Logo

6. Hukuk Dairesi2023/195 E. 2024/415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle feshedilmesi üzerine, yüklenicinin nama ifa, tazminat ve sözleşmenin feshini talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan makul süre içerisinde inşaat ruhsatı alımı için gerekli çalışmaları yapmadığı, projeleri de arsa sahibine zamanında iletmediği, pandemi koşullarının ise yüklenicinin kusurunu ortadan kaldırmadığı, bu nedenle fesih ve azlin haklı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki nama ifa, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşmalı olarak istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 30.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteahhitlik ve inşaat taahhüt işleri yapan ... ve ... ilçesinde saygın ve güvenilir bir firma olduğunu, davalının müvekkili şirket yetkilileri ile irtibata geçerek sözleşme yapmak istediğini beyan ve talep ettiğini, sözlü anlaşma sonrası ... 1.Noterliğine giderek 17/01/2020 tarihli 503 yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde Taşınmaz Satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamış olduklarını, bu sözleşmeye dayalı olarak işlemlerin yürütülebilmesi için davalının, ... 1. Noterliği 17/01/2020 tarihli 504 yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde Vekaletname ile müvekkili şirket yetkilileri ... ... ve ... ...'e vekalet verdiğini, müvekkilinin sözleşme gereği çalışmalara başladığını, bu arada davalı tarafından müvekkili şirket yetkililerine ... 1.Noterliği 12/08/2020 tarihli 6744 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde azilname gönderildiğini, azilnamenin tebliği ile müvekkil şirket yetkililerinin davalı ile görüşmeye çalıştıklarını, davalının ısrarla görüşmelere cevap vermediğini, müvekkilin şirket yetkililerinin davalıya ... 1. Noterliğinin 17/08/2020 Tarih 6841 Yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini belirterek, inşaat yapma yetkisi ve nama ifaya izin verilmesini, inşaat maliyetlerindeki artışlardan kaynaklı zararlar ile oluşan menfi ve müspet (olumlu, olumsuz) zararların tazminini, mahkemenin aksi kanaate olması halinde sözleşmenin geriye etkili olacak şekilde feshine, Sözleşmenin davalı tarafından ifası engellendiğinden, kar kaybı, inşaat maliyetlerindeki artışlardan kaynaklı zararlar ve oluşan menfi ve müspet (olumlu, olumsuz) zararların ileride arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL'sinin yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi içeriğinden davacının talebinin ne olduğunun açık ve net bir şekilde anlaşılamadığını, eldeki davanın nama ifaya izin davası mı yoksa sözleşmeden kaynaklı tazminat davası mı olduğunun açık olmadığını, HMK'nın 119/1-ğ maddesine göre dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun belirli olması gerektiğini, bu nedenle davacının talep sonucu olarak ne istediğinin mahkemece davacıya açıklattırılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde, taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi için inşaat yapma yetkisi, nama ifaya izin verilmesini talep ettiğini, davacının davasında taraf sıfatı (husumet) ve hukuki yararı olmadığını, nama ifaya izin davasının sadece alacaklı tarafından açılabilen bir dava türü olduğunu, davacının ise alacaklı değil borçlu olduğunu, borçlu olan davacının borçlarını yerine getirmediğini, taraf sıfatı olmadığı gibi davacının eldeki davada hukuki yararı da bulunmadığını, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde alacaklı tarafın arsa sahibi olan davalı müvekkili olduğunu, sözleşmenin borçlusunun ise müteahhit olan davacı olduğunu, davacı alacaklı olmaması nedeniyle nama ifaya izin davasını açamayacağını, davacının nama ifaya izin davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesini kabul etmediklerini, müvekkilinin tapuda ... ili ... ilçesi İshaklı Mahallesi 97 Ada 224 Parsel numaralı taşınmazın maliki olduğunu, söz konusu parsel için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak istediğini, ... isimli emlakçı ile müteahhit firma bulması hususunda anlaşıldığını, bunun üzerine ... 1. Noterliği tarafından düzenlenen 17.01.2020 tarihli 503 yevmiye numaraları Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yine aynı gün müvekkilinin, davacı firma yetkilileri olan ... ... ve ... ...'i sözleşmeden ve inşaatın yapımından kaynaklı tüm işlemlerin yapılabilmesi için 17/01/2020 tarihli 504 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletname ile vekil tayin ettiğini, davacı şirketin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı ve müvekkil tarafından şirket yetkililerine vekalet verildiği 17.01.2020 tarihinden sonra çalışmalara başlamadığını, işi sürümcede bıraktığını, defalarca aranan şirket yetkililerinin buna rağmen çalışmaya başlamadıklarını, davacının sözleşmenin ifası konusunda hiçbir çalışmada bulunmadığını, davacının 17.01.2020 tarihinden 12.08.2020 tarihine kadar üstlenmiş olduğu işlerin yapılması konusunda herhangi bir faaliyette bulunmadığını, bina yapım çalışmalarına da başlanmadığını, davacı tarafın yüklendiği edimi yerine getirmediğini, tapuda ... ili ... ilçesi İshaklı Mahallesi 97 Ada 224 Parsel numaralı taşınmazın davacıya inşaat yapımına hazır olarak teslim edilmiş olmasına ve inşaatın yapımı için gerekli tüm izin ve ruhsatları alması için müvekkili tarafından şirket yetkililerine 17/01/2020 tarihli 504 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletname verilmesine rağmen 17.01.2020 tarihinden 12.08.2020 tarihine kadar davacı tarafından hiç bir çalışma yapılmadığını, davacının belediyeden inşaata başlamak için ruhsat almadığını ve inşaatın yapımına başlamadığını, davacının 17.01.2020 tarihinden 12.08.2020 tarihine kadar 7 ay beklendiğini, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere; inşaat ruhsatının alınması için makul sürenin altı ay olduğunu, ... Belediyesi İmar Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde davacının inşaat ruhsatı için başvuruda dahi bulunmadığının görüleceğini, davacının bu ağır kusuru nedeniyle müvekkilinin haklı bir şekilde şirket yetkilileri ... ... ve ... ...'i vermiş olduğu yetkilerden ... 1. Noterliğinin 12.08.2020 tarihli 6744 Yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde Azilnamesi ile azletmiş olduğunu, müvekkilinin azilnamesindeki irade beyanı ile sözleşmeden döndüğünü, davacının müvekkilinin işi sürümcede bıraktığı ve işlemler için çağrıldığında gelmediği iddiasının tamamen haksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili tarafından davacı şirket yetkililerine gerekli tüm işlemlerin yapılması için vekaletname verilmiş olduğunu, davacının yasal işlemleri gerçekleştirerek; inşaata başlamasında hiçbir engel bulunmadığını, ancak davacının makul süre içerisinde inşaata başlamadığını, inşaat ruhsatı almadığını, davacının makul süre içerisinde inşaat ruhsatı almak için belediyeye dahi başvurmadığını, davacının gerekli edimi ve sözleşmenin gereğini yerine getirmediğini, davacının kötüniyetli ve ağır kusurlu tutumu nedeniyle de taraflar arasında ... ilişkisinin kalmadığını, davacının 7 ay boyunca inşaata yönelik sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini ve faaliyette bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,"...Davacının talebinin öncelikle taraflar arasında yapılan anlaşma gereği nama ifaya izin verilmesi ile yaşanan gecikmeden ötürü inşaat maliyetlerindeki artış sebebi ile oluşan zararların tazmini, olmadığı takdirde sözleşmenin geriye yönelik feshi ile kâr kaybı, inşaat maliyetlerindeki artıştan kaynaklanan zararlar ile tüm olumlu olumsuz zararların tazmini istemi olduğu anlaşılmaktadır.

Somut durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmedeki edimlerin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda sözleşmede tarafların karışılıklı yükümlülüklerinin ve buna bağlı olarak kusurun sözleşmenin hangi tarafında olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce bu durumların değerlendirilmesi amacı ile, 29/06/2021 tarihinde keşif icra edilerek tanıklar dinlenmiş, dinlenen tanık ...; davacı şirket tarafından taşınmazda eski küçük evin yıkımından başka herhangi bir ... yapılmadığını, bunun sebebinin ise davalı tarafça, davacının sunmuş olduğu projelerin beğenilmemesi olduğunu beyan etmiş, dinlenen diğer tanık ...; davacı tarafça taşınmaz üzerinde evin yıkımı dışında herhangi bir faaliyette bulunulmadığını, bunun sebebinin ise davacının çizilen projelerini beğenmemesi olduğunu, sonrasında yapılan projelerin ise davalı tarafa ulaşmamış olması sebebi ile davalı tarafça sözleşmenin feshedildiğini beyan etmiştir. İcra edilen 29/06/2021 tarihli keşif sonrası mahkememize ibraz edilen 06/07/2021 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporunda, davacı tarafça azilname ve ihtarname tarihine kadar taşınmaz üzerindeki iki katlı evin yıkılması ve tabela konması dışında herhangi bir işlem yapılmadığı yine bu tarihlere kadar ... Belediyesi'ne inşaat çalışmaları için herhangi bir başvuruda da bulunulmadığı, bunun yanı sıra yine ... Belediyesi'ne inşaatın yapılabilmesi için gerekli olan ruhsata esas zemin etüdü, Statik Mimari Projenin sunulmadığı ve inşaat ruhsat onayı alınmadığı, davacı tarafça yapılan yıkım işleri ile tabela işlemlerinin 10.000,00 TL bedelinde olduğu rapor edilmiştir. Tarafların bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine, dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize ibraz edilen 01/02/2022 tarihli raporda taraflar arasında yapılan sözleşmede ruhsatın ne kadar süre içerisinde alınması gerektiğine yönelik bir hüküm bulunmadığı, ancak makul sürenin 6 ay olduğu, davacı tarafça yalnızca imar durumu belgesi alındığı, bu belgenin belediyeden 1-2 günde alınabildiği, bunun yanı sıra davacı tarafça cevap dilekçesinde mimari projeye ait ekran görüntülerinin sunulduğu, bu ekran görüntülerindeki projenin davalıya iletilip iletilmediğinin bir bilişim uzmanınca değerlendirilmesi gerektiği, şayet proje 2020 yılının nisan ayında davalıya iletilmiş ise, davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerine devam ettiği bu sebeple herhangi bir kusurunun bulunmadığı, görüntülerin 2020 yılının nisan ayına ait olmaması halinde ise davacının edimlerinin yerine getirmemesi sebebi ile tam kusurlu olduğu ve herhangi bir zarar talep edemeyeceği rapor edilmiştir. İbraz edilen 01/02/2022 tarihli rapor doğrultusunda, dosya bilişim uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda davacı tarafça davalıya gönderilen projelerin 24/12/2020 tarihinde gönderildiği belirtilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/703 Esas, 2021/841 Karar sayılı ilamında ''...Bu itibarla öncelikle davacının whatsapp mesajlarını gönderildiği iddia ettiği telefonun kimin telefonu olduğu, kimden kime gönderildiği konusunda ayrıntılı açıklama ve mesajlaşılan telefonları mahkemeye sunması için süre verilmesi, telefon sunulduğunda sözkonusu whatsapp mesaj kayıtlarının bilirkişi aracılığı ile çıkarılarak dosyaya konulması, mesajların davacıya ait telefon ile davalıya ait telefon kullanılarak gerçekleştirildiğinin anlaşılması halinde bu kayıtlar belge kabul edilmeli, bu durumda yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tanıkların dinlenmesi,...'' şeklindeki kararı uyarınca taraflar arasındaki Whatsapp yazışması yazılı delil başlangıcı kabul edilmiş, 14/09/2021 tarihli celsede dinlenen tanık beyanları, ... Belediyesinden verilen müzekkere cevapları, 01/02/2022 tarihli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davacının sözleşmedeki edimini süresi içerisinde yerine getirmediğinden tam kusurlu olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilmiş olan kararın hatalı olduğunu, kararın gerekçesinde 'davacının sözleşmedeki edimini süresi içerisinde yerine getirmediğinden tam kusurlu olduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir' tespiti yapıldığını, gerekçenin dosya içeriğine aykırı olduğunu, davalı tanığının müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini kabul ettiğini, müvekkilinin projeler çizdirdiğini, fakat davalının kabul etmediğini açıkça beyan ettiğini, çizimlerin yaptırıldığı şirkete yapılan ödemeleri gösterir belgeleri dosyaya sunduklarını, müvekkilinin davalıya ait gayrimenkulde inşaat yapmak için gerekli 3 farklı proje çizdirdiğini ve ücretlerini de ödediğini, müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, müvekkilinin bir kusuru olmadığını, davalının 12/08/2020 tarihli 6744 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde azilname gönderdiğini, hayatın olağan akışına göre müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemiş olsa idi davalı yanın ihtar göndererek ya da müvekkiline bildirimde bulunarak edimlerin yerine getirilmesini talep etmesi ya da sözleşmeden döndüğüne dair irade beyanını iletmesi ya da sözleşmenin feshi için dava açması gerektiğini, davalının ise hiçbir ihtar ve ihbar göndermediğini, sözleşmenin feshi yönünde hiçbir işlem yapmadığını, sadece azilname göndererek müvekkilinin sözleşme gereği yapması gereken işlemleri yapmasını engellemeye çalıştığını, müvekkili şirketin sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra 28/01/2020 tarihinde resmi evrakları tamamladığını, Topkaya Mimarlık adlı ofise proje için evrakların teslim edildiğini, 20/03/2020 tarihinde, 09/04/2020 tarihinde, 25/04/2020 tarihinde olmak üzere üç farklı proje çizdirildiğini, arsa üzerindeki yapının yıkıldığını ve inşaata hazır hale getirildiğini, Pandemi şartları da dikkate alındığında müvekkilinin sözleşmenin ifası için tüm çalışmaları yaptığını, davalının engellemeleri ve sonuçta gönderiği azilname sebebi ile işlemlerini ilerletemediğini, mahkeme tarafından dava dilekçesinin talep bölümünün dikkate alınmadığını, davayı terditli olarak açtıklarını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde sözleşmenin feshini de talep ettiklerini, ancak bu yönde bir karar verilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "Davacı ile davalı arasında 17/01/2020 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, davalı tarafça yüklenicinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden bahisle yükleniciye verilen vekaletin 12/08/2020 tarihinde sonlandırılarak davalı arsa sahibince sözleşmenin tek taraflı olarak geriye etkili fesih edildiği ve inşaat ruhsatının başka yüklenici tarafından 18/09/2020 tarihinde başvurusu yapılarak 27/11/2020 tarihinde alındığı, davacı yüklenici ise üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia etmekle bu iddiasını ispatlaması gerekeceği, alınan bilirkişi raporu, dinlenen tanık beyanlarına göre yüklenicinin inşaat ... ruhsatını vekillikten azledildiği tarih olan 12/08/2020 tarihine kadar almak için belediyeye başvuru yapmadığı sadece 29/01/2020 tarihli imar durum belgesini aldığı, yüklenici bu sureçte proje çizdirdiğini iddia etse de çizdirmiş olduğu projelerin, davalı arsa sahibine, alınan bilirkişi raporlarına göre 24/12/2020 tarihinde gönderildiği yani davacının makul süre içerisinde inşaat ruhsatı için belediyeye başvurmaması nedeniyle üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı olduğu, davalı taraf her ne kadar pandemi koşullarını öne sürse de yüklenici tarafça 12/08/2020 tarihine kadar makul sürede inşaat ruhsatı için gerekli işlem ve başvurular yapılmadığından pandemi koşullarından faydalanamayacağı, kendi kusurundan kaynaklı olarak sözleşmenin fesih edilmesinden ötürü nama ifada bulunamayacağı gibi arsa sahibi davalıdan tazminat da isteyemeyeceği" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile aynı temyiz itirazlarını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, nama ifaya izin verilmesi,menfi ve müspet zararların tazmini, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde sözleşmenin geriye etkili feshi, kar kaybı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde belirtilen gerekçelerle temyiz edilmiş ise de, istinaf mahkemesince yapılan ve yukarıda belirtilen değerlendirmeler usul ve yasaya uygun olup, dava ile fesih iradeleri birleştiğinden mahkeme kararında bu hususun yazılmamış olması sonuca etkili bulunmadığından davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci

fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer

olmadığına,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.