirtildiğini, konkordato komiser heyeti tarafından söz konusu miktarın o tarihteki kur üzerinden hesaplaması yapılarak 1.148.908,68-USD nin TL karşılığı 6.488.801,30-TL olarak belirtilerek, bu kapsamda alacaklılar toplantısında yapılacak oylamada müvekkili şirketin alacak tutarının nisap hesabında 6.488.801,30-TL olarak dikkate alınacağının belirtildiğini, davalı şirketin konkordato teklifinde, yabancı para cinsinden borçların TL ye dönüştürülerek sabitleneceği ve sabitlenmiş bu tutar üzerinden borcun ifa edileceğine yönelik olarak hiçbir ibare bulunmadığını, alacağın kaydettirildiği tarihteki TL karşılığının sabitlenmesi ve bu tutar üzerinden ödenmek istenilmesinin hem alacaklılara eşit davranma prensibinin ihlal edilmesi ve hem de müvekkili yönünden alacaktan tenzilat yapılması anlamına geldiğini ileri sürerek, davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcunun mahkeme ilamında belirtilen taksitler halinde ödeme günündeki geçerli olan TCMB efektif satış kuru ile TL karşılığında ödenmesine, eğer davalı şirket tarafından müvekkil şirkete olan borcun 6.488.801,30-TL üzerinden taksitler halinde ödenmesi durumunda ödeme yapılacağı günkü kur üzerinden oluşacak olan farkın müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının asıl alacağı konusunda taraflar arasında hukuki bir ihtilaf bulunmadığını, davacının alacağını, konkordato dosyasında kayıt ettirdiği, konkordato hükümleri uyarınca mahkemesince alacağın ne şekilde tahsil edileceğine karar verildiğini, davacının davası alacak miktarına ilişkin itiraz değil, alacağın ne şekilde tahsil edileceğine ilişkin olup bu hususa konkordato tasdik kararı veren mahkemenin karar verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konkordato davasında alacağın 6.488.801,30-TL üzerinden konkordato nisabına dahil edilmesine kesin olarak karar verildiği, davacının davasının alacak miktarına ilişkin itiraz değil, alacağın ne şekilde tahsil edileceğine ilişkin olup bu kararı da konkordato mahkemesi vermiş olup, buna ilişkin itiraz da ancak konkordato tasdik kararını veren mahkeme dosyasında ileri sürülebileceği, davacının konkordato tasdik kararını istinaf etmesi ile mümkün olup, davacı tarafın, konkordato tasdik kararını istinaf etmeyip, iş bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ederek, alacağın kaydettirildiği tarihteki TL karşılığının sabitlenmesi ve bu tutar üzerinden ödenmek istenilmesi hem alacaklılara eşit davranma prensibinin ihlal edilmesi ve hem de müvekkili şirket yönünden alacaktan tenzilat yapılması anlamına geldiğini, alacağın kayıt tarihindeki TL karşılığının, TL olarak sabitlenerek ödenmesi durumunda alacaktan ortalama %50 oranında tenzilat yapılması anlamına geldiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, alacak istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.