Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3128 E. 2024/4655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma protokolü ile kullanım hakkı tanınan taşınmazda, davalının bedelsiz oturmasının haksız el atmanın önlenmesi istemi doğurup doğurmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma protokolü ile taşınmazın davalı tarafından kullanılmasının kararlaştırıldığı, aile mahkemesinden aksine bir karar da bulunmadığı gözetilerek davalının taşınmazı kullanmasının haksız el atma olarak nitelendirilemeyeceği ve ecrimisil talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1018 E., 2024/720 K.

DAVA TARİHİ : 07.05.2018

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/195 E., 2023/531 K.

Taraflar arasındaki mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun HMK.nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; İzmir ili,... ilçesi,... Mahallesi, 852 ada 1 parselde 61 numaralı bağımsız bölümdeki villada davacı ile davalının birlikte ikamet ederken protokol düzenlemek suretiyle anlaşmalı olarak boşandıklarını ve kararın 2012 yılında kesinleştiğini, anılan protokolde müvekkilinin aile konutu olarak o güne kadar kullanılan gayrimenkulün 1/2 hissesini davalıya devredeceğini ve davalının konutta oturacağının hüküm altına alındığını, davalının bila bedel ve sonsuza kadar oturma isteğinin müvekkili tarafından kabul edilmediğini, bu hususun protokolde de geçmediğini, kesinleşme kararıyla birlikte konutun aile konutu olmaktan çıktığını, tarafların bu protokolü yapmalarındaki amacın boşanmanın etkilerini azaltmak üzere davalıya makul bir süre imkan tanınmasından ibaret iken, davalının TMK.2'deki iyi niyeti aşacak biçimde sekiz yıldır bedel ödemeden ikamet ettiğini belirterek; gayrimenkulün tümü bakımından elatmanın önlenmesine, davalının 1/2 hissesinin kullanımı için geçmiş beş yıllık ecrimisile karşılık 6.000,00 TL'nin ve dava sürecindeki ecrimisile ilişkin olarak da şimdilik 4.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; boşanma protokolünde taşınmazın içindeki tüm eşyalar ile birlikte davalı ve çocukları tarafından kullanılacağının koşulsuz kabul edildiğini, yani taşınmazın aile konutu olarak değil protokolün kendisine kullanma ... tanıyan 4. maddesi uyarınca kullanıldığını, haksız bir kullanımın söz konusu olmadığını, tarafların boşanma protokolü yapma amaçlarının iddia olunduğu gibi boşanmanın etkilerini azaltacak şekilde davalıya makul süre imkan tanınması değil boşanmayı sağlamak olduğunu, hakkın belirli süre için bedel karşılığı verilmesi halinde bunun protokolde açıkça yazılması gerekeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep olunan aylık ecrimisilin de fahiş olduğunu, taşınmazın sadece davalı tarafından değil çocukları tarafından da kullanıldığını, geriye dönük ecrimisil taleplerini de kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Karşı dava da davalı vekili; 2016 yılı mart ayında eve yapılan tadilatlar için 15.000,00 TL ve emlak vergisi ile zorunlu giderler için 12.000,00 TL olmak üzere toplam 27.000,00 TL'nin davacıdan tahsilini karşı dava açarak talep etmiş, karşı dava yargılamanın ilerleyen aşamalarında tefrik edilerek başka esasa kaydedilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...Tarafların boşanmalarına ilişkin kararın 17/04/2012 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında imzalanan 01/07/2011 tarihli protokole göre dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davalıya devredilmesinin ve içindeki tüm eşyalarla müşterek çocukların davalı ile birlikte kullanmalarının kararlaştırıldığı; buna göre davalının taşınmazı mahkeme ilamına dayalı kullandığı, aile mahkemesinden aksine alınmış bir karar bulunmadığı sürece davalının taşınmazda bulunmasının haksız müdahale ve kullanım niteliğinde olmadığı..." gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; taraflarınca el atmanın önlenmesine ilişkin nispi harcın yatırılmadığını, davalı açısından ıslah yoluyla harcın yatırılmasının mümkün olmadığını, el atmanın önlenmesi istemine ilişkin nispi harcın davalı tarafından yatırılması için mahkemece verilen süre sonrasında verilen kararın kanunlara aykırı olduğunu, boşanma kararının kesinleşmesiyle konutun "aile konutu" olmaktan çıktığını, davalının, iyi niyet kurallarını aşacak biçimde 12 yıldır gayrimenkulde bedel ödemeden oturduğunu belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"... Hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma ilamına göre; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu..." gerekçesiyle; istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle ve istinaf dilekçesindeki başvuru nedenleriyle birlikte hükmü temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesi

2. YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı (ecrimisil alacağının niteliği hk.) kararı.

3. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı (ecrimisilde zamanaşımı hk).

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370'inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.