"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel iflas yoluyla takibe itirazın kaldırılması ve iflas davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile davalı şirketlerin iflasına karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili ve müdahil vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki garanti sözleşmesi ve garanti taahhütnamesi ile müvekkilinin müflis ... A.Ş. arasında iflastan önce imzalanan Avukatlık Ücret Sözleşmelerinden doğmuş ve doğacak alacaklarını, davalı şirketlerin üstlenmeyi taahhüt ettiklerini, müflis ... A.Ş’nin iflas masasında çoğunluğa sahip davalı şirketlerin talebi ile fevkalede alacaklılar toplantısında görev dağılımı adı altında alınan kararın müvekkilin yıllarca takip ettiği dava dosyalarından haksız azli niteliğinde olduğunu, davaların tek başına başka bir avukat tarafından görülmesine ilişkin kararın Avukatlık Kanunu 172/1. maddeye aykırı olduğunu, avukatın azli halinde ücretin tamamının ödenmesi gerektiğini, alacağının tahsili amacıyla borcu ödemeyi garanti eden davalılar hakkında genel iflas yoluyla takibe giriştiklerini, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılmasını ve davalıların iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı avukatın ... A.Ş’nin iflas tasfiye aşamasında, masadan ücret talep etmeden karşı tarafa yükletilecek vekalet ücretinin kendisine ait olması koşuluyla vekil olarak görevlendirildiğini, sonrasında davacının kendi isteği ile vekalet görevinden istifa ettiğini, istifa dilekçesinin geri çekilmesine dair bir müessese bulunmadığını, hukukçu olan davacının istifa dilekçesinin irade fesadı ile sakatlandığını iddia edemeyeceğini, haklı bir sebep olmadan işi takipten vazgeçen davacının ücret isteyemeyeceğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin garanti sözleşmesi olmadığını, ayrıca ödemenin geciktirici şarta bağlandığını ve bu şartların gerçekleşmediğini, anılan sözleşmeler kefalet olarak kabul edilse bile davacı avukatın istifası nedeniyle müflisin vekalet borcu olmayacağından fer'i nitelikli kefalet borcunun da olmayacağını, ... A.Ş nin iflas erteleme yargılaması sırasında imzalan avukatlık ücreti sözleşmelerinde kayyım onayı bulunmadığından avukatlık ücret sözleşmelerinin geçerli olmadığını, iflasına karar verilen ve tasarruf ehliyeti kısıtlanan ... AŞ'nin fiilinin üslenilmesinin hukuken mümkün olmadığını, anılan sözleşmede belirtilen taliki şartların da gerçekleşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. müdahil vekili, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kefalet ve garanti sözleşmelerinin temel amaçlarının esas itibariyle asıl borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişilerce, alacaklıya şahsi teminat verilmesi olduğu, davacının alacağına dayanak 03.06.2014 ve 20.05.2015 tarihli sözleşmelerin, kişisel teminat amacı ile verilmediği, söz konusu belgelerde davacı avukatın üçüncü kişi iflas masası yararına vekillik görevini eda etmesinin ve vekalet ücretinin ise davalılar tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı, bu nedenle alacağa dayanak belgelerin üçüncü kişi yararına sözleşme niteliğinde olduğu, davacı avukatın 14.01.2019 tarihli istifa dilekçesinin işleme konulmadığı ve davacının vekil olarak çalışmaya devam ettiği, ancak 04.02.2019 tarihli fevkalede alacaklılar toplantısı ile görev dağılımı yapılarak davacı avukatın 2014/678 Esas sayılı dosyasını takip etme imkanının ortadan kaldırıldığı, bu kararın azil niteliğinde olduğu, davacının haklı nedenle azledildiğinin ispatlanamaması nedeniyle Avukatlık Yasası'nın 174. maddesi uyarınca ücrete hak kazanacağı, davacının ücretinden mahsup edilecek ödemenin varlığının ispatlanamadığı, davalıların depo emri tebliğine rağmen borcu ödemediği gerekçesiyle davalıların iflasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili ve müdahil vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki sözleşmelerin üçüncü kişi yararına vekalet sözleşmesi olmadığını, kefalet sözleşmesi niteliğinde olduğunu, ancak kefalet sözleşmesi olmadığı farzedilecek ise garanti sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğini, garanti sözleşmesinin en önemli özelliklerinden birisinin garanti verenin borcunun, asıl borç ilişkisinden bağımsız ve başlı başına soyut bir borç niteliğinde olması olduğunu, takibe dayanak belgelerde başarı koşuluna bağlı ücret kararlaştırıldığını, oysa vekalet sözleşmelerinde sonucun taahhüt edilemeyeceğini ve başarı koşuluna bağlı bir ücret kararlaştırılamayacağını, müvekkilli şirketlerin 20.05.2015 ve 03.06.2014 tarihli sözleşmelerde, davacının takip ettiği davalarda mahkemelerce hükmedilecek tazminatın müflis tarafından tahsili ile birlikte ödeme taahhüdünde bulunduğunu, oysa söz konusu dosyaların derdest olduğunu ve şartın gerçekleşmediğini, davaların kazanılmasında müvekkillerin menfaati bulunduğundan şartın gerçekleşmesinin engellenmesinden bahsedilemeyeceği, davacı avukatın kendi isteği ile istifa ettiğini, davacının tek taraflı işlemi ile geri alınamayacağını, iflas masasının istifanın geri çekilmesine muvafakati olmadığını, davacının istifasından sonra yeni bir vekalet verilmediğinden haksız azilden söz edilemeyeceğini, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının haksız azledildiğini beyan etmesinden sonra bile ilgili davalarda işlem yapmaya devam ettiğini, delillerinin toplanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının alacağına dayanak garanti sözleşmesi ve garanti taahhütnamesinde, davalıların garanti taahhüdünün, garanti sözleşmesi ve garanti taahhütnamesinde belirtilen dava dosyalarında tahsilat şartına bağlandığı, ancak henüz şartın gerçekleşmediği anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle Avukatlık Kanunun 174/2. maddesinin haksız azil durumunda uygulanacak emredici nitelikte özel bir hüküm olduğu, bu hükmün hiçbir koşul ve şart ihtiva etmediği, somut olayda Avukatlık Kanunu 174/2. maddesi yerine TBK 170. madde hükmünün hukuka ve kanuna uygun olmadığı gerekçeleriyle ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacı avukatın kendi isteği ile istifa ettiği, davacının tek taraflı işlemi ile geri alınamayacağı, iflas masasının istifanın geri çekilmesine muvafakati olmadığı, nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçeleriyle ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel iflas yoluyla takibe vaki itirazın kaldırılması ve borçluların iflası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, İcra İflas Kanunu 155 nci ve 158 nci maddeleri, Borçlar Kanunu 170 nci maddesi, Avukatlık Kanunu
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacının davasını dayandırdığı 20.05.2015 ve 03.06.2014 tarihli taahhütnamelerde 3. Kişi ediminin taahhüt edildiği ancak bu edimin açılan davaların kazanılarak tahsil edilmesi şartına bağlandığı, iflas masasının 04.02.2019 tarihinde aldığı kararın haksız azil niteliğinde olduğunun kabulünde isabet bulunduğu, ancak bu taahhütnameler uyarınca dava dışı ... AŞ nin haksız azilden kaynaklanan borcunun doğrudan üstlenilmediği, davacının iflas masası tarafından açılan davaların kazanılmasına müteakip eldeki talebin ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu henüz bu şart gerçekleşmediğinden davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.