Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4887 E. 2025/411 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil ile olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin davada, birleştirilen davalardan bir kısmının temyiz, bir kısmının ise istinaf yoluna tabi olması nedeniyle usul hukuku uygulanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davaların birleştirilmekle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri ve birleştirilen davalardan bir kısmının Yargıtay denetiminden geçtiği için temyiz yoluna tabi iken, diğer kısmının istinaf yoluna tabi olması gözetilerek, dosyanın istinaf yoluna tabi olan kısımlarının incelenmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/550 E., 2024/278 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davacılar ... vd. vekili ile davacılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'ın 29.06.2009 tarihinde öldüğünü, geriye mirasçıları olarak çocukları olan müvvekkilleri ve davalı sağ kalan eşini bıraktığını, mirasbırakanın sağlığında ... ilçesi, 4598 parselde kayıtlı 11 numaralı mesken ile 1, 2 ve 3 numaralı dükkanların 1/32 payını davalıya tahsis ettiğini, yine ... ili, ... ilçesi 8329 parselde kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazın 1/2 payının mirasbırakanın sağlığında davalı adına tescil edildiğini, ... ilçesi, 1297 ada 6 parselde kayıtlı 23 numaralı bağımsız bölümün de 1/2 payının mirasbırakanın sağlığında davalı adına tescil edildiğini, davalının ev hanımı olup bahsi geçen taşınmazları satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığını, taşınmazlarının bedelinin mirasbırakan tarafından ödenerek davalı adına tescil edildiğini, mirasbırakanın davalının baskıları ve yönlendirmeleri sonucunda davalıya miras payına mahsuben karşılıksız kazandırmalarda bulunduğunu ileri sürerek bahsi geçen taşınmazların muris muvazaası nedeniyle tapularının iptali ile davacıların miras payı oranında tesciline, olmadığı takdirde mirasta denkleştirme hükümleri gereğince taşınmazların terekeye iadesi ile tapu kayıtlarının iptali ile davacıların miras payları oranında tesciline, denkleştirme taleplerinin kabul edilmemesi hâlinde ise kazandırmaların davacıların saklı payını aşan miktarının tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Asıl davada davacılar vekili 28.07.2010 tarihli dilekçesi ile dava konusu edilen ... mevkii, 1297 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 23 numaralı bağımsız bölüm hakkındaki taleplerinden feragat etmiştir.

3. Birleştirilen 2010/539 Esas sayılı davada davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'ın 69-70'li yıllarda oturmak için satın aldığı evi oğlu ... adına aldığını, inşaat yapım işinden elde ettiği gelir ile davacı kızlarını miras paylarından mahrum etmek amacıyla oğulları ... ve ... adına Maltepe'de arsa aldığını ve arsanın 81-82 yıllarında yükleniciye verilmesi suretiyle 40 dükkan ve ofis yapıldığını, bu taşımazların hâlihazırda ... ve ... mirasçıları adına kayıtlı olduğunu, aynı yıllarda ise mirasbırakanın ... ve ...'a Florya'dan birer arsa satın aldığını, ... adına olan arsanın üzerine ev inşa edildiğini, ... adına alınan arsanın satışından elde edilen gelirle ise Basınköy'den iki arsa alındığını ve bu arsalardan birinin yükleniciye verilerek ... adına 4 daire alındığını, diğer arsada ise ... adına 8 adet daire inşa edildiğini, mirasbırakanın 83 yıllarında satın aldığı 7.000 m²'lik arsanın da 1997 yılında davalılardan ...'a devredildiğini, davalıların tüm bu taşınmazları satın alabilecek ekonomik güçlerinin ve çalışmalarının bulunmadığını, taşınmazların kayıtlarının mirasbırakanın gelirleri ve yardımları ile davalılar adına oluşturulduğunu, mirasbırakanın davacı kızları adına oluşturduğu hiç bir tapu kaydı bulunmadığını, mirasbırakanın davacı kızlarını miras payından mahrum etmek amacıyla hareket ettiğini ileri sürerek muris muvazaası nedeniyle tapularının iptali ile davacıların miras payı oranında tesciline, olmadığı takdirde kazandırmaların davacıların saklı payını aşan miktarının tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.

4. Birleştirilen 2011/498 Esas sayılı davada davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların mirasbırakanı ...'ın ... ve eşinin sahibi olduğu çiftliği finanse ettiğini, yine davalılardan ...'e ... Mahallesi, No:17/19 numaralı taşınmazı hibe ettiğini, davalı ...'nın Mimaroba'da satın aldığı dairenin bedelinin mirasbırakan tarafından ödendiğini, davalılardan ...'a ise mirasbırakanın inşaatını tamamladığı ... apartmanından 1 adet daireyi hibe ettiğini, davalılardan ...'ın %50 hisse sahibi bulunduğu ... Turizm İnşaat sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin malvarlığı ve üzerine kayıtlı 150 adet aracın mirasbırakanın vermiş olduğu sermaye ile finanse edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkillerinin miras payları oranında tesciline, dava konusu menkul malların ise mülkiyet belgeleri ile tesciline, olmadığı takdirde müvekkillerinin ihlal edilen saklı payları oranında tesciline, olmazsa müvekkillerinin ihlal edilen saklı paylarının bedelinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; 23 numaralı bağımsız bölüm hakkında davadan feragat edildiğinden bahsi geçen taşınmaz hakkındaki davanın konusuz kaldığını, müvekkilinin mirasbırakanın ikinci eşi olduğunu, müvekkilinin mirasbırakanın tüm sağlık sorunları ve tedavileri ile ilgilendiğini, davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin kooperatife üye olarak tüm taksitlerini kendi imkanları ile ödediğini, mirasbırakanın mal kaçırma kastı bulunmadığını, mal kaçırma kastı olsa idi mirasbırakanın diğer taşınmazlarını da müvekkili adına tescil ettireceğini, davacıların saklı payı ihlâl kastı olup olmadığını ispat etmeleri gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

2. Birleştirilen 2010/539 Esas sayılı davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın kötü niyetli olarak açıldığını, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın eksik harçla ikame edildiğini, ispat yükünün davacılarda olması ile birlikte dava konusu taşınmazların tamamının davalıların geliri ile satın alındığını, mirasbırakan tarafından davalılara devredilmiş bir taşınmaz bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

3. Birleştirilen 2011/498 Esas sayılı davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, ... ve eşine ait çiftliğin mirasbırakan tarafından değil ... ve eşi tarafından borçlanılarak finanse edildiğini, yine ...'ya verilen ...Mahallesindeki dairenin bedelinin ...'nın eşi tarafından daha sonra ödendiğini, ...'nın Mimaroba'da satın aldığı dairenin bedelinin ... ve eşi tarafından taksitle ödendiğini, davalı ...'ya ... Apartmanından verilen dairenin mirasbırakan tarafından değil amcası ... tarafından verildiğini, ... Şirketinin davalı ...'nın eşi ve eşinin kardeşi tarafından kurulduğunu, şirketin kurulmasında ve sermayesinin oluşturulmasında mirasbırakanın hiç bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.09.2015 tarihli ve 2010/351 Esas, 2015/359 Karar sayılı kararıyla; davanın ... ... Köyü 4598 parseldeki 3 adet bağımsız bölüm, ..., İkitelli Mahallesi 1297 ada 6 parseldeki 23 No.lu bağımsız bölüm ve ... ili, ... ilçesi 8929 parselde kayıtlı bir adet bağımsız bölüm hakkında açıldığı, yargılama sırasında Mahkemenin yetki sınırları dâhilinde olan ...’de bulunan taşınmaz yönünden davadan kısmen feragat edildiği, HMK 12/1 hükmündeki kesin yetki kuralı dikkate alınarak davacıların tapu iptali ve tescil talepleri bulunmakla, dava konusu taşınmazların bulunduğu yer itibarıyla Mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin usul yönünden reddi ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 10.09.2015 tarihli ve 2010/351 Esas, 2015/359 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar Sabiha, ... ve Seniha vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 03.10.2018 tarih ve 2015/16890 Esas, 2018/13105 Karar sayılı ilâmında; çekişme konusu 1297 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 23 No.lu bağımsız bölüm Küçükçekmece yargı sınırları dâhilinde yer aldığı, eldeki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 12. maddesine uygun olarak açıldığı, sonradan taşınmazlardan biri hakkındaki feragatin Mahkemenin yetkisini sonlandırmayacağı, işin esası incelenerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; dava konusu 23 No.lu bağımsız bölüm hakkındaki davadan feragat edildiği hâlde feragat hususunda bir karar verilmemiş olmasının da isabetsiz görüldüğü gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairenin bozma kararı sonrası bozmaya uyulmuş, asıl dava olan 2018/550 Esas sayılı davada yapılan yargılama sırasında, Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/498 Esas ve 2010/539 Esas sayılı dosyalarının asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar vekili ile birleştirilen davada davacı temyiz isteminde bulunmuşlardır.

1. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının müvekkilleri lehine kaldırılmasını istemiştir.

2. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının lehine kaldırılmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

6100 sayılı Kanun'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi, 438. maddesinin yedinci fıkrası ile 439. maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341-360. maddeleri.

1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında bölge adliye mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ile 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun, 1086 sayılı Kanun'un 427. ve 444. maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tâbi olup, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı yasa yoluna gidilmesi hâlinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341-360. maddesindeki istinafa ilişkin hükümlerinin uygulanması için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.

2. Hemen belirtilmelidir ki, daha önce Yargıtay denetiminden geçen asıl dava 2018/550 Esas sayılı dosyanın “İstinaf” kanun yoluna tâbi olmadığı açıktır. Ne var ki, birleştirilen davalar olan 2010/539 Esas ve 2011/498 Esas sayılı dosyalar yönünden ise karar tarihi 18.07.2024 olup, bu dava ile ilgili daha önce Yargıtayın bir denetimi de söz konusu olmadığından, anılan kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tâbi olduğu anlaşılmaktadır.

3. Hâl böyle olunca, davaların birleştirilmekle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek, ''İstinaf'' kanun yoluna tâbi olduğu anlaşılan birleştirilen dava dosyalarının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi hâlinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi (anılan dosyalar temyiz edilmese dahi temyize tâbi olan asıl dava dosyasının gönderilmesi) için dosyanın Mahkemesine iadesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.