"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/98 E., 2024/249 K.
ASIL DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...
BİRLEŞTİRİLEN DAVADALARDA
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVALARDA DAVALI : ... vekili Avukat ...
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 263 parsel sayılı taşınmazda 07.01.2021 tarihinde davalıya satılan hissenin ön alım hakkı nedeniyle müvekkili adına tescilini talep etmiş ve davayı 10.000,00 TL üzerinden harçlandırmak suretiyle bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur.
2. Birleştirilen davalarda davacılar vekilleri dava dilekçelerinde; müvekkillerinin paydaşı olduğu dava konusu 263 parsel sayılı taşınmazda davalıya satılan hisselerin ön alım hakları nedeniyle müvekkilleri adına tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini, taşınmazdaki objektif değer artışı ve ekonomik koşulların gözetilmesi gerektiğini, davacının satıştan haberdar olması nedeniyle bu davayı açmasının dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ
İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2021 tarihli ve 2021/53 Esas, 2021/487 Karar sayılı kararı ile fiili taksim savunmasının ispatlanamadığı ve ön alım davasının koşullarının oluştuğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2022 tarihli ve 2022/357 Esas, 2022/369 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.01.2024 tarihli ve 2023/5231 Esas, 2024/222 Karar sayılı kararıyla; "davalının ön alım hakkına konu paya ilişkin olduğunu, dava konusu 263 parsel taşınmazın paydaşlar arasında taksim edilerek bu şekilde kullanıldığını, her paydaşın yerinin belli olduğunu savunarak cevap dilekçesinde fiili taksim savunmasının ispatı bakımından tanık, keşif, bilirkişi vs. delillerine dayandığını, bu durum karşısında, taraflara tanıklarını bildirmeleri için süre verilmesi, tarafların bildirecekleri tanıklar ve tarafsız bilirkişiler taşınmazın başında dinlenerek, eylemli kullanma biçiminin taşınmaz üzerinde gösterilmesinin istenilmesi, bilirkişiye keşfi izlemeye olanak sağlayacak şekilde kroki tanzim ettirilmesi ve işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan gözleme ve bilirkişilerin fiili durumu belirtir raporuna dayalı olarak yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği; diğer taraftan; asıl davada dava konusu payın satış bedelinin resmi senetteki gibi 350.000,00 TL olmadığını iddia edip dava dilekçesinde dava değerini 10.000,00 TL olarak göstermek suretiyle bedelde muvazaa iddiasında bulunan davacı bu iddiasını ispatlayamadığına göre; mahkemece, iddia olunan bedel üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına, iddia olunan bedel ile mahkemenin kabul ettiği ön alım bedeli arasındaki fark üzerinden de davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri ile harç dışında yargılama giderinin bu orana göre paylaştırılması gerekirken bu hususun göz ardı edilmiş olmasının doğru olmadığı, dava konusu 263 parsel taşınmazın güncel tapu kaydının incelenmesinde; taşınmazın kaydının yenileme kadastrosu nedeniyle pasif olduğu ve ada parsel numarasının değiştiği anlaşıldığından mahkemece, sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı bulunmayan tapu kaydı esas alınarak infazda duraksamaya neden olacak biçimde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın tapu maliklerince ayrı ayrı zeminde fiili kullanım sınırları oluşturularak kullanılmadığı, taşınmazın bir bütün halinde kullanıldığının belirtildiği, bu durumda davalı tarafın fiili taksim iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile davaya konu Kayseri ili, ... ilçesi, ...Mahallesi 2932 ada 28 parsel (eski 263 parsel) sayılı taşınmazda davalı ...'in 14/15 hissesinin iptali ile eşit oranda asıl ve birleştirilen dava davacıları adına tapuya kayıt ve tesciline; davacılar vekili asıl ve birleştirilen davalarda dava dilekçesi ile satış bedelinin 10.000,00 TL olduğunu belirttiğinden bu değer üzerinden, davalı taraf lehine ise tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masraflar toplamı olan 357.000,00 TL ile dava değeri arasındaki fark miktarı üzerinden avukatlık ücretine hükmedilerek ve yargılama giderlerinin de bu kabul ve ret oranı esas alınarak haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; taşınmazda fiili taksim olmadığını ve aleyhlerine vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olup bu hususta kararın kaldırılmasını ve ayrıca lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin maktunun altında kalması sebebiyle maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; 357.000,00TL satış bedelinin şufa bedelinin davalıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılıp keşif tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın belirlenen değeri olan 7.465.940,00 TL'ye hükmedilmemesinin hukukun adalet sağlama amacına aykırı olduğunu ve davacıyı amacı dışında zenginleştirdiğini bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacıların satıştan haberi olduğunu ve taşınmazın fiili taksim edilerek kullanıldığını, aleyhe yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 734 üncü maddesi uyarınca; "Ön alım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hâkim tarafından belirlenen süre içinde hâkimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür."
3. Ön alım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Kural olarak ön alım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olup bu bedelin dava açılırken hazır edilmesi ve mahkemece makul süre içinde mahkeme veznesine depo edilmesi ile birlikte vadeli bir hesapta değerlendirilmesi gereklidir.
4. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
5. 6100 sayılı HMK'nın “Yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı 326. maddesinde, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır".
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Birleştirilen dava davacıları vekilinin vekalet ücreti yönünden yaptığı temyiz itirazına gelince; birleştirilen dava davacıları tarafından bedelde muvazaa iddiası bulunmadığından aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir iken mahkemece bedelde muvazaa iddiası olduğu değerlendirmesiyle aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmüştür.
3. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 10, 11, 14 ve 15 numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sair temyiz itirazlarının reddine,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.