Logo

7. Hukuk Dairesi2025/1151 E. 2025/1745 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, istinaf incelemesine konu miktarın belirlenmesinde davalının savunmasında belirttiği gerçek satış bedelinin dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının savunmasında belirttiği gerçek satış bedeli de dikkate alınarak hesaplanan uyuşmazlık konusu miktarın istinaf kesinlik sınırının üzerinde olması ve davalının istinaf yoluna başvurma hakkının kısıtlanamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunu usulden reddeden kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2908 E., 2024/2686 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/631 E., 2024/339 K.

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2025 tarihli ek kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin paydaş olduğu 119999 ada 9 parsel numaralı taşınmazda davalının diğer paydaşlardan ...nın payını 25.000,00 TL bedel ile satın aldığını, herhangi bir bildirimde bulunulmayan, müvekkilinin ön alım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile satış bedeli karşılığında müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu taşınmazda davacının paydaşlık durumunun, taşınmaz üzerinde fiili taksim bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, satış bedeli 25.000,00 TL olarak belirtilmiş ise de, müvekkilinin taşınmazı 126.263,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, davanın kabulü halinde gerçek bedelin depo edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 119999 ada 9 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı olan hissenin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.12.2024 tarihli kararı ile, istinaf başvurusuna konu edilen uyuşmazlık konusu miktar 25.500,00 TL (dava değeri ve ön alım bedeli) olup karar tarihi itibarıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/4 maddesinde belirtilen miktarın altında kaldığı, istinaf incelemesine konu edilen kararın istinaf kanun yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, miktar yönünden kesin nitelikte olduğu belirtilerek, istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyiz başvurusunda bulunması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2025 tarihli ek kararı ile, temyize konu davanın değeri karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında bulunduğundan; hükmün kesin olması nedeni ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, resmi satışta 25.000,00 TL satış bedeli gösterilmiş ise de müvekkilinin bu konuda bilgisi olmadığını, müvekkilinin taşınmazı 126.263,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını, satış tarihi ile keşif tarihi arasında büyük değer farkı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Değerlendirme

Miktar veya değeri istinaf kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 344. maddesi uyarınca istinaf edilemez. İstinafa konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanunun 352/1 (b) bendi uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Usule ilişkin olan bu karara ilişkin temyiz kanun yoluna başvurulabilir.

Genel olarak, davanın değeri çoğu zaman davacının talep ettiği alacak veya tazminat miktarını gösterirken, yüksek miktarlı taleple açılan davalarda karşı tarafça davanın kabulü halinde, davacı lehine sonuç ortaya çıkar.

Bazı davalarda ise, Mahkemece belirlenen ve hüküm altına alınan dava değeri davacının değil davalının lehine olabilmektedir. Mesela, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davanın kabulü halinde, belirlenen değer üzerinden davalı taraf harç ve vekalet ücreti ödemek zorunda ise de, ön alıma konu payın belirlenen bedelinin davalıya ödenmek üzere davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerekmektedir.

Ön alım davalarında, kural olarak davaya konu payın resmi satış senedindeki değeri ön alım bedeli olmakla birlikte, davacı resmi senetteki satış bedelinin yüksek gösterildiğini belirterek davasını kendi belirlediği daha düşük bir bedel üzerinden harç yatırmak suretiyle açabilmektedir. Davalı taraf genellikle davanın reddini savunmakla birlikte, davanın mahkemece kabul edilmesi halinde ön alım bedelinin davacı tarafından düşük gösterildiğini belirterek, resmi satış sözleşmesindeki bedel üzerinden veya ileri sürdüğü daha fazla miktar üzerinden hüküm altına alınmasını talep etmektedir.

Bu tür davalarda hüküm altına alınan bedel aynı zamanda davanın da değerini gösterdiğinden, dava değeri davanın başında taraflar arasında ihtilaflıdır.

Bu sebeplerle, başlangıçta dava değerinin belirlenmesinde inisiyatif davacıda ise de; “taleple bağlılık” ilkesi sadece davacının değil, davalının da taleplerinin nazara alınmasını emrettiğinden, kanun yoluna başvurulması halinde davacının talepleri yanında, davalının taleplerinin de Mahkemece değerlendirmeye alınması gerekir. Aksi halde, davacının belirlediği değeri aşan davalı taleplerinin dikkate alınmaması, verilen kararın davalı tarafından kanun yoluna götürülmesi ve denetlenmesi engellenmiş olacaktır. Bu durum, davalının davada kendisini savunmasına ve adil yargılanmasına engel olacak nitelikte bulunduğundan, temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında 6100 sayılı Kanun'un 341. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri ile 362. maddenin ikinci fıkrası uyarınca istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır.

Somut olayda; davacı taraf dava konusu payın 25.000,00 TL bedelle davalıya satılmasına dair işleme karşı ön alım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talep etmiş, davalı taraf ise, gerçek satış bedelinin 126.263,00 TL olduğunu belirtmiştir. Savunma yoluyla ileri sürülen değer karar tarihi itibariyle geçerli olan 28.250,00 TL istinaf kesinlik sınırının üzerinde kalacağından tarafların İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etme hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince esastan bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken usulden ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2025 tarihli ek kararının kaldırılmasına, 18.12.2024 tarihli kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.