"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1201 E., 2024/1663 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/374 E., 2024/61 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25988 ada 1 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmazda hissesi bulunan dava dışı ... ile davacı ... arasında, 03.09.2021 tarihinde 141/2400 hissesi için 220.000,00 TL bedelli, 47/12800 hissesi için 80.000,00 TL bedelli taşınmaz satış vaadine dayanılarak satış konusunda anlaşıldığını, 15.09.2021 tarihli ve 17219 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği ve satış bedelinin ...'a ödendiğini, ...'ın hisselerinin tamamını 18.10.2021 tarihinde 297.500,00 TL bedelle davalı ...'a devrettiğini, davalının satış vaadi şerhini bilmesine rağmen söz konusu hisselerini kötüniyetli olarak satın aldığını, 25988 ada 1 parselde kayıtlı 799/12800 paylı 90,35 m²'lik hissesine ait tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davanın kabulüne, tapuda davalı adına kayıtlı 25988 ada 1 parselde kayıtlı 799/12800 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
Hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçeli kararın davalı vekiline elektronik tebligat yoluyla 01.04.2024 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf harçlarının 03.04.2024 tarihinde yatırıldığı, 07.03.2024 tarihinde süre tutum dilekçesi verildiği, davalı tarafından istinaf dilekçesinin elektronik imza ile imzalanma tarihinin ise 17.04.2024 olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekiline 01.04.2024 tarihinde tebliğ edilmesiyle başlayan iki haftalık istinaf süresinin 16.04.2024 tarihinde sona erdiği, davalının istinaf harçlarını süresinde yatırmasının yeterli olmadığı, istinaf dilekçesinin de süresinde verilmesi ve kaydedilmesi gerektiği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin UYAP üzerinden 17.04.2024 tarihinde elektronik imza ile imzaladığının görüldüğü, bu nedenle istinaf başvurusunun süresinde olmadığı, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 07.03.2024 tarihli süre tutum dilekçesinin istinaf dilekçesi olarak kabulü hâlinde ise, bu dilekçede kısa kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ve gerekçeli kararın taraflarına tebliğinden sonra ayrıntılı istinaf sebep ve gerekçelerini sunmak istedikleri bildirilmiş ise de, 07.03.2024 tarihli süre tutum dilekçesinde istinaf başvuru sebepleri ve gerekçesinin açıkça gösterilmediği, bu durumda kamu düzeni yönünden yönünden inceleme yapılması gerektiği, yapılan inceleme sonucunda kamu düzenine aykırılık oluşturacak bir hususun olmadığı gerekçeleriyle başvurunun esastan reddine karar vermiştir.
V.TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, önceki malik ...'ın davaya dâhil edilmesi gerektiğini, davalının üçüncü kişi konumunda olup iyiniyetli olduğunu, hisse satış tarihi ile karar tarihi arasında geçen sürede ülke genelinde enflasyon olduğunu, bu nedenle dava konusu hissenin değerinin karar tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, süre tutum dilekçesinin süresinde sunulduğu ve istinaf harçlarının süresinde yatırıldığını, bu nedenle istinaf kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle kararı temyiz etmiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.