Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1498 E. 2024/3897 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı şirket ile yaptığı güneş enerjisi santrali çelik konstrüksiyon montaj sistemi satış sözleşmesindeki edimlerini eksik ifa edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının bilirkişi raporuna karşı ayrıntılı ve teknik itirazlarda bulunmasına rağmen, ek rapor alınmadan ve keşif yapılmadan hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/64 E., 2023/272 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/213 E., 2020/394 K.

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 21.08.2017 tarihinde satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun güneş enerjisinden elektrik üreten tesislerin çelik konstrüksiyon montaj sisteminin tedarikini, ödenmesini, garanti şartlarını ve panel montajına kadar olan mekanik montajı kapsadığını, söz konusu sözleşmenin 6. maddesine göre ödemelerin çekle yapılacağını, davalının sözleşmede belirlenen tarihlerde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, sözleşmeye konu edimlerin yerine getirilmesi amacıyla müvekkili tarafından Diyarbakır 3. Noterliği'nin 20.12.2017 tarihli ihtarı gönderilmişse de, davalı tarafından edimleri gerçekleştirmek adına somut bir adım atılmadığını, davacı şirketin hakedişinden alması gereken tutarın, davalı şirketin işi eksik yapmasından dolayı kesildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL alacağının, davacının Dursunbey Belediyesi tarafından kesilen hakedişinin tarihi olan 08.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında mevcut 21.08.2017 tarihli sözleşme hükümlerine uygun olarak Bandırma GES Projesine ilişkin montaj işlemlerinin tamamlanarak davacıya tesliminin gerçekleştirildiğini, Dursunbey GES Projesinin çelik konstrüksiyon ve solar panellerinin montajı işiyle ilgili olarak davacı şirketin iki konudaki kusur ve ihmalinden kaynaklanan ve tamamen kendi hukuki, mali sorumluluğu kapsamında bulunan gecikmenin söz konusu olduğunu, davacının Dursunbey GES Projesine ait peşin ödemeyi 21.09.2017 tarihinde değil, (37 günlük gecikme ile) 24.11.2017 tarihinde davalı şirkete yaptığını, dolayısıyla bu geç ödemenin davacı tarafından sözleşmeye aykırılığa sebebiyet veren temerrüt, kusur ve ihmali teşkil ettiğini, öte yandan yine sözleşme hükümleri gereğince davalının üstlendiği solar panel montajının 06.11.2017 tarihinde başlayıp 20.12.2017 tarihinde davacıya teslimi gerektiğini, 06.11.2017 tarihinde davacı şirket tarafından imalat sahasına getirilerek montaja hazır halde sunulması gereken 4114 adet solar panelin, 25-50 gün arası toplam gecikme süresi ile 30.11.2017-21.12.2017 tarihleri arasında 450’şer adetlik 8 parti halinde toplam 3600 adet olarak gönderildiğini, dolayısıyla davacı şirketin şantiye sahasına getirmekle sorumlu olduğu solar panellerde ortalama 30 günlük gecikme ve sayısal olarak da 514 adet eksiklik söz konusu olduğunu, bu hususun da davalıya atfı kabil olmayan ve tamamen davacı şirketin hukuki sorumluluğu kapsamında olan gecikme ve kusur halini oluşturduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

İlk Derece Mahkemesince, 12.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının dava dışı idare tarafından hazırlanan mukayeseli keşife dayanarak davalıdan alacaklı olduğunu beyan ettiği güneş panellerini taşıyan çelik konstrüksiyon imalatının toplam ağırlığının davacının talebiyle yapılan yeni projede 56 ton olduğu, ancak yeni proje için onay alındığı 28.11.2017 tarihinde söz konusu imalatın büyük kısmının ilk projeye göre tamamlanmış durumda olduğu ve imalatın projeye göre 95 ton olduğu, işin geçici kabulü yapıldığından da davalının ilk projeye ve sözleşmeye göre eksik imalat yaptığını söylemenin dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile mümkün olmadığı, sözleşmeye göre sözleşme konusu işin teslim tarihinin 20.12.2017 olduğu halde 28.12.2017 tarihinde tamamlandığı, ancak bu durumun 06.11.2017 tarihinde başlanması gereken panel montajına davacı tarafından temin ve şantiyeye sevki yapılması gereken güneş panellerinin 30.11.2017 tarihinden itibaren şantiyeye sevk edilmesinden kaynaklı geç başlanmasından kaynaklandığı kanaatine ulaşıldığı yönünde kanaatini bildirdiği, Dursunbey Belediye Başkanlığı'na müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabında ihale dosyasının bir örneğinin gönderildiği, ihale dosyası içerisinde yer alan genel hükümler ve teknik şartname ve tüm ihale dosyasının birlikte değerlendirildiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporu da dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirildiğinde, davalının eksik imalat yapmadığı yönündeki bilirkişi tespitinin benimsendiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince; davacının eksik imalat nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL üzerinden davasını açtığı, İlk Derece Mahkemesinin usulüne uygun bilirkişiden rapor aldığı, buna göre eksik imalatın ve gecikmenin olmadığının belirlendiği, 8 günlük gecikmenin de davacıdan kaynaklandığı yönünde rapor verildiği, İlk Derece Mahkemesinin usul ve yasaya uygun bir şekilde karar vermiş olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bu karara karşı davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenerek, davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı vekili bu rapora teknik açıklamaları da içeren itiraz dilekçesi vermiş, "bilirkişilerin görmedikleri bir yerle ilgili olarak hangi iş kısımlarının tadilat projesine uygun, hangi kısımlarının da ilk ihale aşamasındaki projeye uygun olduğunu kendince bir kanaat belirterek değerlendirdiğini,raporun bilim ve teknikten uzak, resmi veri ve değerlendirmelere aykırılık oluşturduğunu, proje değişimlerine bağlı (esas proje ile tadilat projesi) modül ve masa sayısı değişmezken, hatta tadilat projesinde kısmi hesaplanmayacak kadar aynı özellikteki modülde 93 masadan 96 masaya çıkarken, nasıl olup da teknik anlamda taşıyıcı özellik 93 masa için 96 ton demir iken 96 masa için 56 tona düştüğünün ve uygulamanın da 96 tona göre yapıldığının teknik olarak izah edilmediğini" ileri sürmüştür.

Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK m. 266/1). Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK m. 281/1). Mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK m. 281/2). Mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar incelemede yaptırabilir (HMK m. 281/3). Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK m. 282/1)

Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksiksiz ve yeter derecede kanaat verici olması, varılan sonucun hukuki dayanakları, dökümleri ve ayrıntılarını göstermesi, tarafların itirazlarını karşılaması ve Yargıtay denetimine elverişli bulunması gerekir. Kanaat verici olmayan, yetersiz ve denetime elverişsiz bulunan rapora dayanılarak hüküm verilemez.

Bilirkişi raporlarına itiraz halinde HMK’nın 281. madde hükümleri dikkatle uygulanmalı, uyuşmazlığın miktarı ve niteliği gözetilerek gerçeğin ortaya çıkması için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin düzenleme nazara alınmalıdır (HMK m. 281/son).

Açıklanan bu ilkelerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece davacının bilirkişi raporuna teknik nitelikli ve ayrıntılı itirazları karşılanmadan, ek rapor alınmadan, mahallinde keşif yapılmadan dosya üzerinden alınan raporla sonuca varılması doğru olmamıştır.

Bu durumda, mahkemece gerçeğin ortaya çıkması için 6100 sayılı HMK’nın 281/3 maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, dosya kapsamındaki tüm belgelere ve dava dışı belediyeden getirtilen ihale evraklarına göre davacı vekilinin bilirkişi kurulu raporuna karşı sunduğu 26.03.2020 tarihli itiraz dilekçesindeki teknik nitelikli itirazları da incelenerek gerekçeli, Yargıtay ve mahkeme denetimine elverişli rapor alınması, bu rapora esaslı ve hukuken geçerli itiraz olduğu takdirde ek rapor alınarak bu itirazların karşılanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

Bu hususlar gözetilmeden dosya üzerinden alınan yetersiz bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İlk Derece Mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle HMK'nın 373/1. maddesi gereğince İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararı KALDIRILARAK; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/213 Esas, 2020/394 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.