"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, HMK'nın 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden duruşma istemi reddedilerek incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, HMK’nın 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davacı yüklenici şirket vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici davasında; taraflar arasında önceye dayanan sözleşme ilişkisinin 27.09.2001 tarihli protokolle yeniden düzenlendiğini, bu protokol kapsamında kendilerine 18.09.2001 tarihine kadar yapılan işlere ilişkin ödemelerin yapılacağının ve 97.700,00 $ yüklenici kârı ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak 18.09.2001 tarihinden önce yapılan işlere ilişkin olarak düzenlenen SM01 ve BH705 numaralı hakedişlerden kaynaklanan alacakları ile protokol gereği ödenmesi gereken yüklenici kârının da ödenmediğini ifade ederek, üç kalem alacaktan kaynaklanan 7.000,00 $ alacağın hüküm altına alınmasını talep etmiş; davalı iş sahibi ise, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece 13.02.2021 tarihli celsede; davacı vekilinin meslekten yasaklı olduğu ve yasaklı vekil tarafından yetki belgesi de verilemeyeceği, aynı zamanda davacı şirket kaydının kapalı olması nedeniyle taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının HMK'nın 150 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, yenileme talepleri de davacı şirketin resen sicilden terkin edilmesi nedeni ile yenileme talep eden vekillerin takip yetkisi bulunmadığından reddedilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 150 maddesi 1. fıkrasında, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, 4. fıkrasında, dosyası işlemden kaldırılmış olan davanın, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebileceği, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yenileyen taraftan harç alınacağı, 5. fıkrasında da üç ay içinde yenilenmeyen davaların, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılacağı düzenlenmiştir.
Vekil eliyle takip edilen davalarda vekilin istifası halinde yapılacak işlemler HMK’nın 82. maddesinde, vekilin azli halinde yapılacak işlemler ise HMK’nın 83. maddesinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Vekilin İstifası” kenar başlıklı 82. maddesinde; ‘’(1) İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. (2) Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. (3) Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir’’, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘’Vekilin Azli’’ kenar başlıklı 83. maddesinde ise; ‘’(1) Vekil ile takip edilen davada, vekilin azli hâlinde vekâlet veren, davayı takip etmez ve iki hafta içinde bir başka vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır’’ düzenlemeleri mevcuttur.
Vekilin azli, vekalet verenin iradesi ile gerçekleşen bir durum olmasına karşılık vekilin istifası vekilin iradesi ile gerçekleşen bir hukuki işlemdir. Somut uyuşmazlıkta davayı takip eden vekilin meslekten yasaklı hale gelmesi nedeniyle başka bir vekile verdiği yetki belgesi geçerli olmadığından dava dosyasının HMK’nın 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, yenileme talebi ise davacı şirketin 07.07.2014 tarihinde ticari sicilden re’sen silindiği ve davacı şirket adına davayı takip yetkisi bulunmadıgı gerekçesiyle yeniden reddedilmiş, ara karara karşı yapılan itiraz da reddedilmek suretiyle 3 aylık sürenin dolması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Öncelikle; vekilin meslekten yasaklı hale gelmesi halinde vekilin istifasına ilişkin kurallar kıyasen uygulanmalıdır. Zira vekilin istifasında olduğu gibi vekilin meslekten yasaklı hale gelerek görevini yerine getirememesi vekalet verenden değil vekilden kaynaklanan bir durumdur. Bu durumda, yargılama sırasında vekilin istifasına ilişkin asile bildirim yapılmasına ilişkin kurallar uygulanmamıştır. Yenileme talebinde ise davacı şirketin ticaret sicilden re’sen terkin edildiği şirket adına vekaletname sahibinin davayı takip yetkisi bulunmadığı gerekçesine dayanılmıştır.
Halbuki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ‘’Ölüm, ehliyetin kaybedilmesi ve iflas kenar başlıklı 513. maddesi şöyledir:
‘’Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Bu hüküm, taraflardan birinin tüzel kişi olması durumunda, bu tüzel kişiliğin sona ermesinde de uygulanır. Vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür.’’
Diğer yandan davacı şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi gereğince Ticaret Sicil Kaydınının re’sen terkin edildiği şirketin faaliyetinin devam ettiği fesih ve tasfiye suretiyle şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlanmak suretiyle faaliyetinin sonlandırılmadığı anlaşılmaktadır.
Nitekim davacı şirket 09.04.2021 tarihinde, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesine şirketin ihyası istemiyle dava açmış olup, mahkemece yargılaması devam eden ve temyiz konusu olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/370 Esas sayılı dosyasındaki yargılamanın devam etmesi gerekçe gösterilerek bu dava dosyasıyla sınırlı olmak üzere 2021/255 Esas, 2021/568 Karar sayılı dosyada 08.07.2021 tarihinde şirketin ihyasına karar verildiği, bu kararda tasfiye memuru atanmadığı, talep üzerine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2021 tarih, 2021/255 Esas, 2021/568 Karar sayılı ilamı ile tasfiye memuru atandığı ve kesinleşen kararların ticaret siciline işlendiği, 21.01.2022 tarihinde ise vekaletname düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; davacı tarafça şirketin ihyasına ilişkin dava 09.04.2021 tarihinde açılmış olup mahkemece 02.07.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkemece karar verilmeden önce şirketin ihyasına ilişkin davanın açılmış olmasına rağmen bu davanın sonucu beklenmemiştir.
Ayrıca HMK’nın 77. maddesine göre vekaletname sunmayan avukatın dava açması ve işlem yapması mümkün olmamasına karşılık mahkeme vereceği kesin süre içerisinde vekaletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilecektir. Bu durumda davanın yenilenmesine ilişkin talep bir usul işlemi olduğundan mahkemece yenileme talebine ilişkin usul işleminin yapılmasına izin vererek ihya davasının sonucu beklenmesi suretiyle vekaletnamenin usulüne uygun hale geleceğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
Nitekim ihya davasında verilen karar kesinleşmek suretiyle ticaret siciline yeniden kaydedilen davacı şirketin tasfiye memuru tarafından 09.04.2021 tarihinde vekaletname sunan Avukat ... Akan’a yeniden vekaletname verilmek suretiyle eksiklik tamamlanmış bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 150 maddesi 1. fıkrasında, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan tarafların duruşmaya gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, somut uyaşmazlıkta tarafların duruşmaya usulüne uygun olarak davet edilmesi koşulunun gerçekleşmediği, ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihya davası sonucunun beklenmediği, vekil olarak Türk Borçlar Kanunu 513. maddesi HMK’nın 77 ve 82. maddesi hükümlerine göre işlem yapılmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakla; yenileme talebinin kabulü ile müteakip yargılama işlemleri tamamlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/225 Esas, 2021/568 Karar sayılı kararı ile davacı şirketin ihyası sağlandığı anlaşılmakla HMK’nın 150/1 maddesi uyarınca duruşma gününün taraflara usulüne uygun şekilde tebliği ile yargılamaya devam etmek ve sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 08.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.