"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/682 E., 2024/1195 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Amasra Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahk. Sıft.)
SAYISI : 2020/363 E., 2022/47 K.
Davacı vekili, müvekkilinin kooperatifin kuruluşundan bu yana üyesi olduğunu, ihraca ilişkin gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ihtarnamede istenen kalemlere ilişkin genel kurulda karar alınması gerekirken, yönetim kurulunun tek başına karar almayacağını ileri sürerek ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya yer tahsisi için katılım payı, diğer giderleri ve aidat borcunu ödemediğinden ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, ikinci ihtarnameye ilişkin tebliğ evraklarının dosyaya sunulamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından; gönderilen iki ihtarnamedeki borç sebeplerinin ve miktarlarının farklı olduğu, bu farklılığın nedenine ilişkin ihtarnamelerde açıklama bulunmadığı, ortağın 1163 sayılı Kanun'un 16 ve 27. maddelerine uygun olarak temerrüde düştüğünün kabul edilemeyeceği, davanın bu nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekirken, gerekçede yazılı nedenlerle kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle kararın kamu düzeni yönünden kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 16. maddesinde çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmıştır. Dava açmaya ilişkin bu süre, hak düşürücü niteliktedir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Ancak, sürenin başlayabilmesi için kararın tebliği zorunludur. Bu tebliğin noter kanalıyla da yapılması şart değildir. Ortağın haricen öğrenmesi, hatta kararın yüzüne karşı verilmesi sonuca etkili bulunmamaktadır. Süre her halükarda tebliğden başlamaktadır. Somut olayda; davacının ihracına ilişkin kararın davacıya 23.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 24.12.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde iş bu davanın Kanunda belirtilen 3 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gözetilerek hak düşürücü süre yönünden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin İlk Derece Mahkemesince verilen kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 21.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.