"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu ... İnş. Tic. San Ltd.Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, söz konusu borcun ödenmemesi sebebiyle davacı banka tarafından borçlulara hesap kat ihtarı gönderilerek müteselsil kefil davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin konkordato talebinde bulunduğunu, yargılamanın devam ettiğini, aynı alacak için 2 takip başlatılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, alacak miktarının ihtilaflı olduğunu, yargılamayı gerektirdiğini, kefaletin geçerli olup olmadığının ve davalının sorumlu olduğu bedelin de tespiti gerektiğini, sözleşmelerde sonradan doldurulan kısımlar sebebiyle yüksek faiz talep edilemeyeceğini belirterek davalı lehine %20 kötü niyet tazminatına karar verilerek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılama aşamasında davalının iflasına karar verildiği, davacı bankanın iflas masasına 840.870,38 TL alacak kaydı talebinde bulunduğu, 224.546,50 TL alacağının kabul edilerek 4. sıraya kaydına karar verildiği, 616.323,88 TL alacağın reddedildiği, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan kredileri kapsamında ödenmeyen davacı banka alacağına ilişkin sözleşme hükümleri dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde iflas tarihi itibariyle rotatif krediler hesabından kaynaklanan asıl alacağın 263.753,78 TL işlemiş faizin 198.242,32 TL, ... 9.912,11 TL olmak üzere toplam 471.908,21 TL davacı banka alacağının bulunduğu, iflas masası tarafından kabul edilen 224.546,50 TL alacak tutarı mahsup edilerek bakiye 247.361,71 TL ödenmeyen asıl alacağın davalının iflas masasına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; karara esas alınan bilirkişi raporunda; temerrüt faiz oranın %56,63 (%37,75 + %18,88) kabul edilerek hesaplama yapıldığını, bu hesaplamanın mevzuata, içtihatlara ve taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 8. maddesinin birinci fıkrası gereğince ticari işlerde faiz oranın serbestçe belirleneceğini, bu madde çerçevesinde, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 2.7.1. maddesinin "Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için, temerrüt tarihinde aynı tür Türk Lirası krediler ve hesaplar için Banka'nın TC Merkez Bankası'na bildirmiş olduğu kısa, orta veya uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanının %50 fazlası olarak hesaplanacak oranda temerrüt faizi ödemeyi kabul ederler." şeklinde düzenlendiğini, 6098 sayılı TBK’nun 88. ve 120. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığını, asıl alacağa Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca %90 temerrüt faiz oranı işletilerek yapılacak hesaplama üzerinden davanın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Türk Borçlar Kanununun faiz sınırlaması öngören 88 ve 120 nci maddelerinin adi işlerde uygulanacağı ve ticari işlerde faizin taraflar arasında serbestçe kararlaştırılacağı hususlarında tereddüt bulunmadığı, Genel kredi sözleşmesinde bankanın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bildirdiği faiz oranlarını uygulayacağına ilişkin koşulun bağlayıcı olduğu ancak bu oranların o dönemdeki tavan oranları göstermekte olduğu, bankaların normal koşullarda bu oranlardan daha düşük faiz oranları uygulayarak anılan sözleşme koşulunu borçlu lehine tadil ettikleri, bunun genel bir uygulama niteliğinde olduğu, bu bakımdan anılan oranlar davacı alacaklı bankaya mutlak bir uygulama hakkı vermediği, davacı bankanın emsal oranları sunmadığı, bilirkişinin 27.04.2022 günlü raporu ekinde saptadığı emsaller üzerinden rapor hazırladığı yargı uygulamasında da aynı dönemde benzer kredilerde uygulanan emsal oranların hesaplamada dikkate alınacağı ilkesinin benimsendiği, gerekçesiyle davacı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacağın iflas masasına kayıt kabulü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 235 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.