Logo

6. Hukuk Dairesi2023/574 E. 2024/1479 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı şirkete verdiği danışmanlık hizmetlerine ilişkin faturalara dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, davalı şirketin hizmetin ifa edilmediği savunmasının incelenip değerlendirilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, davacı şirketin düzenlediği faturaları defterlerine kaydetmiş olmasının, hizmetin ifa edildiği konusunda davacı lehine bir karine oluşturduğu, ancak davalı şirketin hizmetin ifa edilmediği savunması karşısında, mahkemenin bu savunmayı incelemekle yükümlü olduğu, bu nedenle davalı şirketin sözleşmeye konu işin ifa edilmediğine ilişkin savunma ve delillerinin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/980 E., 2022/1298 K.

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/557 E., 2019/339 K.

KARAR

Taraflar arasındaki, icra takibine itirazın iptali istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında danışmanlık hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, bu sözleşmeye dayalı hak ediş alacakları için düzenlenen beş adet faturadan kaynaklı toplam 233.882,22 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağının dayanağı olarak gösterdiği sözleşmelerin, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmayan kişilerce imzalandığını, müvekkili şirketin geçerli olmayan bu sözleşmelerden kaynaklı bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takibe konu faturaların, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yine tarafların ticari kayıtlarına göre davacının, davalıdan toplam 233.882,22 TL alacaklı bulunduğu, davalının bu borca karşılık herhangi bir ödeme yapmadığı, sözleşmelerin, davalı şirket CEO'su ... ... tarafından imzalandığı, ilgili imza sirkülerine göre adı geçenin söz konusu sözleşmeleri münferiden imzalamaya yetkili olduğu, bu itibarla davalı şirketin icra takibine yönelik itirazının haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; icra takibine itiraz dilekçesinde hizmetin alınmadığını da ifade ettiklerini, mahkemece bu hususta inceleme yapılması gerektiğini, faturaya süresinde itiraz edilmemesinin, hizmetin ifa edilmiş olduğunu göstermeyeceğini, şirketin yönetim boşluğunun olduğu bir dönemde faturaya itiraz edilmeden ticari kayıtlara işlenmesinin, sözleşmeye icazet verildiği anlamını taşımayacağını, davacı tarafın edimini yerine getirmediğini, sözleşmelerde belirtilen yazılım projesinin geliştirilmediğini, davacı teslimi gerçekleştirmediğinden, müvekkili iş sahibinin bedel ödeme borcu da bulunmadığını, davacının alacağı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvuru dilekçesinde dile getirdiği hususları temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

İcra ve İflas Kanunu’nun 67, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd., Türk Ticaret Kanunun 21/2 nci madesi,

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir. Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tâbidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.09.2019 tarihli ve 2017/19-824 Esas, 2019/885 Karar; 25.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11-894 Esas, 2020/942 Karar ve 22.11.2022 tarihli ve 2021/(19)11-990 Esas, 2022/1568 Karar sayılı kararlarında da değinilmiştir.

3. Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 nci maddesi uyarınca, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Faturaya süresinde itiraz etmemiş taraf aleyhine getirilen bu karinenin aksinin ispatı mümkündür.

4. Somut olayda, taraflar arasında “... Kargo Taşımacılık Platformu projesinin mimarı tasarım ve analiz çalışması danışmanlık hizmet işlerinin verilmesi” işini konu alan 21.12.2016 tarihli sözleşme düzenlenmiştir. Davacı bu sözleşmeye dayalı alacakları için davalı adına beş adet fatura tanzim ederek davalıya göndermiş, davalı, faturalara itiraz etmeksizin ticari defterlerine kaydetmiştir. Dava konusu icra takibi bu faturalara dayanmakta olup davalı taraf, faturaya konu işin yapılmadığını da bildirerek takibe itiraz etmiştir.

5. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde, davalı tarafın, işin yapılmadığını savunmadığı belirtilmiş ise de, az yukarıda açıklandığı üzere, davalı taraf, takibe itirazı dilekçesinde işin yapılmadığı itirazında bulunmuş olup, bu konuda inceleme ve araştırma yapılması gerekir.

6. Davalı defterlerine kaydedilmiş ve itiraza uğramamış faturalar karşısında, sözleşme konusu işin yapılmadığı ya da gereği gibi ifa edilmediği konusunda ispat yükü davalı taraftadır. Davalı taraf, davacının kestiği faturaları ticari defterlerine işlediğine göre, sözleşmeye konu işin ifa edildiği hususunda davacı lehine karine oluşmuştur. Karinenin aksinin ispat yükü davalı taraftadır. Bu itibarla mahkemece, davalının, sözleşmenin konusu işin ifa edilmediğine ilişkin savunma ve delilleri incelenerek, gerektiğinde aralarında sözleşme konusu işle ilgili bir uzmanın da bulunduğu bilirkişi kurulundan hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin

Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Yargıtay duruşmasında vekili hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 17.100,00 TL duruşma vekalet

ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.