"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/2237 E., 2022/604 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/248 E., 2018/566 K.
Taraflar arasındaki asıl davada daire teslimi ve tahsisi, birleşen davada tahsilat makbuzunun sahteliği ile tahsilat makbuzunun sahteliği ile borçlu olmadığının ve davalının üyeliklerinin usulsüzlüğünün tespiti borç davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-birleşen davada davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-birleşen davada davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Avukat ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 20/09/2007 tarihli “Satış Vaadi Protokolü” uyarınca 330.000,00 TL ödeyerek davalı kooperatiften iki adet üyelik satın aldığını, davalının, müvekkilinin kura çekimine iştirak ettirilmediğini ileri sürerek, daire tesliminin tespiti ile tahsislerinin yapılmasını ve mümkün olmadığı takdirde konut değerlerinin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı üyenin, bugüne kadar müvekkili kooperatife hiçbir ödeme yapmadığını; dayanak tahsilat makbuzunun ve bedelinin kayıtlarda bulunmadığını, iki üyeliğin usulsüz olduğunu, genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararının bulunmaması sebebiyle davacının sabit ve peşin ödemeli ortak olmayıp normal kooperatif ortağı olduğunu, makbuz tanzim edildiği tarihte müvekkil kooperatif yetkilisinin ikisinin imzasını taşımadığından ve kooperatife işbu bedel yatırılmadığından geçerli olmadığını, eski yönetim kurulu üyesi Sait Sayan hakkında sahte makbuz tanzim etmekten hüküm kurulduğunu ileri sürerek, tahsilat makbuzunun geçersizliğinin ve sahteliğinin tespiti ile davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve iki adet üyeliğinin usulsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili kooperatifin yönetim kurulu tarafından üyeliğe kabul kararı verildiğini, genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararının bulunmaması sebebiyle davacının sabit ve peşin ödemeli ortak olmayıp normal kooperatif ortağı olduğunu, davacının, üyelik ödevlerini yerine getirmediğini, makbuz üzerinde imza incelemesi yapılması gerektiğini, 24/09/2007 tarihinde imza yetkilisi olan yönetim kurulu üyelerinin ... ve ... olduğunu, makbuzun iki yönetim kurulu üyesi imzası taşımadığından geçerli olmadığını, makbuzun sahte imza ile tanzim edildiğini, bu makbuz nedeniyle ödeme yapılmamış olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; nakit ödeme yaptığından makbuzun verildiğini, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/465 E., 2013/531 K. sayılı kararıyla müvekkili üyeliğinin peşin satışlı üyelik olarak kabul edilmesinden dolayı ihraç kararının iptaline karar verildiğini, kesin hüküm itirazında bulunduklarını, satış vaadi protokolünde peşin bedel tutarı ödenince üyeliğe kabul edileceğinin yazılı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birleşen dava yönünden davalı vekili kesin hüküm itirazı ileri sürmüş ise de, eldeki birleşen dava ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/465 E., 2013/531 K. sayılı dosyasındaki dava sebepleri aynı olmadığından, itirazın reddi gerektiği, davacı ...'nın iddia edilen 330.000,00 YTL dışında bir ödemesinin bulunmadığı, 156 no.lu tahsilat makbuzunun kooperatif defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, tarafların da aksi yönde beyanı bulunmadığı, asıl davada davacının daire tahsisine hak kazanabilmesi, tahsilat makbuzunun geçerli ve doğru olmasına bağlı olduğu, birleşen davada davacı kooperatifin, tahsilat makbuzunun sahte olduğunu ileri sürdüğü, imzaya itiraz ettiği, makbuzun sahte olmadığını kanıtlama yükünün davacı ...'da olduğu, imza incelemesi yapılabilmesi için makbuzun aslının Av. ...'dan istenilmesi talep edilmiş ise de makbuzun eski vekilden alınıp dosyaya sunulması davacı ...'ya ait olduğu, kaldı ki çıkarılan muhtıra ekli tebligata rağmen anılan vekilin makbuz aslını sunmadığı, dava konusu olan (156) no.lu makbuzun bir öncesi ve bir sonrası makbuzların kooperatif muhasebe kayıtlarında yer almış olmasının dava konusu makbuzun sıhhatini göstermeyeceği, çünkü, makbuzdaki imzaya itiraz edilmesi ve muhasebe kaydında yer almamasından dolayı, bu tutarın gerçekten kooperatif kayıtlarına intikal edip etmediği başka bir deyişle kooperatif tarafından tahsil edilip edilmediği hususunun soruşturulması gerektiği, makbuz tutarının kooperatif kayıtlarına intikal etmemesi, bu tutarı ödeyen ile makbuz karşılığı parayı alan kişi/kişiler arasındaki uyuşmazlığa konu olabileceği ve belgeyi düzenleyenin sorumluluğunu gerektireceği, fakat kooperatifi sorumluluk altına sokmayacağı, dolayısıyla, tahsilat makbuzunun ibrazı ve takiben inceleme yapılarak geçerli olduğu hususu Davacı ... tarafından kanıtlanamadığı, ortağın hiç ödemesinin bulunmaması ve ödemenin bulunduğunun kanıtlanamaması durumunda tazminat isteyemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine,
Birleşen davada ise, davalı ...'nın iki adet üyeliği, kooperatif yönetim kurulu kararına dayandığı gerekçesiyle iki adet üyeliğin usulsüz olduğunun tespiti isteminin reddine, dava konusu tahsilat makbuzunun geçersizliği ve sahteliği davasında, makbuz aslının davalı tarafından sunulmaması nedeniyle davacı iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle kooperatifin davalıya tahsilat makbuzu miktarı kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasındaki davalının cevap dilekçesinde makbuzun tek imzalı olduğunu ve ödemenin kayıtlarında bulunmadığını belirttiğini, yani imza itirazında bulunmadığını, makbuz aslının Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince incelendiğini ve makbuzun çift imzalı olduğunun tespit edildiğini, ödemenin kabul edildiğini, onama kararının da makbuza ilişkin ödeme olduğunu tespiti olduğunu, onama karar gerekçesinde peşin üyelik bedelinin ödenmiş olduğunu vurguladığını, aradan uzun yılların geçmiş olması ve makbuz aslının Av. ...'a teslimi sonrasında, bilirkişi incelemesi yaptırıldığının mahkeme kararından anlaşıldığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğunu, üyelikten kaynaklanan haklarına ilişkin talebinin reddinin hatalı olduğunu; birleşen davada, derdestlik itirazlarının dinlenmediğini, menfi tespit davasının şartlarının oluşmadığını, zira müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun mahkeme kararlarıyla kesinleştiğini, bu durumda eğer üye olarak ödeme yok ise bunun müvekkilinden talep edilmesi gerekeceğini veya sair (ihraç vs) prosedürlerinin uygulanacağını belirterek mahkemenin asıl ve birleşen davaya ilişkin kararlarının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında tahsilat makbuzunun çift imzalı olduğu ve ödemenin nazara alınması gerektiğinin belirtildiğini, kararın onandığını, makbuz sahteliği iddiasının ve menfi tespit davasının mahkeme kararı karşısında mesnetsiz kaldığını, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında anlaşılacağı üzere davalı kooperatifin imza itirazında bulunmadığı gibi mahkemece imzaların çift olduğu ve üyeliğin usulüne uygun olduğu tespitinin yapıldığını, bu tespit neticesinde birleşen davanın da kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı ile de ödemenin yapıldığının tespit edilip kesinleştiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, kooperatif üyesi olan davacıya daire tahsisi, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesi, birleşen dava ise kooperatifin borçlu olmadığının ve davalının üyeliklerinin usulsüz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan asıl davada davalı birleşen davada davacı yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin, asıl davada davacı birleşen davada davalıdan tahsili ile asıl davada davalı birleşen davada davacıya ödenmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı-birleşen davada davalı ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.