"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/213 E., 2022/505 K.
DAVA TARİHİ : 20.04.2017
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/463 E., 2018/1100 K.
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, müvekkilinin üyelikten doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, ödeme belgelerinin ibraz edilmesine rağmen davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından haksız ve yasalara aykırı şekilde kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiğini, ihtarnamenin 17.02.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ihraç kararının art niyetli hukuksuz olduğunu, kooperatif yönetimi ile yapılan görüşmede 2014 yılında parayı tahsil eden kooperatif yönetim kurulunun tahsilatı defter ve kayıtlarına intikal ettirmediğinden bahisle yeniden 2. defa aidatın ödenmesinde ısrar ettiğini, üye olarak kooperatif yönetimini ve kayıt ve belgelerini bu yönde denetlenmesi mümkün olmadığını, müvekkilinin üye aidat borcunu zamanında nakit olarak ödediğini ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; iddia edilen ödemenin kooperatif defter ve muhasebe kayıtlarında gözükmediği gibi makbuz olarak sundukları adi belgenin kooperatife ait bir belge olmadığını, kayıtlarda makbuz dip koçanına yada suretine rastlanmadığından itibar edilmediğini, 21.06.2014 tarihli kooperatif genel kurulunca seçilen yönetim kurulu üyelerinin kooperatif kaşesi üzerine atılacak üçlü müşterek imza ile makbuz imzalayabileceklerinin açıkça kararlaştırıldığını, çift imza ihtiva eden adi makbuza itibar edilmeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ihtarnamelerde, aidat borçlarının hangi aylara ve ne miktar olduğu, hangi kısmının ana para, hangi kısmının işlemiş faiz olduğunun da açıkça bildirilmesi gerektiği, kooperatiften gönderilen ihtarnamelerde bu hususun yer almadığı, ödeme makbuzunu imzalayan iki yöneticinin o tarihte kooperatif yöneticileri oldukları, ödeme makbuzunda kooperatif kaşesinin bulunduğu, parayı alanında yönetim kurulu olarak yazılı olduğu nazara alınarak ödemenin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle ihraç kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının dosyaya sunduğu 20.000,00 TL makbuzun kooperatifi bağlamadığı halde, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 10.09.2014 tarihli imza sirkülerinde, 21.06.2014 tarihli kooperatif olağan genel kurul toplantısının akabinde 23.06.2014 tarihli karar gereğince, yeni dönemde ...’in sağlık sorunları nedeniyle işlerin aksamaması için yönetim kurulu başkanlığına ...’ın, yönetim kurulu başkan yardımcılığına ...’in, muhasip üyeliğe, ...’ın, yönetim kurulu ...ile ...‘ın seçildiğinin yer aldığını, 21.06.2014 tarihli karar gereğince ortaklar ve üçüncü şahıslardan kooperatif adına para tahsil etmeye, yönetim kurulu üyelerinden herhangi üç üyenin kooperatif ünvanı altında alacakları müşterek imza ile kooperatifi en geniş şekilde ilzam etmesine oybirliği ile karar verildiğini, dosyaya sunulan makbuzun yönetim kurulu kararından sonra olduğunun açık olduğunu, en az üç üyenin imzasının gerektiğini, yine davacının ihracına ilişkin ihtarlarda borcun faizi bildirilmediği gerekçesiyle ihraç kararının yerinde olmadığı, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; emsal alınan dosyada ki bilirkişi raporu, davacının davalı kooperatife yapmış olduğu ödeme kapsamında düzenlenen makbuzda, kooperatif kaşesinin ve çift imzanın bulunması, davalı tarafın sahtecilik savunmasında bulunmamış olması neticesinde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16.maddesi ve ana sözleşmenin 14 maddesi gereğince akçeli edimi bulunmayan davacı kooperatif ortağına gönderilen ihtarnameler neticesinde ihraca dair oluşturulan yönetim kurulu kararı, kanuna, ana sözleşmeye uygun olmayacağından, mahkemece verilen iptal kararında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili ; istinaf dilekçesinde ileri sürülen ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini, temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararına ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 14., 16., 27. maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.