"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
SAYISI : 2018/431 E., 2022/121 K.
DAVACILAR : 1- ... 2- Yasemin Turan vekilleri Avukat ...
DAVA TARİHİ : 17.05.2007
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshi nedeniyle imalat bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1- Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin davalı kooperatife ait parsel üzerinde inşaa edeceği yapının işletilmesi konusunda vermiş olduğu 30.08.2015 tarihli teklifin uygun bulunduğunu, murisin 10.05.2006 onay tarihli inşaat ruhsatını aldığını ve kaba inşaatı bitirdiğini, ancak davalının işi bıraktırdığını ve sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2- Davacılar vekili 18.03.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 264.047,00 TL arttırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş yap-işlet-devret sözleşmesinin olmadığını, sadece inşaata başlanması konusunda sözlü mutabakat sağlandığını, ancak davacının projeleri tasdik ettirmeden ve ruhsat almadan bazı imalatlara başladığını, ruhsat aldıktan sonra kooperatife onaylı projeyi getirmediğini, sözleşme imzalamaya gelmediğini, sürekli adres değiştirdiğini, bir süre sonra da ortadan kaybolduğunu, sözleşme yapılması için ihtar gönderilmiş ise de adrese tebliğ edilemediğini, davacının yaptığı inşaat imalatlarının onaylanan projeye, fen ve sanat kuralları ile alınan inşaat ruhsatına da aykırı olup, ekonomik bir değer ifade etmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.03.2013 tarihli ve 2007/127 Esas, 2013/338 Karar sayılı kararıyla; davacının, davalı kooperatife yaptığı işin davacının kusuru olmaksızın tamamlanamadığı, işin yapıldığı 2006 yılındaki piyasa rayici tutarı 160.080,85 TL ve KDV’sini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı kooperatiften talep etme hakkı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 188.895,40 TL alacağın 20.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden, 168.895,40 TL’lik kısmına da 18.03.2011 ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1- Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2- Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 26.05.2014 tarih ve 2013/6464 Esas, 2014/3590 Karar sayılı kararı ile, davacı yanca yapımı gerçekleştirilen işlerin bedelinin sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 366. maddesi uyarınca yapıldıkları tarihteki serbest piyasa rayiçleri ile hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 03.11.2016 tarihli ve 2014/848 Esas, 2016/370 Karar sayılı kararıyla, bozma ilâmına uyularak, taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmadığı, keşfe katılarak dava konusu eseri yerinde görmüş olan bilirkişiler tarafından hazırlanan 12.12.2014 tarihli, hükme esas almaya yeterli bulunan ve istikrarlı şekilde tanzim edilen bilirkişi raporuna göre 2006 yılı serbest piyasa rayiçlerine göre yapılan iş bedelinin KDV dahil toplam 137.301,40 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 137.301,40 TL alacağın 20.000,00 TL'nin dava tarihinden, 117.301,40 TL'nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1- Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2- Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 25.09.2017 tarih ve 2017/067 Esas, 2017/3115 Karar sayılı kararı ile; tarafların sair temyiz itirazları reddedilmiş, mahkemece, öncelikle belediyenin daha önce verdiği yazı cevapları da eklenerek ilgili belediyeden sözleşme konusu parsel üzerinde yapılan inşaat ve imalâtların ruhsat, proje ve imara aykırı olup olmadığı, proje tadilatı yapmak ya da imar ve projesine aykırı kısımlar kaldırılmak suretiyle yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususu sorulup net ve açık bir şekilde cevabı alındıktan sonra yapı ruhsatı ve projesinin aykırılıklar bulunduğu ve plan notuna uygunluğu bulunmadığı anlaşılan inşaatın ruhsat ve proje tadilatı ve imara aykırı kısımların kaldırılmak suretiyle yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması halinde, yasal hale getirilmesi mümkün olmayan yapıların ekonomik değeri olmayacağı ve bedel istenemeyeceği gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi, yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde işin yapıldığı 2006 yılı itibariyle yapı ruhsatı ve proje tadilatı ile proje ruhsat ve imara aykırı olup kaldırılmak suretiyle yasal hale getirilebilecek kısımların aynı tarih itibariyle yıkım masrafları hakkında hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alıp değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak, Bodrum Belediye Başkanlığı’nın 15.06.2020 havale tarihli cevabi yazısında dava konusu 1744 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki projesine aykırı kısımların binanın taşıyıcılarının betonarme olmasından dolayı kısmi yıkımla uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, bilirkişi raporunda da projeye aykırı olarak yapılan A harfi ile gösterilen imalatın tek başına yıkılması durumunda yasal hale gelemeyeceğinin açıkça belirtilmiş olduğu, bozma sebebi yapılmayan ve taraflar arasında yeni uyuşmazlıklara sebebiyet verecek mahiyette değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, inşaatın ruhsat ve proje tadilatı veya imara aykırı kısımlarının kaldırılmak suretiyle yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; belediyenin 15.06.2020 tarihli yazısının mahallinde inceleme yapılmadan düzenlendiğini, bilirkişi raporunun ise mahallinde keşif yapılarak düzenlenmiş olup, raporun dikkate alınması gerektiğini, raporda yapının yasal hale getirilebileceğinin belirtildiğini, yapı tamamlanmadığından yasal hale getirilmesinin mümkün olduğunu, çelişkinin giderilmediğini, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu belirterek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Borçlar Kanununun 470. ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece uyulan bozma ilâmı doğrultusunda araştırma yapılarak, yasal hale getirilmesi mümkün olmayan yapıların ekonomik değeri olmayacağı ve bedeli istenemeyeceğinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacılardan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.