"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/303 E., 2022/695 K.
DAVA TARİHİ : 03.04.2015
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kabulüne
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin S.S. Altis Arsa ve Konut Yapı Kooperatifinin ortağı olduğunu, ferdileşme sonucunda sahibi olduğu taşınmazını davalı yana sattığını, davalının satışla beraber kooperatif üyeliğini de devraldığını, kooperatif yönetim kurulu 04.06.2010 tarihli kararıyla davalı yanı kooperatif ortağı olarak kaydettiğini, müvekkilinin kooperatif hissesini davalı yana devretmesine rağmen kooperatif tarafından İzmir 21. Noterliğinin 10.03.2014 tarihli ihtarnamesi ile tasfiye giderlerine katılım payı adı altında talep edilen 5.071,32 TL aidat bedelini herhangi bir haciz işlemine maruz kalmamak adına 12.03.2014 tarihinde ihtarnamede kooperatif hesabına ihtirazi kayıtla yatırmak zorunda kaldığını, taraflar arasındaki devir sözleşmesine göre müvekkilinin söz konusu aidat bedelinden dolayı sorumluluğu bulunmadığını, söz konusu bedelin kooperatif hissesini devralan davalı tarafından karşılanmasının gerektiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 22.05.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle; kooperatifin banka hesabına ödenen 5.071,32 TL aidat alacağı bedelinin dava tarihi olan 03.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sadece taşınmazı satın aldığını, kooperatif üyeliğini devralmadığını, kooperatife üyelik için başvurusunun bulunmadığını, davacı tarafın ödediği bedeli rücu edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2017 tarih ve 2015/1408 E., 2017/588 K. sayılı kararı ile 19.08.2009 tarihinde davacının taşımazını davalıya sattığı ve bu tarihte ortaklık payının da davalıya devredildiği, yazılı belgeye karşı davalının kooperatif hissesini devralmadan vazgeçtiğini yazılı belgeler ile kanıtlayamadığı, davalının kooperatif ortağı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.10.2019 tarih ve 2017/1814 E., 2019/1471 K. sayılı kararı ile taraflar arasında hisse devir sözleşmesi yapılmış ise de, tarafların uzun bir süre bu sözleşmeyi kooperatife ibraz ederek hisselerinin devredildiği konusunda bildirimde bulunulmaması, sözleşmeden sonra yapılan 28.3.2010 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde davacının ortak olarak imzasının bulunması ve ortak olarak oy kullanmasından 2 gün sonra davacı tarafından hisse devir sözleşmesinin kooperatife sunularak, ortaklığını davacıya devrettiğini bildirmiş olması karşısında taraflar arasındaki hisse ve ortaklığın devir sözleşmesinden dönülmüş olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 14.10.2021 tarih ve 2021/836 E., 2021/872 K. Sayılı kararıyla; davacı tarafından edinilen bağımsız bölümün ferdi ilişkiye geçildikten sonra tapuda davalıya devredildiği ayrıca kooperatif hissesinin de devredildiğine dair yazılı bir sözleşme yapıldığı, bu sözleşmenin kooperatife ibraz edildiği ve kooperatif yönetim kurulunca davalının üye olarak kaydedildiği anlaşıldığı, aksinin davalı tarafından isbat edilmediği hususu da nazara alındığında davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ve uyuşmazlığın bu doğrultuda çözülerek bu gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından edinilen bağımsız bölümün ferdi ilişkiye geçildikten sonra tapuda davalıya devredildiği, kooperatif hissesinin de devredildiğine dair yazılı bir sözleşme yapıldığı ve bu sözleşmenin kooperatife ibraz edildiği, kooperatif yönetim kurulunca davalının üye olarak kaydedildiği, aksinin davalı tarafından ispat edilmediği, davalının kooperatif üyesi olduğu, davacının davalıdan bilirkişi raporunda belirlenen aidat tutarı olan 5.071,32 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 09.10.2019 tarihli kararının miktar itibariyle kesin olduğunu, karar temyize kabil olmadığından temyiz isteminin reddi gerekirken bozma kararı verildiğini, kesin nitelikteki ret kararı taraflarınca usuli kazanılmış hak niteliğinde olduğunu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2021/836 E., 2022/872 K. Sayılı ilamı ile Bölge Adliye Mahkemesinin 2022/303 E., 2022/695 K. Sayılı ilamlarının yok hükmünde olduğunu, tarafların uzun süre sözleşmeyi kooperatife ibraz ederek hisselerin devredildiği hususunda bildirimde bulunmaması sözleşmeden sonra yapılan 28.03.2010 tarihli genel kurulda davacının ortak olarak imzasının bulunması nedeniyle yapılan hisse devir sözleşmesinden dönüldüğünün ispatlandığını, davacının kooperatif hissesini 19.08.2009 tarihinde davalıya devredildiğini iddia ediyorsa da 28.03.2010 tarihindeki toplantıya katılma gerekçesini açıklayamadığını, davacının açıkça haklarını kötüye kullanması nedeniyle isticvap edilmesi sözleşmeyi neden kooperatife ibraz etmediğini, neden kooperatifin toplantısına katıldığının açıklattırılması gerektiğini, faizin başlangıç tarihinin ıslah dilekçesinin sunulduğu tarih olması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ödenen aidat alacağının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkta kooperatif üyeliğinin de tartışmalı olduğundan eldeki davada temyiz incelemesi yapılmasında bir hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıdan yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.