"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2196 E., 2022/1516 K.
DAVA TARİHİ : 30.04.2021
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/263 E., 2022/215 K.
İlk Derece Mahkemesince alacak davasında dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı iş sahibi ile mimari proje çizimi, dekorasyon planlaması ve tedarik
hizmetine bağlı; mobilya, mutfak, banyo, boyama, fayans, elektrik, doğalgaz ve ısıtma
sistemi, iç ve dış kapı ile söz konusu bina içerisinde yapılan ve üçüncü kişilere yaptırılan
tadilat, tamirat, değişiklik ile inşaat işleri konusunda anlaşma yapıldığını, edimini yerine getirmesine rağmen ödemelerin eksik yapıldığını, bakiye iş bedeli alacağı için takip başlattığını ve takibe haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptalini ve ek imalat yaptığını belirterek ek imalat bedeli alacağını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; işleri eksik ve ayıplı yaptığını, yapılan işlerin ödemelerinin yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, 2021/331 esas sayılı dosyada davacı hem Bursa 17.İcra Müdürlüğü'nün 2021/1307 sayılı icra dosyasında itirazın iptalini, hem de beyan edilen ve listesi verilen anlaşma harici yapılan ek işlerin tespit ve ticari reeskont faizi ile tahsilini talep ettiğini, arabuluculuk tutanağının sadece Bursa 17.İcra Müdürlüğü'nün 2021/1307 sayılı icra dosyasına ilişkin olduğunu, davacının anlaşma dışı yapılan ek işlere ilişkin 1000 TL'lik kısmi davası yönünden yargılamanın ayrı bir esas numarası altında görülmesinde yarar bulunacağı değerlendirilmekle, bu hususta zorunlu arabuluculuğa gidilmediği anlaşılmakla davanın 6102 Sayılı TTK'nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dosyanın ayrılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığından tefrik kararının yerinde olmadığını, dava değeri kadar vekalet ücreti verilmesi gerekirken 150,00.-TL vekalet ücreti takdirinin yerinde olmadığını, davacı tarafından açılan ek işlerin tespiti talebini kabul etmediklerini ve iki dosyada hakkında da aynı anda karar verilmesinin usul ekonomisine uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
V.İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI
İlk Derece Mahkemesince 10/05/2022 tarihindeki ek karar ile davalının istinaf başvurusu süre yönünden reddine karar verilmiştir.
VI.EK KARAR İSTİNAFI
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin ek kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece hatalı hesaplama yapılarak sürenin geçtiği gerekçesiyle verilen ek karar yerinde olmadığından kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesi yapılmıştır.
Davacı tarafından iki taleple birlikte açılan Bursa 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/331 esas sayılı dosyasında icra takibine konu edilmeyen sözleşme dışı yapılan ek işlerle ilgili talebin tefrikine karar vermiş, tefrik kararı sonrası aynı mahkemenin 2022/263 esasına kaydedilmiştir. İstinafa getirilen karar tefrik sonucu ayrı esasa kaydedilen ve arabuluculuk dava şartı yokluğundan ret kararı verilen dosyadır. HMK 168 maddesi uyarınca verilen tefrik kararları nihai bir karar olmadığından yalnız başına istinaf edilemeyeceği gibi temyiz de edilemez. Ancak asıl karara birlikte istinaf veya temyiz edilebilir. Mahkemece, iki talepten birisi hakkında arabuluculuk başvurusu yapıldığı, diğer hakkında yapılmadığı belirtilerek tefrik kararı verilmiş, tefrik edilen dava da bu gerekçeyle usulden reddedilmiştir. Davalı tefrik kararından önce verdiği cevap dilekçesinde anlaşma dışı yapıldığı iddia edilen işlerle ilgili talebin itirazın iptali davası ile ilgisinin bulunmadığını ve kabul etmediklerini bildirmiş, 11.12.2021 tarihli dilekçesinde ise, davanın itirazın iptali davası olduğunu, icra takibine konu edilmeyen hususların iş bu davada dinlenilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca zorunlu arabuluculuk dava şartını yerine getirmediğini ve ek işlerle ilgili tespit talebinin iş bu davada dinlenemeyeceğini bildirmiştir. Mahkemece 17.12.2021 tarihli celsede ara kararı ile davalı vekilini itirazının değerlendirildiği ve iki davanın bir arada görülmeyeceği ayrı ayrı bakılmasında hukuki yara olduğu gerekçesiyle tefrik kararı vermiştir. Davalı vekilinin daha önceki beyanları ve dosya kapsamına göre tefrik kararı ile ilgili istinaf nedenleri yerinde görülmediğine, dava değeri fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00.-TL olarak gösterilmiştir. AAÜT 7/2 hükmü ve 13/2 hükmü gereği dava değeri olarak gösterilen miktar itibariyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde yazılı miktara karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin bu husustaki istinaf nedeninin kabulü ile dosyadaki mevcut delil durumuna göre bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek yeniden hüküm kurulmuş ve davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkemenin kararının 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına davanın 6102 Sayılı TTK'nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve nispi vekalet ücretine hükmedilmişir.
VII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, alacak davasının tefrik edilen itirazın iptali davası ile birlikte görülmesini tefrik kararının usul ekonomisine aykırı olduğunu belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yapılan ek işlere ilişkin imalat bedeli alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370inci maddesi,
2.6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi ve 6325 sayılı Kanun’un 18(A) 1-2 maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup; İlk derece mahkemesi 2021/331 esas sayılı dosyasında davacının hem Bursa 17.İcra Müdürlüğü'nün 2021/1307 sayılı icra dosyasında itirazın iptalini, hem de anlaşma harici yapılan ek işlerin tespit ve ticari reeskont faizi ile tahsilini talep ettiği, arabuluculuk tutanağının sadece Bursa 17.İcra Müdürlüğü'nün 2021/1307 sayılı icra dosyasına ilişkin olduğu, davacının anlaşma dışı yapılan ek işlere ilişkin 1000 TL'lik kısmi davası yönünden yargılamanın ayrı bir esas numarası altında görülmesinin hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle, ek işlere ilişkin alacağı hususunda zorunlu arabuluculuğa gidilmediğinden davanın 6102 Sayılı TTK'nun 5/A maddesi, 6325 Sayılı Kanunun 18 (A) 1-2 maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile kararın hukuka ve usule uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenle kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.