"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1741 E., 2023/116 K.
KARAR : Esasdan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Simav 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/44 E., 2022/281 K.
Asıl davada davacı vekili; müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 19.11.2015 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin müvekkiline verilmesi gereken bağımsız bölümleri sözleşmede kararlaştırılan 20.02.2017 tarihinde teslim etmediğini, müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen tüm sorumlukları yerine getirmesine rağmen davalının hala sözleşme konusu daire ve iş yerindeki aykırılık ve eksiklikleri gidermediğini, sözleşme gereğince bodrum katın yarısının zemin kattaki iş yerine bağlantılı olacağını ve bodrum katın yarısı ile zemin kattaki iş yerinin bir bütün olarak müvekkiline verileceğini ancak davalının kasıtlı olarak bodrum katın yarısından daha az bir kısmını iş yerine dahil ettiğini, sözleşmede geç teslim halinde cezai şartın kararlaştırıldığını ileri sürerek, şimdilik 30.000,00 TL maddi tazminat ve cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 21.02.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 359.330,00 Türk Lirasına çıkarmıştır.
Birleşen dosyada davacılar vekili; müvekkili yüklenici İsmail ile davalı arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede belirlenen işlerin yapılıp dairelerin davalı arsa sahibine teslim edildiğini buna rağmen sözleşmeden ve 26.07.2016 tarihli belgeden açıkça teminat senedi olduğu anlaşılan senet dolayısıyla müvekkilleri aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkili diğer davacı ...’in kefil olduğunu, senedin teminat senedi olduğunu ve bedelsiz olduğunu, bu senet nedeniyle davacı müvekkillerinin davalıya hiç bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, Simav İcra Müdürlüğünün 2020/895 esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine, %20'den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, asıl dava yönünden, sözleşmeye göre inşaatın yapımında gecikme olduğunun ispat edilemediği, davalı yüklenici tarafından sözleşmeye uygun olarak yapılmayan ayıplı işler bedelinin 16.500,00 Türk Lirası olduğu, birleşen dava yönünden sözleşmede tarafların paraf açarak imzaladığı yer teslimi başlığı altında, 600.000 Türk Lirası bedelli teminat senedinin düzenleneceğinin, inşaat anahtar teslim şekilde bitirildiğinde senedin geçersiz sayılacağının belirtildiği, bu hususun taraflarca ayrıca imza altına alındığı, yine 26.07.2016 tarihli taraflar arasında düzenlenen belgede 600.000,00 Türk Liralık senedin arsa sahibine isabet eden dairelerin teslimi halinde geçersiz sayılacağının imza altına alındığı, birleşen davaya ve icra takibine konu senedin teminat senedi olduğu, davalı arsa sahibinin takipte haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 16.500,00 Türk Lirası tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile Simav İcra Müdürlüğünün 2020/895 esas sayılı takip dosyasından dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli takibi nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında belirlenen 120.000,00 Türk Lirası kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından, asıl dava yönünden davacı arsa sahibinin kendisine ait bağımsız bölümleri ihtirazî kayıtsız teslim almış olması sebebiyle ceza-i şartı isteme hakkının düştüğü, kusurlu işlerin rayiç bedele göre belirlendiği, davacının ıslah harcını yatırmadığından vekalet ücretinin harçlandırılan ve reddedilen dava talebi üzerinden yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu, birleşen dava yönünden ise sözleşmede 600.000,00 Türk Lirası teminat senedi verildiğinin yazılı olduğu, davalının başka bir hukuki ilişki gereğince senet verildiğini yazılı olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekili ve asıl davada davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
2- Asıl davada davalı vekilinin temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede; somut olayda, asıl davada davacı vekilinin 21.02.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 359.330,00 TL’ye çıkardığı, aynı tarihte talebi doğrultusunda 5.608,00 Türk Lirası ıslah harcını yatırdığı görülmüştür. Bu durumda davacının ıslah harcını yatırdığı, ıslah dilekçesiyle harçlandırılan ve reddedilen talep üzerinden asıl davada davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiş ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesi kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan sebeplerle, asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı paragrafta açıklanan sebeplerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Simav Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2022 tarih, 2019/44 E. ve 2022/281 K. sayılı kararın hüküm fıkrasının A-5 numaralı bendinde yer alan "5.100,00 Türk Lirası" ibaresinin çıkarılarak yerine "32.448,00 Türk Lirası" ibaresinin yazılması suretiyle kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.