"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1104 E., 2024/1887 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/237 E., 2021/119 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19.06.2019 tarihli "Hazır Yemek Hizmeti Sözleşmesi" ve sözleşmenin eki niteliğinde olan “Teknik Şartname” gereğince hazır yemek hizmetini yerine getirdiklerini, Teknik Şartname'de yüklenici firmanın faaliyet gösterdiği mekanın ve kapların her türlü temizliğini, usulüne uygun olarak idarenin yapacağının belirtildiğini, Dünya geneline yayılmış olan, Ülkemizde 11.03.2020 tarihinde görülmeye başlanan ve ölüm/vaka sayıları gün geçtikçe artmaya devam eden Covid-19 nedeniyle, mücbir sebeple sözleşmenin feshedilmesi ve teminatın iadesinin idareden (MSB ve MSB Tedarik Bölge Başkanlığı) yazılı dilekçe ile talep edildiğini, ancak olumlu bir dönüş alınamadığını, bunun üzerine hizmet sözleşmesinin 28. maddesi gereğince 30.03.2020 tarihinde yazılı dilekçe ile feshedildiğini, küresel bir salgın haline gelen Covid-19 virüsünün mücbir sebep olduğunun kabul ve tespit edilerek 2019/240410 Ekap kayıt numaralı hazır yemek hizmeti sözleşmesinin mücbir sebeple feshedildiğinin tespitine, idareye verilen 326.644,68 TL tutarında teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı, husumet, görev, yetki ve diğer usuli nedenlerle reddini talep ettiğini, sözleşmenin tek taraflı feshinde mevcut salgın hastalığın mücbir sebep olarak ileri sürülmesinin sözleşmeye, yasal mevzuata uygun bulunmadığını, davacı tarafından Covid-19 salgınının mücbir sebep sayılarak sözleşmenin 31 Mart 2020 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshedileceğinin 20 Mart 2020 tarihli dilekçesi ile bildirildiğini, Covid-19'un hazır yemek hizmetinin yürütülmesine engel nitelikte olmadığının, sözleşme hükümlerine göre taahhüdünü yerine getirmesi gerektiğinin bildirilerek müracaatlarının uygun bulunmadığını, yüklenicinin Kanun'da bahsedildiği üzere basiretli bir tacir gibi davranmayarak Covid-19 gerekçesiyle sözleşmeyi art niyetli olarak tek taraflı feshettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile devletin en üst kademesinden başlayarak bütün kademelerde her gün alınan tedbirler ile ilgili açıklamalarda bulunulmasının Covid 19'un salgın olduğu ve ayrıca mücbir sebep oluşturduğuna belge niteliğinde olduğu gerekçesiyle taraflar arasında 19.06.2019 tarihinde Kuzey Deniz Saha Komutanlığı İstanbul bünyesinde hazır yemek hizmeti işi için akt edilen 2019/240410 Ekap kayıt numaralı sözleşmenin Küresel Salgın haline gelen Covid-19 salgın hastalığı mücbir sebebi ile davacı yüklenici tarafından 30.03.2020 tarihinde feshedildiğinin ve sözleşmenin 28. maddesinde mücbir sebep hallerinde yükleniciye sözleşmeyi feshetme hakkı verildiğinin tespitine, sözleşmenin 11. maddesindeki 326.644,68 TL kesin teminat mektubunun iadesinin kararlaştırıldığı da nazara alınarak, 326.644,68 TL tutarında teminat mektubunun hükümsüzlüğü ile teminatın davacı şirkete iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına; somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılmasının doğrudan mücbir sebebin varlığını kabul etmeyi gerektirmediği, zira coronavirüs salgınının mücbir sebep sayılabilmesi için yemek hizmeti verilmesine ilişkin borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel oluşturması gerektiği, burada mücbir sebebin varlığı ve buna bağlı olarak tam veya kısmi ifa imkansızlığı bulunduğundan söz edilemeyeceği, davacı tacir olup fiyatlarda yükselmeler olabileceğini öngörerek sözleşme imzalaması gerektiğinden bunun doğrudan ifaya engel olan mücbir sebep teşkil etmesinin de düşünülemeyeceği, fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş ve edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuş ise TBK'nın 138. madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü söz konusu olabilir ise de, bunun için de mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacının bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiğini belirterek edimlerini yerine getirmediği gerekçeleriyle yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
Covid salgın hastalığının davacının edimini yerine getirmesine engel teşkil eden mücbir sebep olduğunu, İhale Sözleşmesi'nin 17.1.1. maddesinde salgın hastalığın mücbir sebep olarak yer aldığını, TBK'nın 136, 137. ve 138'inci maddeleri kapsamında yapılan değerlendirmeden sonra 138. madde esas alınarak önce uyarlama talep edilmesi gerektiğinin belirtilmesinin dosya içeriğine aykırı olduğunu, sözleşmenin feshinde yalnızca Covid'in maddi koşullarının gerekçe gösterilmediğini, ilk olarak sağlık ve hijyen hususlarının, devamında sayıda olan azalma ve personel ölümlerinin, hastalığın yayılmaması için alınan önlemlerin de mücbir sebeple feshe gerekçe gösterildiğini, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu beyan emektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshinin tespiti ile teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Somut olayın değerlendirilmesinde; sözleşmede salgın hastalığın mücbir sebep olarak sayılması doğrudan mücbir sebebin varlığını kabul etmeyi gerektirmez. Zira Covid-19 salgınının mücbir sebep sayılabilmesi için yemek hizmeti verilmesine ilişkin borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına engel oluşturması gerekir. Davacı bu salgının mücbir sebep olduğunu ileri sürerken dayandığı sebepler sağlık ve hijyen hususları, personel sayısında olan azalma ve personel ölümleri, hastalığın yayılmaması için alınan önlemler gibi sözleşmenin ifa edilmesine engel oluşturan bir neden olmayıp, bu salgın ortamında fiyatların aşırı yükseldiği iddiasıdır. Bu durumda somut olayda mücbir sebebin varlığı ve buna bağlı olarak tam veya kısmi ifa imkansızlığı bulunduğundan söz edilemez.
Davacı tacir olup, fiyatlarda yükselmeler olabileceğini öngörerek sözleşme imzalaması gerektiğinden bunun doğrudan ifaya engel olan mücbir sebep teşkil etmesi de düşünülemez. Fiyat artışları öngörülemez sınırlarda gerçekleşmiş ve edim dengesi aşırı ölçüde bozulmuş ise TBK'nın 138. madde kapsamında aşırı ifâ güçlüğü söz konusu olabilir ise de bunun için de mahkemeden uyarlama talebinde bulunulabilecek iken davacı bu yola gitmeksizin doğrudan sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi hükmü uyarınca ONANMASINA,
Temyiz karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.