"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/484 E., 2024/133 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı idare arasında 08.10.2015 tarihli 36 Ay süreli "Yemek Pişirme, Dağıtım ve Sonrası Hizmet Alımı"na ait sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında 53 işçi çalıştırılacağını, ihale tarihi olan 2015 yılı itibarıyla işçilik maliyetleri üzerinden hazırlanan birim fiyatlar esas alınarak hizmet bedelinin belirlendiğini, ancak asgari ücretin 2016 yılı itibariyle işverene maliyetinin 2.0017,58 TL'ye çıktığını, davacının dava konusu hizmet nedeniyle istihdam ettiği işçilerin maliyetinin öngörülemez şekilde arttığını, bu bağlamda davacının sözleşmedeki edimini yerine getirmesinin mümkün olmadığını, asgari ücretteki artış nedeniyle oluşan fiyat farkının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla aşırı ifa güçlü nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL fiyat farkı alacağının, idareye başvuru tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asgari ücrette meydana gelen artışın idarenin fiyat farkı ödemesini gerektiren mücbir sebep hallerinden olmadığını, fiyat farkı ödemesini gerektirir başkaca bir durumu da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; asgari ücretteki artışın mücbir sebep olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararı, Dairemiz'in 20.06.2023 tarihli, 2022/2210 Esas, 2023/2404 Karar sayılı ilamı ile bozularak, dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmekle, İlk Derece Mahkemesinin bozma ilamına uyarak verdiği davanın kabulü ile 696.962,13 TL alacağın avans faizi ile davalıdan tahsiline ilişkin karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-Mahkemece fiyat farkı istenemeyeceği ve uyarlama koşulları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen önceki kararın istinafı üzerine başvurunun esastan reddine karar verilmiş ve bu kararın temyizi üzerine de dairemizce bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararında; asgari ücretin kamu düzenine ilişkin olduğu, işçiye asgari ücretten az ücret ödenmesi halinde devletin kamu gücünü kullanarak ücretin asgari ücret seviyesine çıkartılmasını sağlaması gerektiği, tarafı kim olursa olsun sözleşmelerde asgari ücret fiyat farkı ödenmesinin önüne geçen hükümler konulması veya birtakım gerekçelerle bunun önüne geçmeye çalışılmasının asgari ücretin kamu düzeni niteliğiyle bağdaşmayacağı, bu durumda mahkemece, alanında uzman bilirkişi marifetiyle eski ve yeni brüt asgari ücret tutarları arasındaki fiyat farkının hesaplanması ile tespit edilecek miktar üzerinden asgari ücret fiyat farkı alacağına karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kararın bu gerekçeyle davacı yararına bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Bozma kararına mahkemece uyulmuş olduğundan davacı yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olup, usuli kazanılmış hakka uygun olarak araştırma ve inceleme yapılıp karar verilmesi gerekir ise de hüküm kurulurken usuli gerekliliklere de uyulması gerekir.
Davacı yanca, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak, asgari ücrette yaşanan artışlardan söz edilerek hem fiyat farkı alacağı istenmiş hem de fiyat farkı esasınca davanın uyarlanması talep edilmiştir. Davacının fiyat farkı esasına göre uyarlama talebinde bulunması fiyat farkı alacağı istenmesi niteliğinde olmayıp fiyat farkı miktarınca bir sınır çizilmek suretiyle sözleşmenin uyarlanması talebi niteliğindedir. Diğer bir ifadeyle miktar itibarıyla uyarlama talebinin açıklanması niteliğindedir.
Sözleşmede işe 01.01.2016 tarihi itibarıyla başlanacağı hüküm altına alınmıştır. Dava tarihi olan 14.03.2016 tarihi dikkate alındığında davacının muaccel hale gelmiş 2 hakedişi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı uyarlama talebi yanında ihtirazi kayıtla gerçekleştirdiği ifa yönünden alacak talebinde bulunabilir ise de dava tarihinde muaccel olmayan alacakların gerek dava sırasında gerekse sonrasında ıslah talebi ile istenebilmesi mümkün değildir. Zira 28.11.1956 gün, 15 E., 15 K. sayılı içtihadı birleştirme kararında da belirtildiği üzere her davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerekir. Diğer yandan 18.02.2022 tarihli ve 2019/5 Esas, 2022/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da ifa zamanı gelmemiş (vadesi gelmemiş, muaccel olmayan, müeccel) bir alacak için açılmış davada, mahkemece ifa zamanının henüz gelmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu içtihadı birleştirme kararları ile dava tarihinden sonra doğan alacakların istenip hüküm altına alınmasının mümkün olmadığı açık ise de bu durum uyarlama taleplerinin incelenebilmesine engel değildir. Zaten uyarlama ancak ifanın gerçekleşmediği hallerde mümkün olduğundan aksinin düşünülebilmesi de mümkün olmayacaktır.
Mahkemece davacının dava tarihi itibarıyla hak etmiş olduğu asgari ücret fiyat farkından doğan alacağının ilk 2 hakediş yönünden tahsili ile dava tarihi sonrası dönem için sözleşmenin uyarlanmasına yönelik hüküm kurulması gerekirken, dava tarihinden sonraki dönemleri de kapsayacak şekilde henüz muaccel hale gelmeyen alacak miktarı dikkate alınarak tahsil hükmü kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin temyiz sebeplerinin kabulü ile kararın davalı lehine BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 07.11.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.