Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3223 E. 2025/1308 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz hissesinin satışında ön alım hakkının kullanılması talebiyle açılan davada, satış bedelinde muvazaa iddiası ve ön alım hakkının kullanım süresinin gözetilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece, delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesi, fiili taksim durumunun olmadığı ve kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun esastan reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/853 E., 2024/858 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/219 E., 2021/135 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Gaziantep ili, ... Mahallesi 2087 ada 11 parselde kayıtlı dükkan niteliğindeki taşınmazın ½ hissesinin maliki olduğunu, davalının diğer ½ lik kısmını satın aldığını, davacının ön alım hakkını kullanmasını engellemek amacıyla da gerçek payın değerinin 2 katından daha fazla m² birim fiyatı üzerinden satış bedeli gösterildiğini ileri sürerek, müvekkiline ön alım hakkı tanınarak 100.000,00 TL bedelin depo edilmesine karar verilmek suretiyle davalı üzerindeki taşınmaz hissesinin müvekkili adına tescil edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, payın şu anki değerinin ise çok daha yüksek olduğunu, bedelde muvazaa yaratma kastı olduğu iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "dava konusu taşınmazın 20.09.2017 tarihinde 500.000,00 TL üzerinden devrinin yapılması, alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın devir tarihindeki bedelinin 345.000,00 TL olabileceğinin belirtilmesi, devir bedeli ile bilirkişi tarafından hesaplanan bedel arasında aşırı bir farkın bulunmaması, davacı yanın muvazaa iddiasını ispatlamak amacıyla tanık dahil herhangi bir delil bildirmemesi, muvazaa iddiasının ispatı için aradaki 145.000,00 TL'lik farkın tek başına yeterli olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı yanın muvazaa iddiasının reddine, davacıya bu satışla ilgili haber verilmediği ve herhangi bir yazılı ihtarda bulunulmadığı için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 732 ve devamı maddeleri gereğince şuf’a hakkını kullanarak süresinde işbu davayı açtığı ve verilen süre içerisinde satış bedelini ve tapu masraflarını depo ettiği" gerekçesiyle davacının ön alım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yerel Mahkemece delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediği, taşınmaz üzerinde fiili taksim durumunun olmadığı, kararın usul ve yasa yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafın bedelde muvazaa suretiyle taşınmazı satın aldığını, bilirkişi raporuna göre bedelde muvazaa yapıldığının anlaşıldığını, bu nedenle davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasında eylemli paylaşım bulunduğunu, davacının süresi içerisinde ön alım hakkını kullanmadığını, taşınmazın değeri tespit edilirken tanık beyanının dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi ek raporuna yaptıkları itirazların ve yeni rapor istenilmesi taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazdaki payın değerinin 500.000,00 TL'den çok daha yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, ön alım hakkından kaynaklı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tarafların temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.