"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/130 E., 2022/80 K.
HÜKÜM : Davanın Reddi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Çin'den pantalon askısı ve elbise düğmesi ithal ettiğini, gümrük işlemlerinin yerine getirilmesi için davalı ...'nun temsilcisi olduğu davalı şirket ile anlaştığını, davalı şirketin söz konusu malların gümrük beyannamesini verirken Ege İhracatçılar Birliğinin belirlemiş olduğu fiyattan daha düşük bir bedeli beyan etmesi sonucunda müvekkiline, İzmir Gümrük Müdürlüğünün 20.04.2011 tarihli ve 1911 sayılı kararı ile 1.117,12 TL idari para cezası, 20.04.2011 tarihli ve 1912 sayılı kararı ile 1.464,39 TL vergi cezası ve davalılarca elbise düğmelerinin gümrük kod numarasının yanlışlıkla kol düğmesi olarak girilmesi sonucu müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 4.500.00 TL vergi miktarı ile gümrük işlerinin gecikmesinden dolayı müvekkilinin 238.32 TL demuraj ücreti ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek davalıların kusurlu eylemlerinden dolayı toplam 6.319,83 TL zarar bedelinin ödeme tarihi olan 21.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Kendisine asaleten, davalı şirketi temsilen davalı ... cevap dilekçesinde özetle; gümrük müşavirlerinin dolaylı temsilci sıfatıyla hareket ederek, temsil ettikleri kişi tarafından kendilerine sunulan bilgi ve belgelere dayanarak Gümrük idaresine beyanda bulunup, bu idaredeki gümrük işlemlerini takip ederek sonuçlandırdıklarını, ithal edilen eşyalarla ilgili belgelerin hazırlanması, tanzim ve tahakkukunun kendi sorumluluklarına dahil olmadığını dava konusu para cezalarının geçerli bir kayıt belgesi sunulamamasından kaynaklandığını, ancak davacının para cezalarına itiraz hakkını kullanmayarak, ödeme yolunu seçtiğini, elbise düğmelerinin gümrük muayene memuru tarafından fiziki muayenesi yapılmak suretiyle kodlanarak vergi tahakkuk ettirilip tahsil edildiğini, davacının kod numarası olarak adlandırdığı GTİP numarasının müvekkili tarafından doğru tatbik edildiğini ve gümrük idaresi tarafından onandığını, ayrıca demuraj ücretinin davacı ile faturayı tanzim eden kurum arasındaki anlaşmadan kaynaklandığından tarifesi ve diğer şartlarını kendilerince bilinemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.02.2013 tarih, 2012/396 Esas 2013/73 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 24.02.2015 tarihli ve 2014/10948 Esas 2015/1159 Karar sayılı kararıyla hakimin bir kez bilirkişi incelemesine karar verildikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceğinin kabul edilemeyeceği, aldı ki, somut uyuşmazllığın, çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar nitelikte olduğu, mahkemece, alınan bilirkişi raporunun uyuşmazlığın çözümünde kanaat verici nitelikte olmadığı ve hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözülmesinin de mümkün olmadığı gözetilerek, gümrük müşavirlik ilişkisi hususunda uzman bir başka bilirkişiden, dosya ve davalıya verilen vekaletnamenin kapsamı incelenerek ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve davacının rapora itirazlarının da karşılar nitelikte rapor alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.05.2016 tarih 2015/522 Esas 2016/568 Karar sayılı kararı ile taraflar arasındakı vekillik ilişkisi de dikkate alındığında davacının fazladan ödemek zorunda kaldığı idari para cezası, vergi cezası, gümrük vergisi ve KDV farkını davalılardan tahsilinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 11.12.2019 tarihli ve 2016/6263 Esas 2019/5254 Karar sayılı kararıyla dosya kapsamında bozma öncesi ve sonrası alınan raporlar arasında çelişki olduğu sabit olup bu durumda yapılması gereken hususun gümrük müşavirliği konusunda uzman başka bir bilirkişi seçilerek raporlara ilişkin taraf itirazları da değerlendirilerek çelişki giderilerek yeni bir rapor alınması suretiyle karar verilmesi gerekirken bozmadan önceki rapor yok sayılarak bozmadan sonra alınan rapora itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafın kendisine verilen 31.01.2011 tarihli vekaletname kapsamında yapılan gümrük müşavirliği işinin yerine getirilmesinde davalıya atfedilecek kusurun bulunmadığını, davacının ödemek zorunda kaldığı ceza-i şart yönünden itirazda bulunmaksızın ceza-i şartın ödendiğini, gümrük vergileri ve cezalar yönünden itiraz yollarını kullanmadığını, ibraz edilmesi gereken kayıt ve gözetim belgelerinin davacı tarafından ibraz edilmediğini gerekçesiyle davalının sorumluluğunu belirleyen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştr.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; en son verilen raporun daha önce verilen raporlar arasındaki çelişkiyi giderme amacından çok davalıyı koruma ve haklı çıkarma çabasıyla düzenlendiğini, müvekkilim gümrük müşavirine vermiş olduğu vekaletname ile ilgili kurumlarla olan tüm ilişkilerin yürütülmesi ve işlemlerin gerçekleştirilmesi yetkisini ve sorumluluğu devrettiğini, bu çerçevede gerekli itirazların davacı adına yapılması gerektiğini belirterek mahkeme kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafça davalıya verilen 31.01.2011 tarihli vekaletname kapsamında yapılan gümrük müşavirliği işinin davalılarca kusurlu olarak yerine getirildiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 nci ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin 2 nci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına,
Karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.