"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/987 E., 2024/864 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/450 E., 2021/352 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin murisi ... nın 06.08.1963 tarihinde vefat ettiğini, murisin maliki olduğu Ankara ili, Etimesgut ilçesi, ada 7 parsel sayılı taşınmaz hakkında Ankara Batı 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/718 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu davada davacı vekiline verilen yetkiye dayanılarak Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan dosyada 27.08.2019 tarihli ve 2016/901 Esas, 2019/1084 Karar sayılı ilâm ile muris ... Urgancı'nın mirasçı bırakmadan öldüğü gerekçesiyle mirasının Hazineye intikaline karar verildiğini, müvekkili tarafından Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan mirasçılık belgesi istemli davada 25.11.2019 tarihli ve 2019/1335 Esas, 2019/1702 Karar sayılı ilâm ile murisin asıl mirasçıları olan kişilerin tespit edilerek karar verildiğini ileri sürerek Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.08.2019 tarihli ve 2016/901 Esas 2019/1084 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline ve Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 25.11.2019 tarihli ve 2019/1335 Esas, 2019/1702 Karar sayılı veraset ilâmının geçerli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde, öncelikle davanın görev, zamanaşımı, husumet ve kesin hüküm nedenleriyle reddine karar verilmesini, davacının aldığı mirasçılık belgesi ile murise ait taşınmazın adlarına intikal işleminin yaptırıldığını, davacıların muris ... Urgancı'nın gerçek mirasçıları olup olmadıklarının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "atik ve güncel nüfus kayıtlarının dosyaya ibraz edildiği, bu kayıtlara göre muris oğlu ... 'nın daha önce babası, annesi ve boşandığı eşi ile birlikte Kastamonu ili, ilçesi, Köyü, cilt: 72, hane:4, BSN:7'de nüfusa kayıtlı iken Kastamonu İli, ., cilt:26, hane:225'e naklen gittiği, bu iki hane arasında idari işlem noksanlığı nedeni ile bağ kopukluğu oluştuğu, murisin baba tarafından mirasçı olarak ... ve oğlu 01.07.1848 doğumlu, lu ...'in 28.06.1913 tarihinde boşanmış olarak ölümü ile geride mirasçı olarak boşandığı eşi ...'dan doğma müşterek tek evladı ...'nın kaldığı, TCKN'lu ... ın 31.12.1982 tarihinde dul olarak vefat ettiği, kendisinden daha önce 1917 yılında ölen eşi ... ile evliliğinden tek çocuğu ın kaldığı, 20861223172 TCKN'lu 'ın 08.02.1998 tarihinde dul olarak ölümü ile geride mirasçı olarak daha önce 24.04.1991 tarihinde ölen eşi ile evliliğinden doğma müşterek çocukları ..., ... , ...'in kaldıkları, ...ın da 20.05.2012 tarihinde vefatı nedeni ile eşi ... ile müşterek çocukları ..., ..., ... ve ...'un kaldıkları, miras payı 8 pay kabul edildiğinde 16'şar payının ... ve ...'e, 4 payının ...'a, 3'er payının da ..., ..., ... ve ...'a isabet ettiği kesin olarak belirlendiğinden yasal mirasçılarının bu şahıslar olduğu ve hisse miktarlarının da bilirkişi tarafından doğru olarak belirlendiği" gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.08.2019 tarihli 2016/901 Esas ve 2019/1084 Karar sayılı veraset ilâmının iptaline, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 25.11.2019 tarihli ve 2019/1335 Esas ve 2019/1702 Karar sayılı muris ... için verilen veraset ilâmının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, muris ... ’nın ölüm tarihi (1963) itibarıyla uygulanması gereken Türk Kanunu Medenisi’nin 442. maddesine göre müteveffanın son derecedeki kan mirasçıları büyükbabalar, büyükanalar ile onların fürularıdır. Şu kadar ki büyükbabalar ve büyükanaların her biri kendi füruları müteveffanın vefatında sağ bulunsaydılar onlara ne hisse isabet edecek idiyse o hissenin intifa hakkına nail olurlar. İntifa hakkına malik olan kimse müteveffadan evvel vefat etmiş bulunur ise de hak müteveffanın büyükbaba ve büyükanalarının erkek ve kız kardeşlerine geçer. Maddede dördüncü zümre hısımlarına bir kanuni intifa hakkı tanınmaktadır. Çıplak mülkiyet ise Hazineye aittir. Bu mirasçıların hepsi ölmüş, çocukları da yoksa tereke tümü ile hazineye geçer, çocuklarının alt soyunun intifa hakkı dahi bulunmamaktadır. Somut olayda; ... ve dördüncü zümre başı olup çocukları ... dâhil mirasbırakandan önce vefat etmiştir. Bu durumda intifa hakkı bulunmamakta olup tüm miras Hazineye intikal eder. Dördüncü zümrenin miras hakkı bulunmamaktadır. Hazinenin mirasçı olarak belirlendiği dava konusu mirasçılık belgesi usül ve yasaya uygun bulunduğundan davalı Maliye Hazinesi vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/450 Esas, 2021/352 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; deliller ve alınan uzman bilirkişi rapor ve içeriği nazara alındığında murisin baba ve annesinin kayıtları yeterince araştırılmadan murisin asıl mirasçıları ile ilgili kayıtlara ulaşılamaması sonucu Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/901 Esas sayılı dosyasından sadece Hazinenin mirasçılığına karar verildiğini, bu kararın hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.