Logo

7. Hukuk Dairesi2025/1153 E. 2025/1968 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, istinaf kesinlik sınırının belirlenmesinde davalı tarafın savunmasının dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 341/3 ve 4. maddeleri ile 362/2. maddesi uyarınca istinaf ve temyiz sınırının belirlenmesinde davalı tarafın da taleplerinin dikkate alınması gerektiği ve somut olayda davalının savunmasında bedelsiz bağış olduğunu iddia etmesi karşısında, taşınmazın keşif değerinin istinaf kesinlik sınırının üzerinde olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinin usulden ret kararı vermesinin hatalı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1584 E., 2024/2112 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/452 E., 2024/48 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava konusu 7484 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının müvekkiline ait olduğunu, diğer 1/2 payının ise diğer paydaş tarafından 15.10.2021 tarihinde davalı ...'e 1.000,00 TL bedel ile satıldığını, dava konusu taşınmazın satışı ile ilgili müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkilinin süresi içinde davayı açarak yasal hakkını kullanmak istediğini belirterek, 7484 parsel sayılı taşınmazda davalıya satışı yapılan payın satış bedeli ve tapu masrafları müvekkili tarafından karşılanmak suretiyle tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taşınmazda fiili taksim olduğunu, kuzey tarafın davacıya güney tarafın müvekkiline ait olduğunu, taşınmaz normalde müvekkilinin babasına ait iken kadastroda hata sonucu satışı yapan eski malik ... adına yazıldığını, müvekkilinin ... ile bu hatayı düzeltmek için anlaştığını ve taşınmazın bedelsiz olarak bağış şeklinde müvekkiline devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulüne, dava konusu Nevşehir ili, Merkez ilçesi, ..... Köyü, 7484 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı 1/2 pay tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile resmî satış senedine göre satış bedeli ve tapu masrafı toplamı 1.033,4‬0 TL olduğu, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2 maddesi uyarınca kesinlik sınırı olan 28.250,00 TL'nin altında kaldığından Mahkeme kararının miktar itibari ile kesin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyiz başvurusunda bulunması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 10.02.2025 tarihli ek kararı ile dilekçenin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın gerçek değerinin daha yüksek olduğunu, gerçek değerinin dikkate alınması gerektiğini, fiili taksim bulunduğunu, taşınmazın aslen kendisine ait olduğunu ve kadastroda yapılan hatanın davaya konu satış ile giderildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Miktar veya değeri istinaf kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 344. maddesi uyarınca istinaf edilemez. İstinafa konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 352/1 (b) bendi uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Usule ilişkin olan bu karara ilişkin temyiz kanun yoluna başvurulabilir.

Genel olarak, davanın değeri çoğu zaman davacının talep ettiği alacak veya tazminat miktarını gösterirken, yüksek miktarlı taleple açılan davalarda karşı tarafça davanın kabulü halinde, davacı lehine sonuç ortaya çıkar.

Bazı davalarda ise, Mahkemece belirlenen ve hüküm altına alınan dava değeri davacının değil davalının lehine olabilmektedir. Mesela, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davanın kabulü halinde, belirlenen değer üzerinden davalı taraf harç ve vekalet ücreti ödemek zorunda ise de, ön alıma konu payın belirlenen bedelinin davalıya ödenmek üzere davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerekmektedir.

Ön alım davalarında, kural olarak davaya konu payın resmî satış senedindeki değeri ön alım bedeli olmakla birlikte, davacı resmi senetteki satış bedelinin yüksek gösterildiğini belirterek davasını kendi belirlediği daha düşük bir bedel üzerinden harç yatırmak suretiyle açabilmektedir. Davalı taraf genellikle davanın reddini savunmakla birlikte, davanın mahkemece kabul edilmesi halinde ön alım bedelinin davacı tarafından düşük gösterildiğini belirterek, resmi satış sözleşmesindeki bedel üzerinden veya ileri sürdüğü daha fazla miktar üzerinden hüküm altına alınmasını talep etmektedir.

Bu tür davalarda hüküm altına alınan bedel aynı zamanda davanın da değerini gösterdiğinden, dava değeri davanın başında taraflar arasında ihtilaflıdır.

Bu sebeplerle, başlangıçta dava değerinin belirlenmesinde inisiyatif davacıda ise de, Kanun'un 26. maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık” ilkesi sadece davacının değil, davalının da taleplerinin nazara alınmasını emrettiğinden, kanun yoluna başvurulması halinde davacının talepleri yanında, davalının taleplerinin de Mahkemece değerlendirmeye alınması gerekir. Aksi hâlde, davacının belirlediği değeri aşan davalı taleplerinin dikkate alınmaması, verilen kararın davalı tarafından kanun yoluna götürülmesi ve denetlenmesi engellenmiş olacaktır. Bu durum, davalının davada kendisini savunmasına ve adil yargılanmasına engel olacak nitelikte bulunduğundan, temyiz hakkının dava değerine veya hüküm altına alınan değerine göre belirlenmesi sırasında Kanunu'nun 341. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri ile 362/2 hükmü uyarınca istinaf ve temyiz sınırı belirlenirken davalı tarafın ileri sürdüğü taleplerin de nazara alınması kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun bir değerlendirme olacaktır.

Somut olayda; davalı taraf savunmasında gerçek bir satış işlemi olmadığını işlemin bağış olduğunu bildirmiştir. Dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri karar tarihi itibariyle geçerli olan 28.250,00 TL istinaf kesinlik sınırının üzerinde olduğundan savunmada belirtilen nedenle tarafların İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etme hakkı bulunmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince işin esası hakkında bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken usulden ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.02.2025 tarihi ek kararının KALDIRILMASINA,

Temyiz olunan 30.12.2024 tarihli kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.