"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/316 E., 2024/299 K.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ..., ..., ... ... ve ... vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.01.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalılardan ... ve ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av. ... ve Av. ..., davalılardan ... vekili Av. ..., davalılardan ... vekili Av. ... ve Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların miras bırakanı ... ... ve davalı şirket arasında Üsküdar Noterliğinin 21.02.1997 tarih ve 542 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, anılan satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalıların miras bırakanının dava konusu 76.800 metrekare yüzölçümlü içerisinde kargir bina olan zeytinli tarla vasıflı 2495 (yeni 244 ada 4) parsel sayılı taşınmazda sözleşmeye ekli krokide kırmızı ile gösterilen 36.575 metrekare yeri müvekkiline, mavi ile gösterilen 10.000 metrekare yeri ise davalı şirkete satmayı vadettiğini, satış bedelinin ödendiğini, davalıların miras bırakanlarının ölümünden sonra davalı şirkete dava konusu taşınmazda 1001/76800 payı tapuda devrettiklerini, müvekkilinin 30.10.2000 tarihinde açtığı ferağa icbar davasında vaad borçlusu ... ...'un davayı kabul ettiğini ancak, mahkemece dava konusu taşınmazın imar planı bulunmayan yerde kain olduğundan ifrazının mümkün olmadığı gibi İmar Kanunu'nun 18 inci maddesine göre imarsız yerlerde yapılaşma amacıyla hisselendirme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, geçici ifa imkansızlığı nedeniyle reddedilen davanın ifa imkanı ortaya çıktığında yeni vakıalara dayalı olarak tekrar açılabileceğini, nitekim bu karardan sonra taşınmazın imar durumunda ve yasalarda değişiklikler meydana geldiğini, 6360 sayılı Kanun ile Dikili ilçesinin İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alındığını ve taşınmazın üzerinde bulunan yapılarla ilgili imar ve kullanma ruhsatları alındığını, bu nedenle artık İmar Kanunu'nun 18 inci maddesinin son fıkrasının uygulama alanı kalmadığını, taşınmazın zeytinlik özelliğinin dikkate alınması gerektiğini belirterek, dava konusu taşınmazda satış vaadi sözleşmesine ekli krokide 36.575 metrekare olarak gösterilen kısmın taşınmazdan ifrazı ile müvekkili adına tesciline, mümkün olmaması hâlinde ise bu alanın paya dönüştürülerek davalı şirket dışındaki davalılara ait payların müvekkiline isabet edecek pay oranında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını ve davacının amacının aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasını uzatmak olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kesin hüküm ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu satış vaadi sözleşmesinin objektif imkansızlık sebebiyle mutlak butlanla malul olduğunu, davacıya teslim edilen bir yerin söz konusu olmadığını, davacının tescil talebini olanaklı kılan yasal değişikliğin mevcut olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., ..., ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, kesin hüküm nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, dava konusu satış vaadi sözleşmesinin objektif imkansızlık nedeniyle butlan ile malul olduğunu, daha önce açılan davada verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu, davacının aleyhine açılan davayı uzatmak amacıyla bu davayı açtığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
4. Davalı ... İnş. Tur. Tic. ve San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin satış vaadi sözleşmesinde vaad borçlusu olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2020 tarih ve 2018/580 Esas, 2020/248 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın asgari tarımsal arazi büyüklükleri dikkate alındığında satış vaadi sözleşmesinde belirtilen şekilde ifraz edilmesinin mümkün olmadığı ve sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığı, davalı şirketin vaad borçlusu olmadığı gerekçesiyle davanın davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ..., ... ile ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.11.2021 tarihli ve 2020/1505 Esas, 2021/1395 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde süresi içinde davacı vekili ile davalı ..., ..., ... ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 09.05.2023 tarih ve 2021/8802 Esas, 2023/2462 Karar sayılı ilamında; ilgili kurumların dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığına dair verdikleri yazı cevapları, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/256 Esas ve 2003/243 Karar sayılı dosya içeriği, vaad alacaklısı davalı şirkete 1001/76800 payın devrinin sağlanmış olması, bilirkişi raporu ve ilgili mevzuat gözetildiğinde; çekişme konusu taşınmazın, satış vaadi sözleşmesine ekli krokide gösterilen şekilde ifrazının mümkün olup olmadığı hususunda, taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise belediye encümeninden, belediye dışında ise il özel idaresinden idari karar alınması gerekmekte olup, yalnızca İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün taşınmazın ifrazının mümkün olmadığına yönelik değerlendirmesi doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, tescil isteğinin kabulüne karar verebilmek için taşınmazın niteliği ve bulunduğu yer itibarıyla belediye mücavir alanı kapsamında kalıp kalmadığı açıklığa kavuşturulup, taşınmazın davacının talep ettiği şekilde ifrazının mümkün olup olmadığı konusunda usulüne uygun idari karar alınarak sonucu doğrultusunda bir karar vermek gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile; İzmir ili, Dikili ilçesi, ... Mahallesi, Kalem adası Mevkii 244 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro teknikeri ... ve harita mühendisi ... 'ın 19/04/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide koordinatlarıyla belirtilen ve krokide (A) harfi ile gösterilen 28.807,68 m² ile (C) harfi ile gösterilen 9.752,28 m2 alanın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile aynı yer ve sırada son kayıt verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., ..., ... ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 165 inci maddesi: “(1)Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir. (2)Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Mahkemece her ne kadar 25.01.2024 tarihli 39 karar numaralı Dikili Belediye Başkanlığı Encümen Kararına dayanılarak ifraz suretiyle tapu iptal ve tescil hükmü kurulmuş ise de, İzmir 5. İdare Mahkemesinin 2024/1440 Esas sayılı dosyasında; 25.01.2024 tarihli 39 Karar numaralı Dikili Belediye Başkanlığı Encümen Kararının iptaline ilişkin davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Dikili Belediye Başkanlığı Encümen Kararının iptaline ilişkin davanın sonucunun eldeki davanın sonucunu etkileyeceği açıktır. İzmir 5. İdare Mahkemesi 2024/1440 Esas sayılı dosyanın HMK’nın 165 inci maddesi gereği bekletici mesele yapılarak, dosyanın kesinleşmesinden sonra oluşan duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; bilindiği üzere TMK'nın 688 inci maddesi hükmüne göre paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Öte yandan HMK'nın 297/2 nci maddesi hükmü gereğince hakim taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermelidir. Yine Tapu Sicil Tüzüğü’nün 28. maddesinin 3. bendine göre de; " Paylı mülkiyette pay miktarı; paydaşların adı, soyadı ve baba adından sonraki kısımda, kesirli olarak gösterilir" hükmü mevcuttur.
Mahkemece dava konusu taşınmazda tescil ve iptal edilecek kısımların kesirli olarak gösterilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması gerekirken TMK'nın 688 inci maddesine aykırı olacak şekilde ve infazı kabil bulunmayan "m2" üzerinden iptal ve tescil hükmü kurulması hatalı görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Yargıtay duruşma vekalet ücreti 28.000,00 TL'nin davacıdan alınarak davalılar ... ve ..., davalı ... ve ... 'e verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
14.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.