Logo

6. Hukuk Dairesi2025/112 E. 2025/623 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İflas yoluyla takip edilen alacak davasında, davalının ticari defterlerinin ibraz edilememesi nedeniyle alacağın ispatı ve davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, ibrazı istenen ticari defterlerin elinde bulunmadığına dair yemin etmesi üzerine, davacının alacağını ispatlayamadığı ve davalının iflas tehdidi altında depo emrini yerine getirmesinin alacağı kabul anlamına gelmeyeceği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2024/517 E., 2024/968 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıdan alacaklı olduğunu, alacaklarının tahsili için başlatılan iflas takibine davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu davalının itirazının kaldırılmasını ve iflasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin miras bırakanı ...ın vefatı üzerine geriye mirasçı olarak annesi, kardeşi ...n ve kız kardeşi davacı ...’ın kaldığını müvekkili hariç diğer mirasçıların mirası reddettiğini, davacı ...’nın babaları muris ...ın yıllarca vekilliğini yaptığını ve bu dönemde bilanço oyunları ile kendisine alacaklı gösterdiği gibi ayrıca işletmenin kazancını da kendi zimmetine geçirdiğini, davacının vekillik görevinin başlamasına kadar hiçbir borcu bulunmayan işletmenin davacının vekilliğe başlamasından sonra fahiş zarar ettiğini ve davacının da çok manidar bir şekilde aşırı bir zenginliğe eriştiğini, davacının, vekillik dönemine ilişkin hiçbir rapor tutmadığı gibi birçok resmi evrakı da mirası reddetmesi ile beraber yok ettiğini, miras bırakan adına tasarruflarda bulunarak malvarlığının bir kısmını ağabeyi ...n'a devrettiğini, muvazaalı işlemleri sebebiyle davacı aleyhine Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığını, bu dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin, davacıya borcunun bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli ve 2015/183 E., 2023/869 K. sayılı kararı ile davalı firmanın 2012,2013 ve 2014 yılları ticari defterlerinin inceleme için ibraz edilmediği, bu nedenle davacı tarafından takibe konu edilen 210.295,00 TL'nin hangi işlemlerden kaynaklandığına ilişkin muhasebe kayıt ve belgelerine ulaşılamadığı, davalı firmanın 31.12.2015 tarihli mizan kayıtlarına göre, davacının, davalı firmadan 210.295,00 TL tutarında alacaklı olduğu, İİK'nın 158. maddesine göre güncel kapak hesabı doğrultusunda tanzim edilen depo emrinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalının depo emrine esas miktarı yasal süresi içerisinde mahkeme veznesine depo ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli ve 2015/183 E., 2023/869 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2024 tarihli ve 2023/1461 E., 2024/52 K.sayılı kararı ile yerel mahkemece itirazın kaldırılıp iflas ilanları yapılarak depo emrine esas miktarın tespiti amacıyla rapor alındıktan sonra depo emri tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir ise de somut olayda, davalı tarafından depo emrine konu tutarın yatırıldığı, mizan ve muavin kayıtlarına göre davalının borçlu olduğu, kaldı ki davalının, istinaf başvurusunda alacağının olmadığına dair bir istinafının bulunmadığı, iflas ilanlarının yapılmasının, verilen kararın niteliği itibariyle sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2024 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.04.2024 tarihli ve 2024/758 E., 2024/896 K. sayılı ilamı ile davacı (alacaklının) yapmış olduğu takibe davalı (borçlu) tarafından itiraz edildiğine göre davacının alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği, davacı tacir olan davalı defterlerine dayandığına ve davalı da ticari defterlerin elinde bulunmadığını iddia ettiğine göre HMK'nın 220/2. maddesi gereğince “Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.” Hükmü gereğince davalıya yemin teklif edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile HMK'nın 220/2. maddesi gereğince davalıya yemin teklif edildiği davalı yemin beyanında defterlerin kendisinde ve işletmede bulunmadığını, nerede olduğunu bilmediğine ilişkin yemin eda ettiği, davalı firmanın 2012, 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerinin işletme merkezinde bulunmadığı, defterlerin inceleme için ibraz edilmediği, bu nedenle davacı tarafından takibe konu edilen 210.295,00 TL'nin hangi işlemlerden kaynaklandığına ilişkin muhasebe kayıt ve belgelere ulaşılamadığı, davalı işletmenin 31.12.2015 tarihli mizan kayıtlarına göre, davacının, davalı firmadan 210.295,00 TL tutarında alacaklı olduğu, İİK'nın 158. maddesine göre güncel kapak hesabı doğrultusunda tanzim edilen depo emrinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalının depo emrine esas miktarı yasal süresi içerisinde mahkeme veznesine depo ettiği gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Yargıtay bozma kararı sonrası yerel mahkeme bozma kararına uymuş ve müvekkiline yemin teklif edildiğini, müvekkilinin yemin etmesine ve davacının davasını ispat edemediğinin ortaya çıkmasına rağmen müvekkil aleyhine hüküm kurularak yargılama giderleri ve sair bakımından müvekkil aleyhine hüküm kurulduğunu, yerel mahkemenin davacının alacak iddiasını salt vergi dairesi kayıtlarına istinaden gerçekmiş varsayımı ile depo kararı vermesinin dosyada sunulan delillere ve özellikle Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/496 sayılı dosyasının beklenilmemesi neticesi itibarı ile hatalı bir karar verilmesine neden olduğunu, davacı ...’ın müvekkilinin miras bırakanı Burhan Uludağ’ın 2007 yılından ölümüne kadar vekilliğini yaparak işlerini idare ettiğini, vekillik yaptığı dönemde muvazaalı devirler yaptığını, miras bırakanın bütün kazancını da emniyeti suistimal ederek doğrudan kendi zimmetine geçirdiğini, açık bir zenginliğe eriştiğini, işletmenin fahiş zarar ettiğini, bütün bu hususların Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/496 sayılı dosyası ile de sabit hale geldiğini, müvekkilinin davacının zimmetine geçirdiği para olarak 3.000.000,00 TL alacaklı iken davacıya borçlu olduğu gibi mantıksız ve dayanaksız bir varsayımdan yargılama giderleri ve sairden sorumlu tutularak hem Yargitay 6. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına aykırı hem de hukuka aykırı bir karar verildiğini temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, iflas yolu ile adi takibe itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir

Dairemizin bozma ilamında davacı (alacaklının) yapmış olduğu takibe davalı (borçlu) tarafından itiraz edildiğine göre davacının alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği, davacı tacir olan davalı defterlerine dayandığına ve davalı da ticari defterlerin elinde bulunmadığını iddia ettiğine göre HMK'nın 220/2. maddesi gereğince “Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.” hükmü gereğince davalıya yemin teklif edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş, mahkemece bozmaya uyularak davalıya yemin teklif edilmiş ve davalı defterlerin kendisinde ve işletmesinde bulunmadığına dair usulüne uygun yemin etmiştir. Bu durumda, davacı alacaklının yapmış olduğu takibe davalı borçlu tarafından itiraz edildiği, HMK'nın 220/2. maddesi gereğince ve dosyadaki mevcut delilere göre davacının alacağını ispatlayamadığı, davacının iflas tehdidi altında depo emrini yerine getirmesinin alacağı kabul anlamına gelmeyeceği, davacının davasının bu gerekçeyle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmadığı anlaşıldığından hükmün bozulmasına karar verilmiştir

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcın istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi