"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 1998/2327 E., 1999/195 K.
DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 09.11.1998
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında görülen ipoteğin terkini davasında verilen karar hakkında Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 13.0.1976 tarihinde,... Köyü 475, 472, 473, 4174, 488, 408, 1564 ada l parsel, 1898 ada 1 parsel, 1098 ada l parsel, 1917 ada 2 parsel, 1919 ada l parse1,1957 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde ipotek bulunduğu, ipotek bedeli toplam 9.919.000 TL’yi yatırmaya hazır olduğunu belirterek ipoteğin fekkini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili: davanın 02.07.1998 tarihli olduğunu, ancak nüfus kayıtlarından ve veraset ilamından görüleceği üzere murislerden ...'nun 23.10.1986 tarihinde, ...'nun da 15.02.1988 tarihinde vefat ettiklerini, davanın açılış tarihinden yıllar önce ölmüş kişilere husumet yöneltilemeyeceğini, ipoteksiz satışların ve hak kayıplarının önüne geçebilmek amacıyla davaya konu taşınmazlara ilişkin ipoteklerin tekrar tesis edilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmişlerdir
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nın 50 nci maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
TMK'nın 28 inci maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz
6100 sayılı Kanunun Hukuki Dinlenme Hakkı başlıklı 27 nci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur.
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36 ncı maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 27 nci maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davanın tarafları, dinlenmek, iddia ve savunmaları alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
3. Değerlendirme
Dava ipoteğin fekki istemine ilişkin olup dava konusu taşınmazlarda ipotek lehtarı olan davalılardan ...'nun 23/10/1986 tarihinde, ...'nun 15.02.1988 tarihinde, yani dava tarihi olan 02.07.1998 tarihinden önce öldükleri anlaşılmıştır.
Yukarıda bahsedildiği gibi, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyeti sona ereceğinden, dava tarihinden önce ölüm nedeniyle aleyhine dava açılamaz. Davanın bu sebeple reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.