Logo

7. Hukuk Dairesi2024/3906 E. 2024/5043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların murisi tarafından inşa edilen yapının davacıların taşınmazına tecavüz etmesi nedeniyle açılan el atmanın önlenmesi ve kâl davasında, mahkeme kararının icrası için gerekli unsurları içerip içermediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, müdahaleye konu taşınmazın bilgileri ve kâl kararının dayanağı olan bilirkişi raporunun belirtilmemesi nedeniyle hükmün infaza elverişli olmadığı gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/303 E., 2024/249 K.

DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 30.01.2013

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve kâl davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; paydaşı oldukları 942 ada 7 parsel sayılı taşınmaza bina inşa etmek istediklerini ancak davalıların murisi tarafından komşu taşınmaza inşa edilen yapının taşınmaza tecavüzlü olmasından dolayı ruhsat alamadıklarını ileri sürerek davalıların el atmalarının önlenmesine, yapının yıkılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, murisleri tarafından inşa edilen yapının olduğu taşınmazda tapu tahsis belgesi bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.12.2014 tarihli ve 2013/652 Esas, 2014/438 Karar sayılı kararıyla; müdahalenin keşfen sabit olduğu gerekçesiyle bir kısım davalılar yönünden davanın kabulü ile elatmalarının önlenmesine, yapının taşan kısmının yıkılmasına, davalı ...'ye yönelik elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.12.2014 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli 2018/3117 Esas 2019/5747 Karar sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu taşkınlığın imar uygulaması ile oluşup oluşmadığının saptanması, beyanlar hanesindeki şerhlerin dava konusu yapıya ait olup olmadığının tespit edilmesi, şerhin taşkın yapıya ait olduğunun belirlenmesi halinde imar uygulamasından önce yapıldığı ve tapu tahsis belgesi de gözetilerek davacılara yapı değerinin depo edilmesi için önel verilmesi, depo edildiği takdirde davanın kabulüne karar verilmesi, edilmediği takdirde davanın reddedilmesi, şerhin yapıya ait olmadığının saptanması halinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği açıklanarak bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17.05.2022 tarihli ve 2019/270 Esas 2022/214 Karar sayılı kararında: davalıların kullandıkları bina ile ilgili olarak gerek tapu kaydında, gerekse imardan sonraki parselasyonda herhangi bir bilgi bulunmadığı, imardan önce aynı parsel üzerinde pek çok bina bulunduğu, kimin hangi alanı kullandığının sınırlandırılmamış olması nedeni ile herhangi bir tecavüzden bahsedilemeyeceği, ancak parselasyon yapılıp 7 numaralı parselin sınırlarının çizilmesinden sonra davalıların kullandığı binanın 7 numaralı parsele tecavüzlü duruma geldiği, tecavüzlü alanın 2,17 metrekare olduğu, tapu kayıtlarındaki şerhler hanesinde davalıların binası ile ilgili bir beyan bulunmamakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.05.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 22.02.2023 tarihli 2022/5747 Esas 2023/1071 Karar sayılı ilamında: bozma sonrasında alınan 18.04.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava konusu 7 parsel sayılı taşınmaza, davalılara ait binanın 2,17 metrekare tecavüzlü olduğu, oluşan taşkınlığın imar uygulması neticesinde meydana geldiği, davalıların iradesi dışında idari işleme dayalı olarak taşkınlığın oluştuğu gözetilerek, tecavüzlü yapının bedelinin hesaplanarak ilgili bedelin depo edilmesi için süre verilmesi, depo edildiği takdirde davanın kabulüne karar verilmesi, depo edilmediği takdirde davanın reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında: işgalli alanın rayiç bedeli davacı tarafça depo edildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısa karar ve gerekçeli kararın 3 üncü maddesiyle 7 inci maddesinde yazılı vekalet ücretinin çelişkili olduğu, kararın 7 inci madde yönünden bozulması gerektiğini, ilk bozma kararına uyulması ile davalılar lehine kazanılmış hak oluştuğunu, imar uygulamasından önce tarafların kullandıkları alanın belli olmaması nedeniyle bir tecavüzden söz edilemeyeceği, tapu kayıtlarındaki şerhler hanesinde davalıların binası ile ilgili bir beyan bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 297 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 inci maddesinde kararda bulunması gereken hususlar tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Kararda yazılması gereken hüküm sonucu, kararın en önemli kısmıdır. Hükmün sonucunun bu nedenle açık olarak yazılması gerekir. Hüküm sonucu, “hüküm fıkrası” ya da “kısa karar” olarak da ifade edilmektedir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin istem sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt yaratmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir (HMK m. 297/2). Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Bu husus, davada taraflar kadar, kararı gerekirse daha sonra zorla yerine getirecek olan icra memuru için de önemlidir. Bu sebeple kanun koyucu, hüküm fıkrasının açık yazılmasını hem tarif etmiş, hem de açık yazılmasını belirttikten sonra, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılmasını özellikle istemiştir (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet:Medeni Usul Hukuku, 2018, 6. Bası, s. 422).

2. Bu itibarla, mahkemece verilen hüküm fıkrasının açık ve icra edilebilir olması gereklidir. Aksi hâlde hukukî belirlilik gereği açık ve infaz kabiliyeti bulunması gereken hüküm fıkrasının özellikle icrası sırasında şüphe veya tereddütler doğmasına ve hükmün icra edilememesi gibi durumlarla karşılaşılır.

3. Somut olayda; mahkemece davacıların müdahalenin meni ve kal taleplerinin kabulüne karar verilmişse de; müdahale edilen taşınmaza ait bilgiler (taşınmazın bulunduğu il-ilçe-mahalle ya da köy ile taşınmazı ayırmaya yarar ada parsel numarası) hükümde açık şekilde gösterilmediği gibi, dosyada birden fazla bilirkişi raporu olduğu halde kâl konusunda hükme hangi bilirkişi raporunun esas alındığı da belirtilmemiştir. Bu haliyle hükmün infaza elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.