Logo

6. Hukuk Dairesi2023/326 E. 2024/127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ekspertiz hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasında, gerçek zarar miktarının belirlenmesi ve davalının sorumluluğunun kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uyarak, davacının dava tarihi itibariyle net alacağı, limit ipotek miktarı ve taşınmazın satış bedeli dikkate alınarak gerçek zarar hesaplandığından ve hüküm altına alındığından, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı ... İnş. Ltd. Şti.'nin, davacı bankanın ... kredi talebinde bulunduğunu, kredinin teminatını teşkil etmek üzere ...'ın maliki olduğu taşınmazın teminat olarak gösterildiğini, davacı banka tarafından davalı şirketten ekspertiz talebinde bulunulduğunu, davalı şirket tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda, taşınmazın 1.410.000,00.-TL değerinde olduğunun bildirildiğini ve söz konusu taşınmaz üzerinde banka lehine 500.000,00.-TL bedelli ipotek tesis edilmesi sonrası ... İnş. Ltd. Şti.'ne kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilerek kredi borçlusu ve kefiller aleyhine haciz ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takiplerine girişildiğini, ipotekli taşınmazın kıymet takdirinin yaptırıldığını, İcra Hukuk Mahkemesince yaptırılan kıymet takdiri raporunda taşınmaza 130.000,00.-TL değer takdir edildiğini, ipotekli taşınmazın talepleri üzerine yapılan satış işlemi sonucunda 70.750,00-TL bedelle 3. kişiye ihale edildiğini, yapılan ilamsız takipte İ.İ.K. 143.m. gereği aciz vesikası alındığını, davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanmış olan ekspertiz hizmet sözleşmesi hükmü gereği ekspertize konu gayrimenkulun hatalı değer ve tespiti nedeniyle oluşacak banka zararının ödeneceğinin kabul edildiğini,davalı şirketin değerlemede ağır kusurun söz konusu olduğunu, bankanın dava dışı borçlu şirketten dava tarihi itibariyle 600.000,00.-TL üzerinde alacağı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 368.743,00.-TL zararın 19.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; 900.000,00.-TL limitli kredinin teminatı olarak 500.000,00.-TL limitli ipotek alındığına göre bankanın gerçekleştirdiği kredi işleminde müvekkil tarafından yapılan değerlemeyi dikkate almadığını, taşınmazın değerlemesi 17.04.2008 tarihinde yapılmış olmasına rağmen ipoteğin 30.10.2008 tarihinde tesis edildiğini, bu süre içinde şartların değiştiğini, davacı bankanın ipotek tesis işlemi sırasında müvekkili tarafından hazırlanan değerlemeye itibar etmediğini, davalının eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22/06/2017 tarih ve 2015/103 Esas, 2017/488 Karar sayılı kararıyla; gerçek zarar miktarının belirlenmesi açısından alacağın tahsili için asıl kredi borçlusu yönünden yapılan takiplerin usul ve yasaya uygun sonuçlandırılması, davacı bankanın dava tarihi itibarıyla alacağını asıl sorumlulardan tahsil etme imkanı olup olmadığı, zararın doğup doğmadığı ve miktarının mevcut dosya kapsamına göre henüz net olarak tespit edilmediği, davacının kredi borcunu asıl borçlulardan tahsil için yasal yolları tüketmediği, ayrıca taşınmaz ipoteğinin kredi sözleşmesinin kurulması aşamasında alınmadığı, aciz vesikasının maddi hukuk açısından bağlayıcı olamayacağı, davacı yanın dayandığı BK 98 madde uyarınca, sorumluluğun kapsamının henüz belirlenemediği, davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 22/06/2017 tarih ve 2015/103 Esas, 2017/488 Karar kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06/02/2020 tarih ve 2017/2534 Esas, 2020/336 Karar sayılı kararıyla; davacının alacağı tahsili bakımından tüm takip yollarını tükettiği, alacağını tahsil etme imkanı bulunmadığından kesin aciz belgesi düzenlendiği, aciz belgesi borçlunun mal varlığının alacaklının alacağını karşılamaya yetmediğini gösteren tek ispat aracı olduğu, ilgililerce şikayet veya itiraz yoluyla İcra Hakimliğince ortadan kaldırılmadıkça geçerli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 06/02/2020 tarih ve 2017/2534 Esas, 2020/336 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.03.2022 tarih ve 2021/2000 Esas, 2022/1667 Karar sayılı kararı ile bilirkişi raporlarında gerçek zarar tespitinin hükme elverişli şekilde yapılmadığı, mahkemece ek rapor ile icra dosyasında davacının dava tarihi itibariyle net alacağı hesaplanarak, bu alacaktan taşınmazın ihaleyle satış bedeli mahsup edilerek gerçek zarar tespiti yapılıp çıkan meblağa hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamında belirtilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasında davacı bankanın dava tarihi itibarıyla net alacağı 723.019,37 TL olmakla birlikte, ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle davacı bankanın bu dosyada 500.000,00 TL talep edebileceği, 70.750,00 TL satış bedelinin mahsubundan sonra kalan miktarın davacı bankanın zararını oluşturacağı gerekçesiyle davacının talebinin bu miktarın altında kaldığı gözetildiğinde, taleple bağlı kalınarak 368.743,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek, bilirkişi tarafından yapılan ana para hesaplamasında yapılan tahsilatlar ve ihale bedeli ana paradan düşülmeyerek yanlış hesaplama yapıldığını, ayrıca faiz hesaplamasının fahiş miktarda yapıldığını, raporda yapılan hesaplamanın kabulü mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini temyiz sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava ekspertiz hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminatistemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.