"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1030 E., 2022/309 K.
Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/721 Esas Sayılı Davada
DAVA TARİHİ : 28.08.2012
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/371 E., 2020/165 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı taşeron vekili asıl dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14.06.2011 tarihinde akdedilen sözleşme ile davalının yüklenicisi bulunduğu SEKİYAKA I & II HES projesi kapsamındaki iletim kanalı, sifon-1, iletim tüneli çıkış portal kazısı, yükleme havuzu-1, yükleme havuzu-2, cebri boru-1, cebri boru-2, santral binası-1, santral binası-2, sifon-2, hidromekanik donatı, yollarda stabilize alt temel ve satıh kaplama yapımı işlerinin müvekkili tarafından üstlenildiğini, yer tesliminin usulüne göre yapılmadığını, kesin proje teslim edilmediğini, uygulama projesi ile iş yaptırıldığını, bu nedenle iş kalemlerinde farklılıklar, artışlar söz konusu olduğunu, ara hakedişlerin sözleşmede belirlenen şekilde gerçekleştirilmediğini, tüm bunlara rağmen işin yapımına devam edilmekte iken davalı şirketin 20.02.2012 tarihli yazısı ile sözleşmenin haksız şekilde feshedildiğinin bildirildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haksız feshi sebebiyle kâr mahrumiyeti olarak 5.000,00 TL, uğranılan zararlar karşılığı olarak 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile kâr mahrumiyeti için alacak talebini 600.045,88 TL’ye, haksız fesih nedeniyle uğranılan zararlar için ise alacak talebini 195.080,77 TL’ye çıkartmıştır.
2. Davacı taşeron vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; sözleşmede iletim kanalı ve diğer işlerde kazı-dolgu işleri makine ile birim m3 fiyatı 3,65 Euro olarak belirlenmesine rağmen hak edişte m3 fiyatı 2.10 Euro olarak gösterildiğini, buna göre 131.492,13 Euro eksik olarak hesaplandığını, yine beton ve betonarme betonun sözleşmede m3 birim fiyatı 80 Euro olmasına rağmen hakedişte 65 Euro olarak gösterildiğini, 21.243,75 Euro eksik hesaplama yapıldığını, yine sözleşmede sifon 1 imalatında da her zeminde dolgu yapılması imalatının m3 fiyatı 3.65 Euro’dan hesaplanması gerekirken hakedişte 2.10 Euro hesaplandığını, aradaki farkın 2.952,75 Euro olduğunu, yine Sifon 1 imalatında yer alan beton veya betonarme betonunun sözleşmede m3 birim fiyatı 80 Euro olduğunu, hak edişteki hesaplamada 65 Euro olarak gösterildiğini, aradaki farkın 2.160 Euro olduğunu, 5 no.lu hakediş nedeniyle müvekkiline yapılan eksik ödeme miktarının toplam 157.848,63 Euro olduğunu, sözleşme kapsamında bulunan yollarda stabilize alt temel ve satıh kaplama yapımı işlerinin müvekkilince tamamlandığını ancak bu işe ait bakiye 134.344 Euro’nun ödenmediğini, sözleşme bedeli üzerinden 41.414,00 TL Damga Vergisinin müvekkilince ödendiğini, yaptırılmayan iş tutarına oranlanacak damga vergisi tutarının müvekkiline iadesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5 no.lu hakedişte eksik ödenen miktarlar için 1.000,00 Euro’nun, yoldan kaynaklı ödenmeyen hakediş bedeli için 1.000,00 Euro’nun, Damga Vergisinden kaynaklanan alacak için 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 7.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 5 no.lu hakedişte eksik ödenen alacak talebini 347.266,98 TL’ye, yoldan kaynaklı alacak talebini 258.424,10TL’ye, damga vergisi alacak talebini ise 29.711,62 TL’ye çıkartmıştır.
II. CEVAP
Davalı yüklenici vekili asıl ve birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kusurlu imalatları ve sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, davacının alacağının bulunmadığını, dava dışı iş sahibi Akfen İnş. Tur. Tic. A.Ş. tarafından müvekkili şirkete gönderilen yazıların, davacı tarafın, sözleşme hükümleri ve eklerine uygun hareket etmediği ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini açıkça ortaya koyduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dava konusu işle ilgili fesihten önce davalı tarafından davacı tarafa 14.08.2011, 24.10.2011, 28.11.2011, 01.02.2012 tarihli uyarı yazılarının gönderildiği, dava dışı işveren Akfen İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş tarafından davalı yüklenici şirkete gönderilen yazılarda hem yüklenicinin hem de alt yüklenicinin çalışması ile ilgili de uyarılar yapıldığı, özellikle 07.02.2012 tarihli yazıda; "... alt yüklenicinin çalışmalarını bu şekilde devam ettirmesi halinde sözleşmeden doğan hakların kullanılarak sahadan uzaklaştırılacağı, teknik personelin eksik olduğu, alt yüklenicinin çalışmalarını arazide bire bir kontrol etme zorunluluğu olduğu, bu durumun alt yükleniciye olan güvenlerinin kalmamasından kaynaklandığı" gibi ifadeler kullanıldığı, bunun üzerine davalı yüklenicinin 07.02.2011 ve 11.02.2011 tarihli yazılarda davacı alt yükleniciyi uyardığı ve ardından 20.02.2012 tarihinde sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin 14.2.1. maddesinde düzenlenen "yüklenicinin, alt yüklenicinin yetersizliğini veya başarısızlığını tespit etmesi veya alt yüklenicinin işleri zamanında yetiştiremeyeceği kanaatine varması;...nedenine dayalı olarak davalı tarafça yapılan feshin haklı olduğu, ancak fesihle ilgili süreçte her iki tarafın da kusuru bulunduğu, asıl davada; davacı alt yüklenicinin sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan zararlar ve kâr kaybı talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden davacının kâr kaybı ve zarar taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından asıl davanın reddine karar verilmiş; birleşen davada, taraflarca imzalanan 5 hakedişte de ek sözleşme ile revize edilen birim fiyatlara göre hesap yapıldığı, eksik ödeme yapılmadığından davacı tarafın bakiye hakediş bedeli talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafça yoldan kaynaklı ödenmeyen hakediş bedeli ile ilgili her ne kadar imalatın %100 oranında bitirildiği iddia edilmiş ise de 5 no.lu hakedişe yönelik yapılan hesaplamalarda imalatın %30 oranında bitirildiğinin tarafların imzaladığı metraj cetvelinden tespit edildiği, davacı tarafından imalat seviyesinin %100 yapıldığını ispatlayan herhangi bir belgenin sunulmadığı, bu nedenle davacının yoldan kaynaklı ödenmeyen hakediş bedeli talebinin yerinde olmadığı, davacı alt yüklenicinin damga vergisi ödemesinden doğan zarar talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden bu talebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın da reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı taşeron vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1. Asıl ve birleşen dosyada davacı taşeron vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sözleşmenin feshinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, savunmanın genişletilmesi mahiyetindeki ek sözleşme bulunduğu iddialarına muvafakat etmediklerini, taraflar arasındaki tek bir sözleşmede birim fiyatların belli olduğunu ancak ilk hak edişte yapılan hatanın beş hak edişte de devam ettiğini, işin haksız olarak feshi sonrasında yapılan hatanın farkına varılarak eksik ödemelerin davalıdan talep edildiğini, ara hakedişlerin avans niteliğinde olduğunu, eksik veya fazla yapılan ödemelerin kesin hesap sırasında düzeltileceğini, haksız fesih sonrasında durum tespit tutanağının düzenlenmediğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, birleşen davada talep edilen Damga Vergisinden taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı-alt yüklenicinin sorumlu olduğunun anlaşıldığı, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı taşeron vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı taşeron vekili, istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçelerle kararı temyiz etmiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar kaybı ve uğranılan zararların tahsili; birleşen davada ise eksik ödenen hakediş alacağı, yol imalatına ilişkin ödenmeyen imalat bedeli ile ödenen Damga Vergisi tutarının davalıdan tahsili istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İncelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, asıl ve birleşen dosyada davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 2020/1030 Esas, 2022/309 Karar ve 29.03.2022 tarihli kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen dosyada davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl ve birleşen dosyada davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.