"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/581 E., 2024/201 K.
DAVA TARİHİ : 26.10.2017
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekilli derneğin, davalı Kurum'un yaptığı ihale neticesinde 2674 ada 94 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını hobi bahçeleri olarak kullanmak üzere 5 yıllığına kiraladığını, 5 yılın sonunda ise davalı idare ile yapılan sözlü görüşmede, yeni bir kira sözleşmesi düzenlemeye gerek olmadığını, eski sözleşmeye göre anlaşmanın devam edilebileceğinin beyan edildiğini, buna göre müvekkili derneğin eski sözleşme şartları doğrultusunda taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, sonrasında 17.05.2017 tarihinde ikinci kira sözleşmesi düzenlendiğini, ancak davalı idare tarafından geçmiş kullanım dönemine ilişkin 294.380,00 TL tahakkuk işleminde bulunulduğunu belirterek; müvekkili derneğin tahakkuk kararı kadar borçlu olmadığının tespiti ile tahakkuk kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının tahakkuk ettirilen bedeli ödememesi üzerine icra takibine başlandığını belirterek; görev, yetki, hukuki yarar, kesin hüküm, hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2019 tarihli ve 2019/373 Esas, 2019/792 Karar sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki ilk kira sözleşmesinin süresinin bitiminden itibaren, açık bir kira sözleşmesi akdedilmeden kira ilişkisinin sürdürüldüğü anlaşılmakla, taraflar arasındaki ilk sözleşmenin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğü, kira bedelinin, belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüşen ilk kira sözleşmedeki artış oranları uyarınca yapılan bilirkişi hesaplaması uyarınca belirlenmesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmakla, davacının davalı tarafa olan kira bedeli borcunun 124.751,02 TL olduğu ve... Emlak Müdürlüğünün 06.07.2017 tarihli tahakkuk kararında belirtilen 294.380,00 TL kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2020/51 Esas, 2021/1653 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme ve kira şartnamesinde Milli Emlak Genel Tebliğine atıf yapılmadığından taraflar için bağlayıcı olmadığı belirtilerek, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.05.2023 tarihli ve 2022/1216 Esas, 2023/2741 Karar sayılı kararıyla; “Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafının talebinin tahakkuk kararında yazılı olan 294.380,00 TL borcun bulunmadığına ilişkin menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece davacının davalı tarafa 124.751,02 TL borcu bulunduğu anlaşılmakla davacının isteminin kısmen kabulü gerektiğine ilişkin gerekçe yazıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince davacının davalıya kısmen (124.751,02 TL) borcu olduğu kabul edilerek, davalı tarafça davacıdan talep edilen alacağın kısmen menfi tespitine karar verilmiş olmasına karşın, hüküm fıkrasında "davanın kabulüne" denilmek suretiyle, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine aykırı olarak çelişkili karar verilmesi isabetli olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı tarafa olan kira bedeli borcunun 124.751,02 TL olduğunun ve davacının davalıya, ... Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı... Emlak Müdürlüğünün 06.07.2017 tarih ve "21330151-310.50-(16030102684)-12540" sayılı tahakkuk kararı kadar borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; karardaki ve rapordaki saptamaların yanlış olduğunu, tahakkuk ettirilen kullanım bedelinin mevzuata uygun belirlenmiş olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanunun 297 nci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683 üncü maddesi, “Mülkiyet İlişkisi” başlıklı 722 nci Maddesi, “İyiniyetli olmayan zilyet bakımından” başlıklı 995 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.