"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan)15. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında ... 10. Noterliği'nde 19.08.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme ve avan projesine göre inşaatı tamamladığını, sözleşmenin 13. maddesine göre yapılan yeniden değerlendirme sonucunda davalı tarafından hazırlatılan ekspertiz raporunda yüklenici aleyhine fazla borç çıkarılarak 86.666,00 TL fazla tahsilat yapıldığını, 22.12.2014 tarihli ihtarname ile fazla ödenen bedelin iadesi talep edilmişse de ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 86.666,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı arsa sahibi vekili cevap dilekçesinde; inşaatın ihaleye esas avan projesi ile uygulama projesi arasındaki farktan dolayı 15.12.2011 tarihli ekspertiz raporunda davacının, müvekkiline 200.419,05 TL ödemesi gerektiğinin belirtilmesi üzerine konunun Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne sunulduğunu, İdarece davacı yüklenicinin 250.000,00 TL ödemesi gerektiğine karar verildiğini, davacı tarafından ödenerek inşaatın tamamlandığını, iskan belgesi alındığını, geçici ve kesin kabulün yapıldığını, yüklenicinin kesin teminatının iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.12.2016 tarihli, 2015/512 Esas ve 2016/655 Karar sayılı kararı ile taşınmaza 29/05/2012 tarihinde ... kullanma izin belgesi alındığı, binanın çap ve projesine uygun yapıldığı, avan projede katların kullanım alanlarının metrekare olarak farklı olduğu, sözleşmenin 13. maddesinde taşınmaz üzerinde yapılan anlaşma ve inşaat projesi dışında ayrıca kat ve depo, daire ilave edilmesi veya başka ilaveler yapılması halinde mahalli belediye tarafından uygun bulunduğu takdirde bu kat veya katlar veya diğer ilave daireler başkaca ilaveler taraflar arasında ihale oranında yeniden değerlendirmeye tabi tutulacağı, değerlendirme sonucu idare payı bağımsız bölüme tekabül ediyorsa öncelikle bağımsız bölüm tercih edileceği etmiyorsa parasal olarak bulunacak bedelin defaaten yükleniciden tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı, benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere yüklenicinin davalıya fazla ödeme yaptığı, projedeki kullanım alanları büyümüş olduğundan artan maliyetler nedeniyle fazla alınan 85.666,00 TL'nin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 85.666,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 24.01.2019 tarihli ve 2018/343 Esas, 2019/386 Karar sayılı kararıyla bilirkişi heyetinden alınan rapora davalı vekilince 03.10.2016 tarihli dilekçede ekspertiz raporu dayanak gösterilerek ciddi ve somut gerekçelerle itiraz edildiği ve sözleşmenin 3,4 ve 13. maddeleri birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği halde bilirkişi raporunda bu maddelere ilişkin yorum ve değerlendirmelerde bulunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece bilirkişi raporuna davalı vekilince yapılan itirazların giderilmesi için bilirkişi heyetinden sözleşme maddeleri de değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınması, yeterli ve doyurucu olmaması halinde ise yeni bir heyetten belirtilen ilke ve açıklamalara göre rapor alınıp, değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak davalı idarece sunulan ekspertiz raporu ile taraf itirazları nazara alınarak bilirkişilerden ek rapor alındığı, ihtirazi kayıtla ve banka aracılığıyla 250.000,00 TL ödeme yapıldığı, projedeki kullanım alanı büyümüş olduğundan artan maliyetler nedeniyle yükleniciden 164.334,00 TL alınması gerektiği ancak 250.000,00 TL alındığı, yükleniciden fazla alınan 85.666,00 TL'nin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 85.666,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... sahibi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... sahibi vekili temyiz dilekçesinde; geçici ve kesin kabul yapılıp, iskan belgesi alındığını, kesin teminatın iade edildiğini ve tarafların ibralaştıklarını, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, fazla ödeme olmadığını, davacının hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, bozmadan önceki rapora göre hüküm verildiğini, yükleniciden tahsil edilen paranın inşaat alanında oluşan artıştan kaynaklandığını ve 13. maddede belirtildiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazların usulünce karşılanmadığını belirterek hükmün bozulmasını talep emiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla oluşan usulü kazanılmış hak ilkesi uyarınca, mahkeme kararı lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Nitekim 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş olması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de; bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “Usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir…” şeklinde tanımlanmaktadır.
2. Somut olayda, Mahkemece verilen ilk kararın temyizi neticesinde Dairece 24.01.2019 tarihli bozma ilamı ile davalı itirazının giderilmesi için önceki bilirkişi heyetinden sözleşme maddeleri de değerlendirilmek suretiyle ek rapor yahut yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği belirtilmiş olup, Mahkemece 30.05.2019 tarihli tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmakla taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Usuli kazanılmış hakkın istisnaları ise dosya kapsamında bulunmadığından tahkikatın bozmada işaret edildiği şekilde yürütülmesi ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekmektedir.
Bozma sonrası yargılamada, mahkemece kök raporu hazırlayan ilk bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı ve ek rapor bozmaya uygun olmadığından oluşturulan yeni bir bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alınmışsa da gerek ek raporun bozmaya uygun açıklama ve inceleme içermeyerek kök raporu gerekçesiz şekilde tekrarlamasına gerekse ikinci bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporlarında farklı bir sonuca varılmasına rağmen mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile giderilmediği gibi ikinci bilirkişi heyetince hazırlanan raporlara kararın gerekçesinde yer verilmeden, raporlardan birisine neden üstünlük tanındığı da karar yerinde gösterilmeden ve oluşan usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde bozma öncesinde hazırlanan kök rapora göre karar verilmiş olması hükmün bozulmasını gerektirmiş, bozmanın niteliğine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple ;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
17/01/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.