"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/320 E., 2023/172 K.
BİRLEŞEN 2003/913 ESAS SAYILI DOSYADA
BİRLEŞEN 2010/342 ESAS SAYILI DOSYADA
Davacı vekilince açılan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan cezai şart ve sözleşmenin feshine ilişkin asıl davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, tapu iptal ve tescil talebine ilişkin birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın dahili dosyada Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş. vekili ile birleşen dosyalarda Davacı ... mirasçıları vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2023/2926 Esas ve 2024/2202 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının düzelterek onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez Dairemiz kararına karşı dahili dosyada Birlik Hazır Beton ve Yapı A.Ş. vekili ile birleşen dosyalarda Davalı ... mirasçıları vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harçları peşin olarak yatırıldığından karar düzeltme isteyenlerden yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 2.320,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacı ... mirasçıları ile dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Yapı A.Ş.'den ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 21.11.2024 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
- MUHALEFET ŞERHİ -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı İpekyolu Ltd. Şti. arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı ...'in müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, davalı şirketin edimlerini süresinde yerine getirmediğini iddia ederek yapılan 4 ayrı sözleşmenin feshine ve cezai şartın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2003/913 Esas sayılı dosyada davacı yüklenici vekili; davalı arsa sahibinin fesih ihtarı gönderilmesine rağmen müvekkilinin inşaatları yapmaya devam ettiğini, davalının 4 parselde kayıtlı 9,10,12 no.lu bağımsız bölüm tapularını vermediğini iddia ederek bu taşınmaz tapu kayıtlarının iptal ve tesciline, olmadığı taktirde bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2010/342 Esas sayılı dosyada yüklenici vekili sözleşme uyarınca 5 parselde bulunan 17 no.lu dükkanın müvekkiline ait olacağının kararlaştırılmasına rağmen arsa sahibi davalının diğer davada oğluna sattığını, satın alanın iyi niyetli olmadığını, bu taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı yüklenici vekili asıl davanın, birleşen davalarda arsa sahibi vekili birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 05.06.2014 tarihli, 2011/167 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı ile, inşaatları tamalanamayan 960 ada 5 parsel sayılı taşınmazla ilgili sözleşmenin ileriye etkili feshine, bu parselle ilgili tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, 963 ada 3 ve 4 , 960 ada 4 parselde bulunan inşaatlarda projeye aykırılık bulunduğu, bu aykırılıkların da giderilemeyecek şekilde olduğundan bu parsellerle ilgili olarak düzenlenen sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, yüklenici tarafından açılan birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı süresinde taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 04.07.2018 tarihli, 2016/6549 Esas. 2018/3949 Karar sayılı ilamı ile, "Dosya ile ilgili karar verildikten sonra imar barışı olarak da nitelendirilen 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesine göre kaçak yapılarla ilgili bir düzenlemeye gidilmiştir. Somut olayda dava konusu 960 ada 4, 5, 963 ada 3 ve 4 nolu parsellerdeki inşaatlarda projeye aykırılıklar bulunduğu belirtilmiştir. Bu parsellerdeki projeye aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracat yapılıp yapılmaması önem arzetmektedir. Bu nedenle mahkemce yukarıda zikredilen mevzuat uyarınca müracaat olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın re'sen bozulması gerekmiştir" gerekçesiyle taraf vekillerininin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmediği belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin 24.09.2020 tarihli, 2018/476 Esas, 2020/185 Karar sayılı kararı ile, "bozma ilamına uyularak yapılan inceleme ve araştırma neticesinde asıl ve birleşen davanın taraflarının 7143 sayılı Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. madde kapsamında dava konusu 960 ada 4, 5, 963 ada 3 ve 4 no.lu parsellerin tümünü kapsayacak şekilde imar affından yararlanmak istemiyle yapmış oldukları bir başvurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan dava konusu parsellere ait beş yıllık yapı ruhsat süreleri dolmasına rağmen yenilenmediği, davanın taraflarınca bu konuda girişimde bulunulmadığı, inşaatlardaki projeye aykırılıkların giderilmediği belirlidir. Bu nedenle anılan yasal düzenleme kapsamında bir müracaat olmadığı" gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen tapu iptali-tescil ve terditli tazminat davalarının reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Abdülbaki Yücel, davacılar ve davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayii Ticaret A.Ş. vekillerince yasal süresinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli, 2021/1136 Esas, 2022/1821 Karar sayılı ilamı ile,"... davalı-birleşen dosyalar davacısı şirketin davanın devamı sırasında terkin edilmekle, dava ehliyetini kaybettiği anlaşıldığından davacı- birleşen dosyalar davacısı şirket hakkındaki tasfiye ve terkin işlemleri işbu dava sonuçlanıncaya kadar yapılamayacağından, davacılar vekiline, davalı-birleşen dosyalar davacısı şirketin ihyasını sağlamak üzere makul ve kesin bir süre verilip ihyasını sağladıktan sonra yargılamaya devam ederek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra verilen mahkeme kararı ile, "davacılar vekiline davalı- birleşen dosyalar davacısı şirketin ihyasını sağlamak üzere makul ve kesin bir süre verilmiş, süresinde açılan dava sonucunda Batı Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/1133 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda tasfiye memuru olarak ...'in atandığı mahkememize bildirilmiştir. Tasfiye memuruna duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır" gerekçesiyle "Davacının Ankara ili, Sincan ilçesi, 960 ada 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Ankara 12. Noterliği'nin 08.06.1999 tarih 07767 yevmiye sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve fesih ile birlikte talep edilen cezai şart talebinin reddine, işbu sözleşmeye ve 22/08/2003 tarihli ek sözleşmeye ilişkin terditli tazminat davasının kısmen kabulü ile, 6.000,00 TL kira bedeli tazminatı ve kira bedeli tazminatına karşılık olarak kararlaştırılan parke imalatı bedeli olarak 4.800,00 TL olmak üzere toplam 10.800,00 TL'nin, 6.000,00 TL'lik kira bedelinin 3.428,60 TL'sine dava tarihinden itibaren, bakiye 2.571,40 TL'sine ıslah tarihi olan 21.06.2007 tarihinden itibaren, 4.800,00 TL'ye dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline ve mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında davacılara ödenmesine, işbu sözleşme ve ek sözleşmeye istinaden işbu taşınmaz için terditli olarak talep edilen PVC farkı ve 10.000,00 TL cezai şart talebinin reddine, davacının Ankara ili, Sincan ilçesi, 963 ada 3 ve 4 parsel, 960 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin Ankara 12. Noterliği'nin 02.09.1998 tarih 16877 yevmiye sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi talebinin kabulü ile sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, işbu sözleşmeye istinaden talep edilen cezai şart talebinin dava tarihinde yürürlükte bulunan BK.'nın 20.maddesi uyarınca reddine, sözleşmenin feshine karar verildiğinden ek sözleşmeye istinaden terditli olarak talep edilen PVC fiyat farkı, 963 ada 4 parsel 11 no.lu bağımsız bölüm bedelinden kısmen ikmal edilen fazladan iş bedellerinin mahsubu ile bakiyenin tazmini, parke farkı bedeli, kira bedeli tazminatı ve ek sözleşmeye dayalı cezai şart talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş. vekili ile davacı ... mirasçıları vekilince temyiz isteminde bulunmuşlardır.
Dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde, dahili davalılar hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 960 ada 4 parselde onaylı mimari projesine uygun olarak yapılan ve iskân edilen binanın, 963 ada 3 ve 4 no.lu parsellerde projesine uygun olarak yapılmadığından tadilat projesi ile ruhsatlandırılması mümkün olmayan binaların hukuksal durumuna tabi tutulmasının ve adeta aynı kadere mahkûm edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 960 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın onaylı mimari projesine hiçbir aykırılığının olmamasına rağmen telafisi imkânsız zararların önlenmesi ve Yargıtay bozma ilamında işaret edilen hususların yerine getirilmesi için yapı kayıt belgesi alındığını, ancak buna rağmen 960 ada 4 parsel sayılı taşınmazı etkileyecek şekilde sözleşmenin geriye etkili feshine karar verildiğini,dava konusu tüm parselleri kapsayacak şekilde imar affından yararlanılması zorunluluğu ve gerekliliği olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, mahkemece taraflar arasında yapılmış olan Ankara 12. Noterliği'nin 02.09.1998 tarih ve 16877 yevmiye no.lu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshine karar verilmiş olup, buna bir diyecekleri olmadığını, taraflar arasında yapılan diğer (Ankara 12. Noterliği 8.6.1999 tarih ve 07767 yevmiye no.lu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi)’nin konusu olan 960 ada 5 parselde yapılan inşaatın % 90 seviyesinde olduğunun, onaylı projeye aykırı olarak bina giriş yerinin değiştirildiğinin, zemin katta alanın küçültüldüğünün, bodrum kat girişi merdiven yerinin değiştirildiğinin bilirkişi raporunda yazılı olması nedeniyle, mahkemenin, 15.3.2012 tarihli celsede sözleşmenin konusu olan 960 ada 5 parselde proje tadilatı yapılarak inşaatı yasal hale getirmesi için davalı yükleniciye 4 ay kesin süre verdiğini, buna rağmen yüklenicinin tadilat projesi yapmadığı gibi, projeye aykırı yapı yapmış olması, projeye aykırı olarak zeminde alan küçültmesi, giriş değişikliği yapması ve inşaatı %90 seviyesinde 2003 yılında bırakıp gitmiş olması nedeniyle mahkemenin Ankara 12. Noterliği'nin 8.6.1999 tarih ve 07767 yevmiye no.lu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin de feshine karar vermesi gerekirken, reddetmiş olmasının yasal olmadığını belirterek, kararın bu nedenle (sadece taraflar arasında yapılan Ankara 12. Noterliği'nin 8.6.1999 tarih ve 07767 yevmiye nolu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshinin reddine ilişkin kısım ile ilgili olan) kararın bozulmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl davada, davacıların murisi arsa sahibi ... ile davalı yüklenici şirket arasında düzenlenen 02.09.1998 ve 08.06.1999 tarihli “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmeleri" nin feshi, cezai şart alacağı, kira kaybı, yüklenicinin sözleşme dışı yaptığı işler nedeniyle ek sözleşme ile yükleniciye verilen dairenin bedelinden yapılan ilave iş bedellerinin düşülmesi ile oluşan alacak, arsa sahibine ait dairelerin pencerelerinin pimapen yerine ahşaptan yapılması nedeniyle doğan alacak talep edilmiş, birleşen davalarda ise, taşınmaz tapu kayıtlarının iptal ve tesciline, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesi talep edilmiştir.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacılar vekilinin tüm, dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, asıl davada hüküm altına alınan 10.800,00 TL'nin "davalılardan" tahsiline karar verilmiştir. 08.06.1999 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi davacılar murisi arsa sahibi ... ile yüklenici ... ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil davalı Abdülbaki Yücel tarafından imzalanmıştır. Asıl davada hüküm altına alınan 10.800,00 TL kira tazminatı ve kira tazminatına karşılık olarak kararlaştırılan parke imalatı bedelinden sözleşmenin tarafı olan yüklenici şirket ve Abdülbaki Yücel'in sorumlu olduğu açıktır. Hüküm fıkrasında yargılama sırasında davaya dahil edilen dahili davalıları da kapsayacak şekilde hüküm altına alınan miktarın "davalılardan" tahsiline şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiş ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının 2. ve 3. bentler uyarınca kabulü ile, temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının asıl dava bakımından başlıklı kısmının 1. maddesinin 9. satırında, yer alan "...davalılardan ..." kelimesinin çıkartılarak yerine "...davalı yüklenici ... ve davalı ...' den..." kelimelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili ile dahili davalı Birlik Hazır Beton ve Prefabrik Yapı Sanayi Ticaret A.Ş. vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.
960 ada 4 nolu parselde onaylı mimari projesine uygun olarak inşa edilen ve ayrı bir katkarşılığı inşaat sözleşmesine konu olan binanın 963 ada 3 ve 4 nolu parsellerdeki binaların projesine uygun olarak yapılmadığından ve tadilat projesi ile de yasal hale getirilmesi mümkün olmayan yapıların hukuksal durumuna tabi tutulması hakkaniyete aykırıdır.
Müteveffa Ahmet Kızıltan ile davalı-karşı davacı yüklenici İpekyolu İnş.Ltd.Şti. arasında imzalanan davaya konu Ankara 12. Noterliğinin 02.09.1998 tarih ve 16877 yevmiye saylı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu ada ve parseller, 963 ada 3 ve 4 no.lu parseller ile 960 ada 4 no.lu parsellerdir.
14.04.2009 tarihli bozma ilamından sonra dosyaya kazandırılan Sincan Belediye Başkanlığı’nın 02.03.2012 tarih ve 10.01/588 sayılı yazısında özetle, 963 ada 3 parsel ile 963 ada 4 parsel üzerinde bulunan binalarda mimari projesine aykırı imalatların bulunduğu ve tadilat projesi ile ruhsatlandırılmasının uygun olmadığı; 960 ada 5 parsel üzerinde bulunan binadaki mimari projesine aykırılıkların ise tadilat projesi ile yasal hale getirilmesinin uygun olduğu, belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra dosyaya alınan 22.11.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunun 21.sayfasında 960 ada 4 parsel yönünden “Söz konusu inşaata , 03.10.2000 tarih ve 248/9 nolu inşaat yapı ruhsatının alınmış olduğu, keşif mahallinde yapılan incelemede, söz konusu binanın projesine uygun olarak yapıldığı belirlenmiştir.” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Yine 14.04.2009 tarihli bozma ilamından sonra dosyaya alınan 08.05.2014 tarihli bilirkişi 3. Ek Raporu’nun 22. sayfasında 960 ada 4 parsel yönünden “İnşaatın tamamaı bitirilerek iskan edilmiş olduğu inşaat oranını etkileyen imalat eksikliği bulunmadığından inşaatın seviyesinin %100” olduğu tespit edilmiştir.
Sincan Belediye Başkanlığı’nın 02.03.2012 tarih ve 10.01/588 sayılı yazısına ve bilirkişi tespitlerine rağmen 960 ada 4 parseldeki bu binalarla ilgili olarak geriye etkili feshin sonuçları ile karşılaşması kabul edilemez. Üstelik geriye etkili feshine karar verilen sözleşmeye konu bu üç ada parsel (963 ada 3 – 4 parsel, 960 ada 4 parsel) birbirinden tamamen bağımsız olduğu gibi üzerlerinde inşa edilen binaların da hiçbir ortak noktası, bahçe alanı, ortak alan vs de yoktur.
963 ada 3 ve 4 parseller üzerindeki binaların onaylı mimari projesine -tadilat projesi ile giderilemeyecek derecede- aykırılıklar barındırması sebebiyle Ankara 12. Noterliği’nin 02/09/1998 tarih ve 16877 sayılı sözleşmesinin geriye etkili feshine karar verilirken, mimari projesine hiçbir aykırılığı bulunmayan ve yapısal seviyesi %100 olan binanın üzerinde yer aldığı 960 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, fesih kararından ayrık tutulmaması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır.
Dosyamızda, tevhidin söz konusu olmadığı ve birden fazla müstakil parselde ayrı bloklar olarak inşa edilen yapılar olması ve bu yapılardan belirli parsellerin yükleniciye, bir kısmının da arsa sahibine verileceği kararlaştırılmadığından inşaat seviyesinin birbirinden bağımsız her parsel için tespit ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu karar ile 960 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binada kat maliki olan kişiler yönünden telafisi imkânsız zararlara yol açacağı şüphesizdir. Mimari projesine hiçbir aykırılığı bulunmayan binadan gerek arsa sahibinden gerek yükleniciden gerekse üçüncü kişilerden bağımsız bölüm edinen üçüncü kişiler haksız karar sebebiyle zarara uğrayacaklardır. Üstelik davalı-karşı davacı yüklenici firma, yargılama aşamasında ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğu dikkate alındığında, sözleşmenin geriye etkili feshi kararından etkilenecek olan davalıların zararının karşılanması da mümkün olmayacaktır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; sözleşmelerin feshi için eldeki davanın görülmesine sebep olan davacılar, bir yandan dairelerin sözleşmeye uygun inşa edilmediğini iddia ederken diğer yandan tapu kaydı kendileri adına olan daireleri halen daha başka üçüncü kişilere satarak haksız kazanç elde etmektedirler. Davalı-karşı davacı yüklenici firma tarafından sözleşme kapsamında inşa edilen binalardaki dairelerin tamamını kullanmaktadırlar; kimisi dairesini bizzat arsa sahibinden, kimisi davacılardan kimisi yükleniciden kimisi de dairesini üçüncü kişilerden satış yoluyla edinmiştir. Sözleşmenin geriye etkili feshi kararından etkilenen tüm tapu malikleri, tapu iptal davaları ile dairelerini kaybetme riski altındadır. Ne var ki açılması muhtemel tapu iptal ve tescil davaları ise davacıların sebepsiz zenginleşmesine yol açacaktır.
Yargıtay 23. HD’nin 04.07.2018 Tarih, 2016/6549 E. ve 2018/3949 K. sayılı bozma ilamında işaret edilen 7143 sayılı kanun kapsamında Ankara ili, Sincan ilçesi 960 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın tamamı için 21.12.2018 tarihli yapı kayıt belgesi düzenlenmiştir.
960 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapı yönünden İmar Kanunu’na ve mimari projesine aykırılık yoktur. Söz konusu yapı yasal durumdadır ve iskân ruhsatı alınmasına uygun haldedir. Bu durum dosyaya alınan birden fazla Bilirkişi Raporları ile de tespit edilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. maddesine göre Yapı Kayıt Belgesi alınmış yapılarda kat mülkiyeti tesis edilmesinde hukuki engel de bulunmamaktadır.
Dava konusu tüm parselleri kapsayacak şekilde imar affından yararlanılması zorunluluğu ve gerekliliği yoktur. Kaldı ki davacılar anılan parseller üzerindeki taşınmazlarda kat maliki olup dava konusu tüm parseller yönünden imar affı başvurusunda bulunmaları beklenemez. Bu karar Anayasa ile düzenlenen mülkiyet hakkının haksız ve hukuka aykırı şekilde ihlali sonucuna yol açacak niteliktedir. Sırf aynı sözleşmede düzenlenmiş olması nedeniyle projesine ve imara hiçbir aykırılığı olmayan binanın kaderi, tadilat projesi ile giderilmeyecek aykırılıklar barındıran binaların kaderine terk edilemez ve bu binalarla aynı tutulamaz. Kaldı ki 963 ada 4 parsel için de ilgililerince Yapı Kayıt Belgesi alınmış ve dosyaya ibraz edilmiştir.
Yüklenicinin yaptığı imalatların arsa sahibinin bilgisi ve onayı olmadan yapıldığının düşünülmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, 7143 sayılı Kanunla Değişik 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesine göre de ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için yapı kayıt belgesi verileceği düzenlenmiştir. Yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda yapı kayıt belgesi alınması halinde su, elektrik ve doğalgaz aboneliği bağlanabilecektir. Anılan Yasa’da Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili bu kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilmeyen idari para cezaları iptal edilir hükmü yer almaktadır. Ayrıca tapuda cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesisi yapılabileceği dikkate alındığında, bir yapının yapı kullanma iznine sahip olması ile yapı kayıt belgesine sahip olması arasında piyasada bir değer düşüklüğü varsa bu bedelin sözleşmeye göre yükleniciden talep edilebileceği gözönünde tutulduğunda karar düzeltme taleplerinin kabulü ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine dair asıl davanın reddi gerektiğinden asıl dava hakkında bozma birleşen davaların reddine dair kararlarında onanması gerektiğinden çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddine dair görüşüne katılmayarak karara muhalifim.