Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3084 E. 2023/3289 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 2014 yılı yerel seçimlerinde siyasi parti için yaptığı işlerin bedelini alamaması nedeniyle açtığı itirazın iptali davasında, davalı siyasi partinin il başkanlığı ve belediye başkan adayına karşı davanın husumet yönünden reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma ilamında davalı siyasi parti il başkanlığı ve belediye başkan adayı hakkında pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden ve bozma kararına uyulması karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğundan, yerel mahkemenin bozmaya uyarak verdiği ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/42 E., 2022/60 K.

DAVA TARİHİ : 14.09.2015

HÜKÜM/KARAR : Reddine

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalılardan ... vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen gelen yok. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 31/03/2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde CHP'nin tüm il ve ilçe sınırları içerisinde yapılan afiş ilan görsel tanıtım materyallerinin üretim hizmetleri, araç kaplama, dijital baskı, seçim ofislerinin iç dış reklam kaplamaları, pankart afiş ve ilanların baskıları, dikişleri, stantları, bayrakları, reklam panoları ve benzeri reklam adı altında müvekkili şirket tarafından CHP için hizmet yapıldığını, bu hizmetlerin bedelinin faturada gösterildiğini, faturanın CHP Genel Başkanlığınca ödenmeyince aleyhlerine icra takibi yaptıklarını, davalılardan ... Genel Sekreterinin itiraz dilekçesinde, asıl borçlunun ..., ... ve CHP Antalya İl Başkanlığı olduğunun belirtildiğini, bu sebeple ... aleyhine icra takibi başlatılmadan evvel CHP İl Başkanlığı ve ...'a fatura alacağının ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, ...'ın cevabi ihtarnamesinde müvekkili şirket ile hiçbir sözleşme imzalamadığını borcunun olmadığını bildirdiğini, yerel seçimler sırasında dönemin CHP Antalya İl Başkanı ..., seçim komisyon başkanı Ümit Uysal'ın müvekkili şirket ile muhatap olduğunu il Başkan Yardımcısı Nuri Cengiz'in mali onayları verdiğini, dilekçesinde isimlerini bildirdiği komite üyelerinin siparişleri talep ve takip ettiklerini, düzenlenilen fatura ödenmeyince aleyhlerine icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini itirazın iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, Cumhuriyet Halk Partisinin Siyasi Partiler Kanununun 71. maddesi ve parti tüzüğünün 78. maddesi kapsamında sorumluluğunun bulunmadığını, Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezi ile davacı arasında bir sözleşmenin bulunmadığını, aktif husumetten davanın reddini istemiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline fatura tebliğ edilmediğini, Antalya 10. Noterliğinden müvekkiline gönderilen ihtarnamede fatura aslının bulunmadığını, müvekkilinin cevabi ihtarnamede borcunun olmadığını bildirdiğini, müvekkilinin davacı şirket ile bahsi geçen alacakla ilgili herhangi bir sözleşme yapmadığını, yapılan işlerden haberinin bulunmadığını, malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkili ile sözleşme yapıldığına ya da müvekkili ile ilişkilendirilebilecek bir iş yapıldığını kanıtlayıcı davacının hiçbir belgeye dayanmadığını, davanın reddini istemiştir.

Davalı ...'ün süresinde davaya cevap vermediği ön inceleme duruşmasında vekilinin davayı kabul etmediklerini müvekkili ile yapılan bir sözleşmenin olmadığını, seçim dönemlerinde partinin genel uygulamasının seçim komiteleri oluşturup o şekilde propaganda yürütmek yönünde olduğunu, ...'ün o dönemde CHP Antalya İl Başkanlığını yürüttüğünü ve İl Başkanlığı nezdinde komiteler oluşturulduğunu, il başkanlığı defterlerinde davacının düzenlediği fatura ile ilgili bilginin bulunmadığını bildirdiği, davacı vekilinin ... vekilinin süresinde bildirmediği beyanlarını kabul etmediğini, muvafakatinin de olmadığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04/04/2018 tarihli ve 2015/323 Esas, 2018/107 Karar sayılı kararıyla; TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı gereği davalıların yapılan seçim kampanyası tanıtım işlerinden birlikte sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2019/436 Esas, 2019/5146 Karar sayılı ve 12/12/2019 tarihli ilamı ile davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa da davalı ...’ın 31/03/2014 tarihinde Antalya ilinde yapılan yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkanı adayı olduğu ve davacının yaptığı işlerden yararlanan kendisi olduğundan akdi ilişki bulunmamakla birlikte davacının gerçekleştirdiği imalatlardan vekaletsiz iş görme hükümlerine göre sorumlu olduğu, Davalı ... ile ... bakımından ise; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun mali sorumluluk başlıklı 71. maddesi 2. fıkrasına göre siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat ve kademeler tarafından parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esasların merkez karar ve yönetim kurulunca kararlaştırılacağı, bu esaslara aykırı olarak siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden karar verilmediği ve sonradan onaylanmadıkça partinin teşkilat ve kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dahil her türlü sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliğinin hiçbir suretle sorumlu tutulamayacağı, bu takdirde sorumluluğun sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişilere ait olacağı hükmü gereği davacı tarafça önceden yazılı yetki ya da sonradan bir kararla sözleşmenin onaylandığı ileri sürülüp buna ilişkin hiçbir delil ibraz edilmediğinden davalı parti genel başkanlığının davacının gerçekleştirdiğini ileri sürdüğü iş ve imalât bedelinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, diğer davalı ... ile davacının, davalı parti genel merkezini bağlayıcı olmasa dahi imzaladıkları ya da sözlü de olsa kurdukları sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve davacının yaptığı iş ve imalâttan da yararlanmadığından bu davalının davacının gerçekleştirdiği iş ve imalât bedelinden sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, bu durumda davalı ... ve ... hakkındaki davanın pasif husumet (taraf sıfatı) yokluğundan reddi yerine yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabulünün hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararına karşı davacı vekili ve davalılardan ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.

3. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2020/1751 Esas, 2020/3144 Karar sayılı ve 08.12.2020 tarihli kararı ile karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 31/01/2022 tarihli kararı ile davalı ... ve davalı ... bakımından davanın tefriki ile eldeki esas numarasına kaydedildiği, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar yönünden pasif husumet (taraf sıfatı) yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Davalılardan ... ve ... hakkında müvekkili ile arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından bu davalılar bakımından pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin bozma nedeninin hukuka aykırı olduğunu, davalılardan ...'ın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olurken davalı siyasi partiyi temsil ettiğini ve ondan ayrı düşünülemeyeceğini, davalılardan ...’ün ise mali komitesinin üstünde bir sıfatla Antalya İl Başkanlığı adına yapılan iş ve işlemlerden sorumlu olması gerektiği, bozma ilamında davalılardan ...’ın yapılan işlerden vekaletsiz iş görme hükümlerine göre emsal rayiç bedelle sınırlı olarak sorumlu olduğuna ilişkin bozma nedeninin hukuka aykırı olduğunu, ...'ın seçim kampanyasında yapılan işlerin parti yönetiminin karar veya onayından bağımsız olarak yapılmadığı, il başkanlığı kapsamında oluşturulan seçim komitesi tarafından alınan karar ve tanık anlatımları ile CHP Antalya İl Başkanlığının kararı ile işlerin gerçekleştirildiğini, yapılan işlere ilişkin gönderilen faturanın CHP Antalya İl Başkanlığı çalışanı Hatice Yayla tarafından teslim alındığını ve fatura içeriğine yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini, her ne kadar CHP Antalya İl Başkanlığı ile müvekkili arasında bir sözleşme bulunmadığı belirtilmiş ise de 11/07/2014 tarih, 07377 numara ve 431.032,75 TL bedelli faturaya istinaden CHP Antalya İl Başkanlığının 15.000,00 TL ödeme yaptığını, il başkanlığının bu ödemesi mahsup edildikten sonra bakiye 415.967,13 TL üzerinden takip başlatıldığını, bu durumun bilirkişi raporunda tespit edildiğini, davalı ... Başkanlığının tüm bu seçim çalışmalarından habersiz oluşunun mümkün olmadığını, tüm işlerin partinin nam ve hesabına yapıldığını ve bedelden davalı ... ve davalı ... Başkanlığının da sorumlu olduğunu, icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın müvekkili lehine bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2014 yılı yerel seçimlerinde davacının afiş hazırlama, otobüs ve bina giydirme, kaplama, pankart, reklam hazırlama şeklindeki ve eser sözleşmesi kapsamında olduğu ileri sürülen işlerin yapılmış olup, bedelinin ödenmemesi sebebiyle yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-371. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 526 ve devamı, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun mali sorumluluk başlıklı 71. maddesinin 2. fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanunun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (kapatılan) 2019/436 Esas, 2019/5146 Karar sayılı ve 12/12/2019 tarihli bozma ilamından sonra Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/350 Esas sayılı dava dosyasında, 31.01.2022 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına, aynı celsede davalı ... ve davalı ... yönünden ise davanın tefrikine karar vermiş, belirtilen davalılar yönünden tefrik edilen dava aynı mahkemenin, 2022/42 Esas sayılı dava dosyası olarak kaydedilmiştir.

2.1. 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî müktesep hak doğmuştur.

Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.

2.2. Somut olayın değerlendirilmesinde, tefrik kararı neticesinde ilk derece mahkemesince bozma ilamına uygun olarak davalılar bakımından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde hukuk aykırı bir yan bulunmamakla, dosya kapsamında usuli kazanılmış hakkın istisnaları da bulunmamaktadır.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı ...’na verilmesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

16/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.