Logo

6. Hukuk Dairesi2024/3715 E. 2025/919 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, daha önce aynı taraflar arasında görülen ve kesinleşen başka bir davanın olgularının gözetilmemesi nedeniyle verilen kararın, bozma sonrası direnme kararına karşı yapılan temyiz incelemesidir.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş davanın olguları ile çelişmediği ve bozma kararına uygun olarak hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/467 E., 2024/76 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı ... (Sağlık Bakanlığı) vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin İl Özel İdaresi ile imzalanan sözleşme gereğince ihalesi yapılan kamu kurumu inşaatlarında, ihaleden sonra işin projesinde ciddi maliyet artışı gerektiren değişiklikler yapıldığını, bu değişiklikler doğrultusunda imalat artışı % 10 oranını geçmesine rağmen imalat yaptırıldığını ve bedelinin ödenmediğini, idarenin 14 no'lu hakedişi kabul etmeyerek iade ettiğini, ilave işlerin fiyat farkının talep ettiklerinden daha az olarak düzenlendiğini, davalı idarenin gerekli yasal düzenlemelere uymadan haksız şekilde sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.087,00 TL fiyat farkı imalât alacağı, 372,00 TL teminat mektubu bedeli, 500,00 TL kâr kaybı olmak üzere şimdilik 1.959,00 TL'nin hakediş tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 10.03.2015 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla fiyat farkı alacağı, teminat mektubu güncelleme bedeli ve kâr kaybı olmak üzere1.605.434,32 TL toplam alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile yapılan kamu ihale sözleşmesine aykırılık ve temerrüt nedeniyle uğranılan zararların tazmini için İzmir 11 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/288 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalıdan 429.752,00 TL tazminatın 06.08.2011 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiğini, bu davanın mahkemece yeterli incelenmemesi nedeniyle reddedildiğini, kararın temyiz edildiğini, davalı şirketten bu davaya konu miktar kadar alacaklı olduklarını, bu sebeplerle öncelikle zamanaşımı takas gibi usule ilişkin itirazlarının dikkate alınarak haksız ve usule aykırı açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2017 tarihli, 2016/200 Esas, 2017/206 Karar sayılı kararı ile, bilirkişilerin rapor ve ek raporlarına göre; işin gerçekleşme oranı dikkate alındığında feshin haklı olması durumunda dahi ileriye etkili fesih olarak kabul edilmesi gerekeceği ve hakkaniyete uygun olarak kesilen teminatın iadesinin gerektiği, iki adet asansör ile ilgili yüklenici tarafından karşılanmayan bedel düşüldükten sonra kalan imalat bedelinin 799.090,15 TL olduğu, 06.08.2011 hakediş tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yine davacının kâr kaybının 280.000,00 TL olduğu ve dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, teminat mektubu ve teminat güncelleme bedeli olan 421.877,00 TL'nin 11.08.2011 fesih tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline, idarenin açmış olduğu dava nedeni ile alacak hesabına dahil edilmeyen 104.467,17 TL kesinti miktarının 06.08.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 11 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/114 Esas sayılı dosyasında davalı tarafça talebe konu edilmiş olan 429.752,00 TL alacak miktarı hesaplama yapılırken dikkate alınıp mahsup edildiğinden bu hususta ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

İlk Derece Mahkemesinin 02.05.2017 tarihli, kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin (Kapatılan 15. Hukuk Dairesi) 2019/1949 Esas, 2020/755 Karar sayılı 25.02.2020 tarihli kararı ile devreden yüklenici ile iş sahibi arasında İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/288 Esasına kayıtlı olarak açılıp bozmadan sonra 2015/114 Esasını alan ve kesinleşmiş olması sebebiyle birleştirilmesi mümkün olmayan dava dosyasında verilip kesinleşen karardaki sabit kabul edilen olgular, sözleşmenin, davayı açan yüklenici ve davalısı iş sahibi olan tarafların ve dava konularının aynı olması nedeniyle tarafları bağlayacağı gibi devralan davacıyı (temlik alanı) da bağlayacağından söz konusu davada kesinleşen olguları dikkate almak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan dava dosyasının İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki dava dosyasıyla birleştirilmesi gerektiği gözden kaçırılarak ve sonucu beklenmeksizin davanın yazılı gerekçelerle kabulünün doğru olmadığı gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.

V. MAHKEMECE VERİLEN DİRENME KARARI

1. Bozma kararına karşı Mahkemece, 11 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/114 Esas, 2017/30 Karar sayılı dosyasında taraflar arasındaki sözleşmenin davacı idare tarafından feshinin haklı olup olmadığına ilişkin bir inceleme yapılmadığı, 11. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası karar aşamasında olduğundan, bu dosyada yargılamanın birleştirme nedeniyle usul ekonomisi hükümlerine aykırı olarak uzamaması ve tek taraflı fesih nedeniyle yapılacak tasfiye hesabına ilişkin bilirkişi raporundaki tespitlerin mahkemedeki yargılamada bilirkişilerce raporda nazara alınarak hesaplama yapılabileceğinden dosyanın birleştirilmediği, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/114 sayılı dosyasında davaya konu edilen 429.752,00 TL talebin tamamının bilirkişi raporunda nazara alındığı, davacı tarafından da talebin tamamının dikkate alınmasına yönelik bir itiraz bulunmadığı, bu yönüyle tarafların itirazına uğramayan bilirkişi raporuna göre karar verilen dosyamızda yeni bir inceleme yapılmasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle bozma ilâmına direnilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2022/(15)6-571 Esas, 2023/604 Karar sayılı 07/06/2023 tarihli kararı ile İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/114 Esas sayılı davasında kesinleşen olguların eldeki davada dikkate alınıp değerlendirilmesi suretiyle hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.

VI. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bozma kararı sonrasında Özel Daire kararına uyulmak suretiyle bilirkişilerden ek rapor alındığı, taraflar arasında 4734 sayılı Kamu İhale Yasasına göre anahtar teslim götürü bedel olarak ihale edilmiş olan işin seyri sırasında zaruri olarak yapılması gereken ilave işlerin yasal keşif artış sınırı olan %10 sınırını aştığı, bu sınırı geçen imalatların işin ayrılmaz parçası olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, İdare tarafından düzenlenen ilave işlere ilişkin 2. uzlaşma tutanağına, yüklenici tarafından itiraz edilmiş olmasına rağmen, idare tarafından Bayındırlık Üst Kuruluna müracaat edilmeyerek işin feshedildiği, işin geldiği aşamaya göre feshe tabi olmadığı, tasfiye edilmesi gerektiği, idare tarafından İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada tasfiye hesabının kesinleştiği, bilirkişi incelemesi sonucunda yüklenicinin 1.108.974,56 TL toplam hakediş alacağından, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada kesinleşen 246.868,95 TL idare alacağı düşüldükten sonra 862.105,61 TL ilave işler alacağının mevcut olduğu, tasfiye yerine işin feshinin haksız olması nedeniyle 421.877,00 TL Kesin Teminat Mektubu güncelleme bedelinin bulunduğu, haksız fesih nedeniyle de bakiye işlerden dolayı 280.000,00 TL kâr kaybının olduğu belirlenmekle 862.105,61 TL İlave iş -İmalât bedelinin 06.08.2011 tarihinden hesaplanacak avans faizi ile birlikte, 421.877,00 TL Teminat mektubu ve güncelleme bedelinin 11.08.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte 280.000,00 TL kâr kaybı alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava dilekçesi ve 10.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen toplam 1.603.475,32 TL alacaktan hüküm altına alınan 1.563.982 TL alacak düşüldükten sonra kalan 41.492,71 TL miktarındaki fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; öncelikle davalı olarak Sağlık Bakanlığı olduğu belirtilmiş olmasına rağmen Yerel Mahkemece bu husus dikkate alınmadan taraf tespitinin hatalı olarak belirtildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bozma kararından da anlaşılacağı üzere İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/114 Esas sayılı davasında kesinleşen olguların eldeki davada dikkate alınıp değerlendirilmesi gerektiğini, dosyada bu hususa dikkat edilmeyerek müvekkili kurum aleyhine alacak tutarının arttırıldığını, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir hüküm kurulamayacağını, müvekkili idare tarafından açılan ve kesinleşen İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/114 E. 2017/30 K. sayılı kararı ile yüklenici davacının temerrüdü sebebi ile gecikme cezası, şantiyeden götürülen malzemeler, işçilik alacakları, teminat mektubu güncelleme bedeli vs alacaklarında haklı olduklarının kesinleşerek karara bağlandığını, davacı yanın işi geciktirdiğini, projeleri, ihale sözleşmesini ve şartnameleri ihlal ettiğini, davacının kusurlu olduğu ve dolayısı ile sözleşmesinin idarece fesih edilmek zorunda kalındığını, kalan eksik işlerin yeniden ihale edilmek suretiyle başka yeni bir firmaya 2.199.000,00 TL bedelle verildiğini, müvekkili kurumun zarara uğratıldığını, bilirkişi incelemesi sonucu verilen raporun davayı aydınlatmaktan uzak ve yetersiz olduğunu, dava konusu işin %73 seviyesinde olup tamamlanmamış iş niteliğinde olduğunu, idarenin, yükleniciye işin tamamlanması aksi takdirde fesih işlemlerinin başlatılacağı hususunda gerekli tebligatları yaptığını, ancak yüklenicinin hiçbir şekilde ana taahhüdü kapsamındaki imalatların yapımına devam etmediğini, işi yarım bıraktığını ve idareye fesihten başka bir yol bırakmadığını, bilirkişilerin tenzilatsız imalat bedeli hesaplama metodunu kullandıklarını bu bu metodun kabul edilemeyeceğini, uzlaşma olmadığı düşünülse bile bilirkişilerin muvazaalı imalât kalemi için piyasa rayiçlerini esas almaları gerektiğini, bu hususa ilişkin itirazlarına verilen cevapların tamamen dayanaktan yoksun olduğunu, delil ve tanık listesi dilekçesinde isimleri bildirilen ve masrafları yatırılan tanıklarının dinlenmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, dosyanın Kamu İhale Mevzuatı konusunda uzman ve kamu kurumlarında çalışmakta olan inşaat mühendislerinden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile yeni bir rapor düzenlenmesi gerektiğini, müvekkili idarenin tacir olmaması ve idare açısından işin ticari iş niteliğinin bulunmaması sebebiyle alacak için avans faizine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.