Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4222 E. 2024/5152 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından mirastan çıkarılan davacıların, vasiyetnamenin iptali yoluna başvurmalarının akabinde tenkis davası açma haklarının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın davacıları mirastan çıkarma gerekçesinin haklı olup olmadığı hususunun daha önce kesinleşmiş bir kararla incelendiği ve davacıların mirasçılık sıfatlarının kalmadığı, tenkis davası açma hakkının ise yalnızca saklı paylı mirasçılara ait olduğu gözetilerek yerel mahkemenin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/133 E., 2024/30 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Av. ...

DAVALILAR : ... vd. vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 24.01.2011

KARAR : Davanın usulden reddine

Taraflar arasındaki tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.11.2015 tarih ve 2015/5055 E., 2015/17073 K. sayılı ilamı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların ortak murisinin düzenlemiş olduğu resmi vasiyetname ile davalıya 3 parça taşınmaz bıraktığını, davacıları ise kendisine karşı sorumluluklarını yerine getirmedikleri gerekçesi ile mirasından mahrum ettiğini, ancak mirastan ıskat sebeplerinin gerçekleşmediğini, diğer yandan murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığını beyan ederek vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde;davacıların murisi hiç arayıp sormadıklarını, onunla ilgilenmediklerini, en sonunda da, murisi hacir altına aldırmak için mahkemeye başvurduklarını, murisin vasiyet tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.04.2014 tarih ve 2012/83 E., 2014/244 K. sayılı kararı ile murisin ölmeden önce davaya konu vasiyetnameyi düzenlediği ve bu tarihte akıl sağlığının yerinde olduğu, davacıların muris Cemil ve mirasçı Sinan'a karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmedikleri, bu nedenle murisin mirasçılıktan çıkarma iradesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 22.04.2014 tarih ve 2012/83 E., 2014/244 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.11.2015 tarih ve 2015/5055 E., 2015/17073 K. sayılı ilâmında; öncelikle ehliyetsizlik iddiası incelenerek, ehliyetsiz olduğu ileri sürülen mirasbırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa SGK Medula sistemi üzerinden kullandığı ilaçlar, tedaviler ile varsa tedavi görülen kurumlardan doktor raporları, hasta müşahede kâğıtları ve film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması, alınacak rapor sonucuna göre murisin işlem (vasiyetname düzenleme) tarihi itibariyle hukuki işlem (fiil) ehliyetine sahip olduğu tespit edilir ise davacının ehliyetsizlik iddiası kanıtlanamamış olacağından bu defa davacının tenkis talebi ile ilgili inceleme-değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi ve davacının vasiyetname iptali ve tenkis talepleri yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davacılar ... ve ...'in mirasçılıktan çıkarılması ve davalı ...'e mal vasiyetine ilişkin vasiyetnamenin iptali; mümkün olmadığı takdirde de tenkis talebinde bulunulduğu, vasiyetnamenin iptali talebinin tefrik edilerek mahkemenin 2020/149 Esas sayısına kaydedildiği, 2020/149 Esas sayılı dosyada vasiyetnamenin iptali talebinin, vasiyetnamenin şartlarına uygun olarak düzenlendiği ve davacıların aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmediği gerekçesiyle reddine dair verilen kararın kesinleştiği, dolayısıyla davacıların mirasçılık sıfatının kalmadığı, tenkis davasını yalnızca saklı pay sahibi mirasçıların açabileceğinin kanunda açıkça düzenlendiği görülmekle; miras bırakan mirasçılıktan çıkarma işlemi ile mirasçılarının saklı payına ulaşmasını engellediği için davacıların tenkis talebinde bulunamayacağı kanaati ile; davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/5055 E., 2015/17073 K. sayılı bozma kararına aykırı olduğunu, bozma kararında tenkis talebinin incelenmesi ve hüküm kurulması gerektiğinin söylendiğini, mahkeme kararının gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığını, mahkemenin sözlü yargılamaya geçip taraflara süre ve söz hakkı vermeden tahkikat aşamasını kapatmasının HMK'ya aykırı olduğunu, kararda murisin davacıları mirastan çıkarma sebebinin haklı olup olmadığının tartışılmadığını, tefrik edilen vasiyetnamenin iptali davasına konu muris ...'in Edremit Devlet Hastanesinden verilmiş 23.06.2008 tarihli, 616 sayılı vasi tayini gerekir raporu ile Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin 29.04.2009 tarihli, 1691 sayılı demansiyel sendrom başlangıcı müşavir tayini gerekir raporlarına rağmen 12.05.2008 tarihli mirasçılıktan çıkarma kararının hukuka uygun olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 560 ıncı maddesi şöyledir;

"Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.

Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır."

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 561 inci maddesi şöyledir;

"Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tâbi olur.

Tenkise tâbi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması hâlinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir"

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen davada Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

HUMK'un 440/III- 1 inci bendi gereğince ilama karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.