"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/217 E., 2022/2749 K.
DAVALILAR : 1- ... vekili Avukat ... 2- ...
vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 18.05.2017
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/208 E., 2021/509 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşmasız, davalı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.07.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı ... vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait...plakalı aracın sadece vites kutusunun şasi ile bağlantı kauçuklarının değişimi için ...'a ait iş yerine bırakıldığını, 19.05.2015 tarihinde aracın iş yeri çalışanı ... tarafından keyfi olarak trafiğe çıkarıldığı sırada elektrik direğine ve park halindeki bir araca çarpması sonucu ağır hasarlı hale geldiğini, bu durumun müvekkile bildirildiğini, hasarın telafi edileceğinin söylendiğini, ancak müvekkiline ait aracın davalı tarafça tamir ve teslim edilmediğini, aracın tamirinin mümkün olmadığını, kullanılamaz halde olduğunu, davacının zararının giderilmesi noktasında davalıların sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ve kaza nedeniyle oluşan hasar ve zarar sonucu doğan 200.000,00 TL’nin 19.05.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ...'in müvekkili iş yeri çalışanı olduğu, ancak davacıya ait...plakalı aracın müvekkiline ait iş yerine değil bu tip otomobilleri tamir eden dava dışı ... isimli kişinin iş yerine bırakıldığını, ...'in mesai saatleri dışında ...'den anahtarı alarak bahsi geçen kazayı yaptığını, ...'in iş yeri çalışanlarından ...'ın arkadaşı olduğunu, zaman zaman bilgi ve yardım talebiyle müvekkiline ait iş yerine geldiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan faturanın olaydan iki yıl önce ... tarafından onarılan bir kısım için düzenlenen fatura olduğunu, bu faturanın iş bu dava ile ilişkilendirilemeyeceğini, davanın muhatabının ... ve ... olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'in diğer davalı ...'ın tamirhanesinde tamirci olarak çalıştığı, davalının aracı test sürüşü için kullandığı sırada kazanın meydana geldiği, bu hususların davalı ...'in duruşmada alınan beyanında, ceza dosyasındaki beyanlarında ve davacı tanığının alınan beyanı ile ispatlanmış olduğu, davalıların tamir için bırakılan aracın zarar görmemesi için gerekli tedbirleri almalarının özen borcunun gereği olduğu, özen borcunun tamirhanede olduğu kadar tamir için bırakılan aracın deneme sürüşü sırasında da yerine getirilmesi gerektiği, her ne kadar davalı ... trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan beraat etmiş olsa da, davalıların test sürüşünü gerekli kontolleri yaparak, önlem alarak ve uygun bir ortamda yapması halinde zararın oluşumunun engellenebileceği, bu yönüyle davalıların kusursuz olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla, davalı ... ve diğer davalı ...'ın TBK'nın m. 66 uyarınca sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile, 171.428,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; diğer davalı ...'ın dava konusu zararı müvekkiline yüklemeye çalıştığını, bu nedenle müvekkilinin babasına bir miktar kredi çektirdiğini, kalanını kendisinin üstleneceğini, tamir işlemini bitirdikten sonra aracı teslim edeceğini söylediğini, davacının da zaten aracını diğer davalıya teslim ettiğini açıkça beyan ettiğini, davalı ...'in gerçek dışı beyanda bulunduğunu, müvekkilinin davalı ...'e ait iş yerinde çalıştığını, tamir edilen aracın test edilmeden müşteriye teslim edilemeyeceğini, ayrıca tamir sektöründe test sürüşü yapma yetkisi diye bir yetkinin bulunmadığı gibi testin yapılması için de özel bir alan olmadığını, bu nedenle aracın mecburen müvekkili tarafından tamirhanenin bulunduğu bölgede test sürüşüne çıkarıldığını, kazanın da aracın tamirinin düzgün yapılmaması sonucu gaz pedalının takılması nedeniyle gerçekleştiğini, kaza sonrası diğer davalının aracı tamir etmek vaadi ile davacıyı beklettiğini, bu nedenle dava açma süresinin uzadığını, aslında davacının da tüm sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu bildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun doğmadığını, diğer yandan dosyadaki incelemelerin kazadan sonra yapılmadığını, hatta araç sahibinin aracını sattığını, oluşan zarardan bu satış bedelinin düşülmediğini, eksik incelemeye dayalı karar verildiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın davalı ...'e ait tamirhaneye teslim edilmediğini, esasen ...'in sorumluluğunda olduğunu, kazayı yapan diğer davalı ... ile ...'in sorumluluktan kurtulmak için yalan yanlış beyanda bulunduklarını, davacının iş yerinde çırak olarak çalışan ...'in test sürüşü yapma yetkisinin olmadığı gibi zaten böyle bir test sürüşü de yapılmadığını, olayın mesai saatleri dışında ve araç tamir- hane dışında bir yerde park halindeyken meydana geldiğini, davalı ...'in davacı şirket ve ortaklarını tanımadığını, bilirkişi Berna Balat tarafından dava konusu aracın Sarıyer adresinde görüldüğünü, par- çalar halinde bulunduğunu, kazadan sonra yapılan tespitte ise aracın başka bir adreste bulunduğunu, yani dava konusu kazanın müvekkilinin ve tamirhanesinin dışında geliştiğini, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun doğmadığını, aksi yöndeki mahkeme kararının hatalı olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar eser sözleşmesi herhangi bir şekle bağlı değilse de, bu kuralın geçerlilik şekli bakımından söz konusu olduğu, ihtilaf çıktığında ispat yükünün, sözleşme ilişkinin varlığını iddia edene düştüğü, bu durumda, eldeki davada ispat yükünün taraflar arasında araç tamirine ilişkin akdi ilişkinin varlığını iddia eden davacı tarafa ait olduğu, somut olayda; taraflar arasında araç tamirine ilişkin akdi ilişki olduğuna dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi, delil başlangıcı sayılabilecek belge veya yasada belirtilen yakınlıkta bir akrabalık bağı da olmadığı, davalı tarafça da tanık dinlenmesine muvafakat edilmediği, celp olunan soruşturma dosyası içeriğinde de; dava konusu maddi hasarın işin görüldüğü sırada ve iş saatlerinde meydana geldiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı, mevcut delil durumuna göre; davacının davalı ... ile aralarında araç tamirine ilişkin akdi ilişkinin varlığını, dava konusu hasarın da işin görüldüğü sırada meydana geldiğini yasal delil ile ispat edemediğinden adı geçen davalının adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, davacının zararının giderilmesinden BK'nın 49. maddesi gereğince sadece "haksız fiilin faili " sıfatıyla davalı ...'in sorumlu olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek davalı ...'in istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalı ...'ın istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklikler yeniden yarılama gerektirmediğinden, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince; davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 171.428,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı ile davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacının Temyizi
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı vekilinin tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığı yönünde hiçbir beyanda bulunulmadığı, servislerde, belirli bir mesai saatinin olmadığı, zarardan diğer davalı ile birlikte ...'ın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, ceza dosyasındaki diğer tüm beyanlar ve samimi ikrarlar karşısında, dava konusu aracın ...'ın özel servisine, tamir için bırakıldığının sabit olduğu, kabul edilmemekle birlikte davalı ... hakkındaki davanın usulden reddedilmesine rağmen lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek, kararın bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı ...'in Temyizi
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; aracın diğer davalıya onarım için devredildiği, davalının diğer davalı ...'ın işyerinde, tamirci sıfatıyla sigortalı bir çalışand olduğu, aracın onarımının yapılmasının ardından davalının işvereni ...'ın talimatları doğrultusunda arabayı test etmek için test sürüşüne çıktığı, davacı ile diğer davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi olduğu, davalının defterleri incelenmeden eksik şekilde karar verildiği davacı tarafından çekilen ihtarın delil başlangıcı sayılması gerektiği ve tanık beyanı da değerlendirildiğinde akdi ilişkinin ispatlandığı, davacıya yemin delilinin hatırlatılmadığı, davalı çalışan olduğundan sorumluluğunun bulunmadığı, aracın tamirciye teslim edilmiş olmasının, taraflar arasında bir akdin varlığı kanıtlamaya yeterli olduğu belirtilerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 371. maddeleri,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 61., 66., 116. ve 470 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kamu düzenine aykırılık hallerinin resen gözetildiği, istinaf nedenleriyle sınırlı ve usulüne uygun olarak istinaf inceleme ve denetiminin yapıldığı; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı ...'in tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.Davacının temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olması konusu borçlar hukukunda düzenlenmiştir. Yardımcı kişinin işin görülmesi sırasında başkalarına vermiş olduğu zarardan adam çalıştıranın sorumluluğu iki ayrı şekilde ele alınmıştır. TBK 66’ya göre yardımcı kişi, üçüncü kişiye sözleşme dışı sorumluluk çerçevesinde zarar verir. Burada gerçekleşen zarardan önce, zarar gören üçüncü kişi ile adam çalıştıran arasında hiç bir hukuki, özellikle de sözleşmeye dayalı ilişki yoktur. Yardımcı kişinin davranışından sorumluluğun ikinci türü, TBK 116. maddede düzenlenmiştir. Burada borçlu borcun ifasında yardımcı kişi kullanmaktadır. TBK 116’da zarar gören alacaklı ile borçlu arasında daha önce kurulmuş bir sözleşme ilişkisi vardır. Bu maddede, borçlunun, borcun ifasında veya bir borçtan doğan hakkın kullanılmasında, çalıştırdığı yardımcı kişinin işini gördüğü sırada alacaklıya vermiş olduğu zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu nedenle TBK 66 sözleşmeden doğan borç ilişkilerine uygulanmaz.
TBK 61. maddesine göre “birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Bu hukusal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; davalı ...'ın cevap dilekçesinde diğer davalı ...'in çalışanı olduğunu, davalı ...'in de dava konusu aracın tamir için bırakıldığını beyanlarında kabul ettiği ve mahkemece dinlenen tanığın, aracın tamir için davalı ...'a ait tamirhaneye bırakıldığını gördüğünü beyan ettiği anlaşılmakla tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı ... arasında araç tamiri konusunda eser sözleşmesi yapıldığı ve davalı ...'ın çalışanı davalı ...'in test sürüşü sırasında araca zarar verdiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, TBK'nın 116. maddesi uyarınca, zarar gören alacaklı davacı ile borçlu davalı ... arasında daha önce kurulmuş bir sözleşme ilişkisi olması nedeni ile davalı ...'ın çalıştırdığı yardımcı kişi olan ...'in işini gördüğü sırada alacaklıya vermiş olduğu zarardan TBK 61. maddesine göre müteselsil sorumluluğu bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi belirtilen şekilde değiştirilerek davalı Aydın Keleş ve diğer davalı ...'ın TBK'nın 116. maddesi uyarınca sorumlu olduğu kabul edilip davanın kısmen kabulü ile, 171.428,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile akti ilişkinin kurulduğunun ispat edilmediği gerekçesi ile davalı ...'ın adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğundan bahsedilemeyeceği ve davacının zararının giderilmesinden BK'nın 49. maddesi gereğince sadece "haksız fiilin faili " sıfatıyla davalı ...'in sorumlu olduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne, 171.428,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; akdi ilişkinin kurulduğu dikkate alınarak davalı Aydın Keleş ve diğer davalı ...'ın TBK'nın 116. maddesi uyarınca sorumlu olduğu kabul edilip davanın kısmen kabulü ile, 171.428,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 19.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesinden ibarettir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'in temyiz itirazlarının reddine,
2. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına hükmün BOZULMASINA,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ...'dan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davalı ...'ten alınmasına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.