Logo

6. Hukuk Dairesi2023/1699 E. 2023/1824 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil ile alacak davalarında, önceki bozma kararlarına uyulup uyulmadığı ve iskan belgesi alınmasının gerekliliği.

Gerekçe ve Sonuç: İlk bozma kararında iskan belgesi alınmasının sadece teminat dairesi için şart koşulduğu, diğer bağımsız bölümler için bu şartın aranmadığı ve ikinci bozma kararında bu hususun göz ardı edilerek hatalı değerlendirme yapıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/379 E., 2018/218 K.

...

....

...

HÜKÜM : A Blok 10 ve 12 no.lu Bağımsız bölüme Yönelik Davanın Reddine, Diğer Yönlerden Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay(Kapatılan) 23.Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptal tescil talebi hakkında ret, alacak talebi hakkında kısmen kabul kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleşen davada davacı vekili özetle, yüklenici olan müvekkili ile davalılardan ...arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereği müvekkiline verilmesi gereken yerlerin verilmediğini ve ifrazen oluşturulan 3888 no.lu parselin davalı ...'a muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek, yükleniciye isabet eden taşınmazların tapu iptali ve tescilini talep ve dava etmiş, bir kısım bağımsız bölümler ile ilgili talep bedel alacağına dönüştürülmüştür.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı ..., alacaklılarından kurtulma amacıyla kendi üzerinde gözüken taşınmazları davalı ...'a devrettiğini belirtmiştir.

2.Asıl davada davalı ..., dava konusu edilen taşınmazları davacıdan değil, dava dışı ... ve... isimli kişilerden aldığını, davalı ... ile arasında muvazaalı bir anlaşma olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11/02/2014 tarihli ve 2013/165 Esas, 2014/61 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.İlk Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(Kapatılan)15.Hukuk Dairesi 26.03.2012 tarih 2011/6576 Esas ve 2012/1878 karar sayılı ilamında " sözleşme anahtar teslimi şeklinde yapıldığı, bu halde yapı kullanma izin belgesi alınması mükellefiyeti de yükleniciye ait olduğundan mahkemece öncelikle yapı kullanma izin belgesinin alınıp alınmadığının araştırılması, alınmamış ise bu konuda davacıya yetki ve uygun süre verilerek iskân ruhsatının aldırtılması, davanın açıldığı ve seçimlik hakkı kullanıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK'nın 186 ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 125. maddeleri gereğince tazminata dönüştürülen bağımsız bölümlerle ilgili devrin yapıldığı tarihler itibariyle bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla bunların değerlerinin tesbit ettirilmesi, yapı kullanma izin belgesinin alınması halinde bedele dönüştürülen bağımsız bölümlerden B blok 3 nolu daire yönünden belirlenecek miktarın davalılar ..., ... ve ... mirasçılarındanifraz ve tevhit sonucu oluşan 639 ada 5 parsel A blok 1 ve 2 nolu dairelerde devredilen hisselerin karşılığı bulunacak miktarın davalı ... ile ... mirasçılarından tahsiline karar verilmesi, diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil isteminin kabulü, verilen sürede yapı kullanma izin belgesinin alınamaması durumunda aşamalı devirde bir dairenin iskân ruhsatı alındıktan sonra devredileceği öngörüldüğünden, bir daire teminat olarak bırakılıp diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil taleplerinin kabulü gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu asıl ve birleşen davanın tümden reddi doğru olmamış," gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B.İkinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde 11/02/2014 tarih 2013/165 Esas ve2014/61 karar sayılı kararında davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı ... mirasçıları ve dahili davalı ... vekilince süresi içinde temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay(Kapatılan)23.Hukuk Dairesi 03.04.2015 tarih 2014/5507 Esas ve 2015/2224

karar sayılı ilamında "Mahkemece, bozma ilamına uyulmuşsa da bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, davacının tescil talebi yönünden açıkça; yükleniciye uygun süre verilerek iskân ruhsatının aldırtılması, iskân alınması halinde bedele dönüştürülmeyen diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil isteminin kabulü gerektiği, verilen sürede yapı kullanma izin belgesinin alınamaması durumunda bir dairenin teminat olarak bırakılıp diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil taleplerinin kabulü gerektiği belirtilmiştir. Buna rağmen mahkemece, bozma ilamı öncesinde alınmış birkısım bağımsız bölümlere ait yapı kullanma izin belgeleri ile "ön izin belgesi"ne dayanılarak, yapı kullanma izin belgesinin alınmış olduğu çıkarımıyla tescil talebinin aynen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira, anılan belgeler bozma ilam tarihinden evvel alınmış olduğu gibi "ön izin belgesi"nin iskân belgesi olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bu durumda mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereği, yüklenici tarafından henüz tüm esere ilişkin iskân belgesinin alınmadığı gözetilerek, sözleşme gereğince, temyiz eden üçüncü kişiler adına olan bağımsız bölüm hakkındaki tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 07/06/2018

tarih 2017/379 Esas 2018/218 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak, tapu iptal tescil talepleri yönünde ret, alacak talebi yönünden ise kısmen kabul kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 15.hukuk Dairesinin bozma ilamında belirttiği gibi iskan alınamaması durumunda dahi iskana bağlı olarak bırakılan teminat dairesi hariç diğer bağımsız bölümlerinin tapularının verilmesi gerektiği ancak bu ilama aykırı olarak verilen ret kararının doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal tescil ve alacak davasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 nci maddesi, 438 nci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

16/05/2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

KARŞI OY YAZISI

Mahkemece verilen ilk kararın usuli eksiklik nedeniyle bozulması sonrasında 02.06.2011 tarihinde davaın ve birleşen davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 26.03. 2012 T. 2011/6576 E. 2012/1878 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.

Bozma kararında; "Yargılama sürecinde toplanan deliller ile de davacı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ve ek sözleşme gereği yapı kullanma izin belgesi alınıp alınmadığı araştırılmamış olmakla birlikte tüm edimlerini yerine getirdiği sözleşme ile ek sözleşmedeki bağımsız bölümlerin adına tescilini istemeye hak kazandığı da saptanmıştır." tespiti yapılmış, sonrasında nedenleri açıklanarak, ... ve ... ile dahili davalı ...'nın iyiniyetli olduklarını savunmalarının kabulü mümkün olmadığı belirtilmiştir.

Bu tespitlerden sonra bozma kararının son bölümünde; "Bu durumda sözleşme anahtar teslimi şeklinde yapıldığı, bu halde yapı kullanma izin belgesi alınması mükellefiyeti de yükleniciye ait olduğundan mahkemece öncelikle yapı kullanma izin belgesinin alınıp alınmadığının araştırılması, alınmamış ise bu konuda davacıya yetki ve uygun süre verilerek iskân ruhsatının aldırtılması, davanın açıldığı ve seçimlik hakkı kullanıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK'nın 186 ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 125. maddeleri gereğince tazminata dönüştürülen bağımsız bölümlerle ilgili devrin yapıldığı tarihler itibariyle bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla bunların değerlerinin tesbit ettirilmesi, yapı kullanma izin belgesinin alınması halinde bedele dönüştürülen bağımsız bölümlerden B blok 3 no.lu daire yönünden belirlenecek miktarın davalılar ..., ... ve ... mirasçılarındanifraz ve tevhit sonucu oluşan 639 ada 5 parsel A blok 1 ve 2 no.lu dairelerde devredilen hisselerin karşılığı bulunacak miktarın davalı ... ile ... mirasçılarından tahsiline karar verilmesi, diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil isteminin kabulü, verilen sürede yapı kullanma izin belgesinin alınamaması durumunda aşamalı devirde bir dairenin iskân ruhsatı alındıktan sonra devredileceği öngörüldüğünden, bir daire teminat olarak bırakılıp diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil taleplerinin kabulü gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu asıl ve birleşen davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur" gerekçesine yer verilmiştir.

Bu bozma kararında iskan belgesi alınması, sözleşmede bir dairenin iskân ruhsatı alındıktan sonra devredileceği öngörüldüğü için sadece teminat bırakılan daire için yazılmış olup bedele dönüştürülen bağımsız bölümler ile tapu iptali istenen bağımsız bölümler için ise bu yönde değil, tapu iptali ve bedele karar verilmesi gerektiği sonucu içeren bozma yapılmıştır.

Mahkemece bozma üzerine iskan belgesi alındığı kabul edilerek verilen karar bu kez Yargıtay 23. Hukuk Diresinin 03.04.2015 T. 2014/5507 E. 2015/2224 K. sayılı kararı ile bozulmuş olup bozma kararının gerekçesi ise şöyledir:

Mahkemece, bozma ilamına uyulmuşsa da bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeksizin karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, davacının tescil talebi yönünden açıkça; yükleniciye uygun süre verilerek iskân ruhsatının aldırtılması, iskân alınması halinde bedele dönüştürülmeyen diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil isteminin kabulü gerektiği, verilen sürede yapı kullanma izin belgesinin alınamaması durumunda bir dairenin teminat olarak bırakılıp diğer bağımsız bölümlerle ilgili tapu iptâli ve tescil taleplerinin kabulü gerektiği belirtilmiştir. Buna rağmen mahkemece, bozma ilamı öncesinde alınmış birkısım bağımsız bölümlere ait yapı kullanma izin belgeleri ile "ön izin belgesi"ne dayanılarak, yapı kullanma izin belgesinin alınmış olduğu çıkarımıyla tescil talebinin aynen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira, anılan belgeler bozma ilam tarihinden evvel alınmış olduğu gibi "ön izin belgesi"nin iskân belgesi olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereği, yüklenici tarafından henüz tüm esere ilişkin iskân belgesinin alınmadığı gözetilerek, sözleşme gereğince, temyiz eden üçüncü kişiler adına olan bağımsız bölüm hakkındaki tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir."

Bu bozma kararında uyulan bozma kararının kapsamı yanlış değerlendirilmiş ve tüm bağımsız bölümler için iskan belgesi alma koşulu arayan bir bozma kararı varmış gibi değerlendirme yapılarak karar verilmiştir. Oysa ki yukarıda açıklandığı gibi iskan belgesi alınma koşulunun araştırılması sadece teminat bırakılan bir daire için yapılacak araştırma olarak bozma kararında yer almıştır. Son bozma kararında uyulan bozma kararının kapsamı yanlış değerlendirilerek önceki bozma ile oluşan usuli kazanılmış haklara aykırı bir biçimde bozma yapılmış olduğu için son bozmanın maddi hataya dayalı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Son bozma kararına uyulmuş olması sadece teminat bırakılan daire yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır

Bozmaya uyulmakla lehine bozma yapılan yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve buna bağlı olarak bozma kararına uygun biçimde karar verilmesi gerekir ise de açık maddi hata, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından olduğundan bu nitelikte bir bozmaya uyulmuş olmasının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı da açıktır.

Bu durumda sadece teminat bırakılan daire için iskan alınması koşulu gerçekleşmediğinden bu bağımsız bölüm için davanın reddine karar verilmesi, diğer bağımsız bölümler ile tazminata dönüştürülen bağımsız bölümler için ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olan son bozma kararına göre tapu iptali ve tescil taleplerinin tümüyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan hükmün onanması yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorm.