"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1203 E., 2022/1179 K.
DAVA TARİHİ : 11.11.2016
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1333 E., 2018/1312 K.
Taraflar arasında açılan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın davalı şirket bakımından davanın kabulüne, davalı ... bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı şirket ile davalı şirket arasında diğer davalı ...’ın şahsi kefaletinde 24.05.2016 başlangıç tarihli ve 31.12.2016 sonlanma tarihli Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre danışman şirketin desteği ile iş sahibine kredi sağlanması halinde, işbu sağlanan kredi limiti üzerinden danışmana net % 5+KDV oranında yönetim ücreti ödeneceği, bu ödemenin kredi limitinin oluşturulduğu tarihi takip eden 3 iş günü içerisinde kredi kullanılsın kullanılmasın danışmana ödenmesinin kararlaştırıldığını, ödemelerde gecikme olması durumunda her 10 gün için ödeme tutarı üzerinden % 5 oranında cezai ödeme yapılacağı hususunda da anlaşıldığı, davacı şirketin bankalarla görüştüğünü, Akbank Tire Şubesinden toplam 1.500.000.TL kredi limiti oluşturduğunu ve davalılar ile irtibata geçtiğini, bankanın gönderdiği kredi koşulları ve ödeme planına ilişkin şartları içeren e-mailleri davalılar ile paylaştığını, davacı şirketin kredi temini nedeniyle ödeme beklerken davalı tarafça davacı şirketin gereken hizmetleri ifa etmediği gerekçesiyle noter kanalı ile Fesih İhtarnamesi keşide ettiğini ve tebliğ edildiğini, ihtarnameye karşılık ihtar keşide edilerek Akbank Tire Şubesinden 1.500.000-TL orta vadeli kredi limiti oluşturulması sebebiyle 88.500.-TL yönetim ücretinin talep edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığından davalıların icra dosyasına yaptıkları itirazlarının iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatı talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalılardan ...’ın dava konusu sözleşmede isminin bulunmasının şirketi temsil için olduğunu, herhangi bir kefaleti veya açıkça kefalet ibaresinin olmadığını, ...’ın bu nedenle davada taraf sıfatının olmadığını, ayrıca davacı şirket adına ise yetkili temsilci olarak ...’un sözleşmeyi imzaladığını, sonradan bu kişinin davacı şirketle ortak yada temsilci olarak bir ilgisi olmadığının anlaşıldığını, bu nedenle davacı tarafın kötü niyetli olduğunun anlaşıldığını, davacının sözleşme iradesini sakatlayan bu tutum ve davranışların yanında edimlerini yerine getirmesi söz konusu olmadığından fesih ihbarnamesinin keşide edildiğini, davacı tarafın fesih ihbar tarihine kadar sözleşmedeki edimleri konusunda bir emek ve masraf sarf etmediğine, ihtiyaç duyulan kredinin bizzat davalı şirket çabalarıyla tahakkuk ettiğine banka yetkililerinin tanık olduğunu, davacının sözleşmeye uymaması nedeniyle kredinin geciktiğini ve zarara uğradıklarını, bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahkemece davalı ...’ın husumet itirazının değerlendirilmesi sonucu, danışmanlık sözleşmesini iş sahibi sıfatıyla davalı Ege Atılgan Endüstriyel Mak Tüt İnş İç Ve Dış Ltd Şti ve Celal Kırgıl'ın (Atılgan Ticaret), danışman sıfatıyla davacı Menmet Vurucu Eğitim ve danışmanlık...Ltd.Şti.'nin imzaladığı, sözleşmede her hangi bir sıfatı bulunmadığı halde davalı şirket yetkilisi olan davalı ...'ın ve dava dışı ...'un sözleşmenin son sayfasına kendi adları altına imza attıkları, davalı ... ve dava dışı ...'un sözleşme içeriği incelendiğinde her hangi bir yükümlülük üstlenmediği, kefil olarak sorumluluk altına girdiklerine dair bir ifadenin de yer almadığı, taraf tanıklarının beyanları ile birlikte sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmedeki danışmanlık hizmetinin davacı şirket tarafından, danışmanlık yönetim ücretini ödeme ediminin ise davalı şirket ile dava dışı Celal Kırgıl tarafından üstlenildiği, davalı ...'ın kişisel olarak davalı şirket ile birlikte davacıya karşı sorumluluk altına girdiğine dair delil olmadığı gerekçeleriyle davalı ... Yaldız hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Davalı şirket bakımından ise; sözleşmedeki yükümlüklerine uygun olarak, bilanço incelemesi, finansal raporlama, proje dosyası hazırlama ve bankalara başvuru yapılarak kredi teminine yönelik girişimlerin başlatıldığı, sonuçta dava dışı Akbank T.A.Ş Tire Şubesi ile davalı şirket arasında 3.000.000.-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmasını sağladığı, bu sözleşme ile davalı borçluya 1.500.000TL kredi tahsis edildiği, kredi onay tarihinin 26.07.2016 iken davalının fesih ihtarnamesinin 01.08.2016 tarihli olduğu, kredi onayı alındıktan davalı şirket tarafından danışmanlık sözleşmesinin feshedilmesinin davacının sözleşmenin feshinden önce hak ettiği danışmanlık yönetim ücretini ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, davalı şirketin davacı tarafından gönderilen ödeme ihtarnamesinin kendisine tebliğ edildiği 11.08.2016 tarihine ihtarname ile verilen 5 günlük sürenin ilavesiyle 17.08.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, davalının takip tarihi itibariyle toplam 112.734,30 TL için davacıya borçlu olduğu anlaşılmakla davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne ve hüküm altına alınan miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinafında; davalı ... yönünden, davanın kabulü gerektiği halde, pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı şirketin tek ortağı olan bu davalının müvekkilinin alacağına şahsi teminat olarak sözleşmenin imzaladığını belirterek, kararın bu nedenle kaldırılmasını ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinafında; taraflar arasında finansal kurumlar ile görüşmeler yapılmak üzere kredi temini için danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, müvekkili şirketin ihtiyacı olan kredinin, kendi şirket personelleri tarafından temin edildiğini, dinlenen tanık beyanlarının da, davacı şirket çalışanlarının bankaya fiziken gitmediklerinin bildirildiği halde, davacı şirket adına ücret ve ceza-i şart verilmesinin doğru olmadığını, tanık beyanlarını değerlendirmeden alınan bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ve kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından, bankalarla ilk görüşmelerin davacı firma yetkilileri ile yapıldığı, bir daha bankaya gelmediklerini bildikleri, bu durumda danışmanlık hizmetinin kredi başvuru hazırlık ve belgelerin temini ile kredi başvurusunun yapıldığının kabulü ile, davacı tarafça hizmetin verildiğinin anlaşıldığı, o halde; 24.05.2016 tarihinde akdedilen sözleşmenin 01.08.2016 tarihinde feshinden önce alınan 25.07.2016 tarihli ve 1.500.000 TL bedelli kredinin tahsis edilmesi nedeniyle, kredi bedelinin %5+KDV miktarında davacı firmanın danışmanlık ücret alacağının doğduğu, sözleşmenin 4.3 maddesi gereğince "geciken her gün için ödeme tutarı üzerinden cezai şart ödemesi de yapılması gerekeceği, davalı ...'ın hem şirket kaşesi üzerinin, hem de ayrıca sözleşmenin imzalanmasına rağmen, sözleşme içeriğine göre yükümlülük üstlenmediği, TBK 581 maddelerinde aranan şartlarda geçerli bir kefaleti bulunmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle her iki yan istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili ; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 581. maddesi, aynı kanun 394. madde ve devam maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.