Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3538 E. 2024/5165 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Paydaşlar arasında ortak mülkiyetteki taşınmazın kullanımına ilişkin el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalı paydaşın davacı paydaşın hissesine tecavüz ederek taşınmazın ortak kullanım alanını kullandığına dair tespitleri ve davacı paydaşın kullanım hakkını engelleyen eylemlerin varlığını doğru bir şekilde değerlendirerek el atmanın önlenmesine karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

EK KARAR TARİHİ : 17.05.2024

SAYISI : 2021/381 E., 2023/422 K.

DAHİLİ DAVALILAR : ... vd.

MÜTEVEFFA : ...

DAVA TARİHİ : 03.03.2010

KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasındaki paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile davacının payı oranında el atmanın önlenmesine, intifadan men ispatlanamadığından ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı ... vekili tarafından el atmanın önlenmesi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 190 parsel (yeni 149 ada 119 parsel) sayılı taşınmazda davacı müvekilinin davalı ve dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğunu, müvekkilinin kız kardeşi ... ...'ın 37/1600 hissesini de satın aldığını, müvekkilinin almış olduğu hisse ile birlikte toplam 74/1600 hisseye maliki olduğunu, ancak sahibi olduğu bu hisseyi davalı kardeşinin 15-20 yıldır ekip biçtiğini, kendisinin kullanımına izin vermediğini, herhangi bir kira bedeli de ödemediğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın paydaşlarından birisi olduğunu, intifadan men şartının gerçekleşmediğini, taşınmaz içindeki Hazine'ye ait kısmı işlediğini, diğer paydaşların payına tecavüz etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.07.2019 tarihli ve 2016/961 Esas, 2019/579 Karar sayılı kararıyla; davacının söz konusu taşınmazda 74/1600, davalının ise 37/1600 hisse sahibi oldukları, dinlenen tanık beyanlarından paydaşlar arasında fiili bir taksim sözleşmesinin bulunmadığı ve tarafların kullanım alanının belli olmadığı, buna göre; davacının sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.07.2019 tarihli tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 17.06.2021 tarihli ve 2021/1988 Esas, 2021/5247 Karar sayılı ilamında; taşınmazda yalnız davalı tarafından kullanılan yerlerin belirlendiği, taşınmazın diğer kısımlarını kimin kullandığının belirlenmediği, tanıklar ve mahalli bilirkişilerce davacının taşınmazda kullandığı bir yerin olmadığının ifade edildiği ancak taşınmazda davacının kullanabileceği az veya çok bir yer bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkeme, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; dinlenen davacı tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazın üst kök murisler tarafından bölünmek suretiyle kullanıldığı son bilirkişi raporunda tanıkların göstermesiyle fen bilirkişisinin krokide kullanım alanlarını işaretlediği, taşınmazın tamamının birden fazla malik tarafından intikal yoluyla taksim edilmiş şekilde kullanıldığının anlaşıldığı, davacı ve davalılara murislerinden kalan dava konusu taşınmazda 15.11.2022 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen alanda ise davacı ve davalılar arasında taksim yapılmadığı, davacı tanıklarının beyanlarından A harfi ile gösterilen yerin tamamının davalı tarafından kullanıldığı, davacının kullanabileceği boş bir alanın olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 149 ada 119 parsel sayılı taşınmazdan 15.11.2022 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen yerden davacının payı oranında davalının müdahelesinin menine, ecrimisil talebi yönünden ise dava konusu taşınmazın doğal ürün veren yerlerden olmadığı, ekilip biçilmek suretiyle ürün elde edildiği, davacı tarafından intifadan men koşulunun gerçekleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili el atmanın önlenmesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapuda hissedar olarak görünen ve parseli fiilen kullanan kişilerin tamamının zorunlu dava arkadaşı olmaları nedeni ile davaya dahil edilmesini talep etmelerine rağmen ret kararı verilip davaya devam edildiğini, davacının hissesine tecavüz etmediğini, parselin tamamı tarafınca kullanılıyormuş gibi kabul edilip ona göre karar verildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesinin kabulü kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683 ve 693 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.