Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4100 E. 2024/5403 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı köyün, davacı köyün kullanımında bulunan mera alanlarına müdahale ederek elatmada bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, orman içi boşlukların mera vasfında olmadığı ve davacı köyün kadim kullanım hakkını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz talebinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

EK KARAR TARİHİ : 08.01.2013

SAYISI : 2014/105 E., 2023/148 K.

DAVA TARİHİ : 11.10.1996

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında görülen ve temyiz incelemesinden geçen meraya elatmanın önlenmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraf köyler arasındaki mülki sınırın kuzey - güney istikametinde oyuntaş, pullu pınar (yelli pınar), Çataltaşın altındaki ... (Bayırlı) köyü korusunu takiben kel tepenin altına, oradan ... yaylasına şeklinde belirlendiğini, kesinleşmiş bu idari sınırlar içerisinde ve yıllardır müvekkilinin kullanımında bulunan orman, mera ve düzlüklere davalı köyün orman idaresinden istenen zati ihtiyaç kesimine engel olmak ve yayla evi yapmak, hayvan otlatmak, ormanı tahrip etmek şeklinde müdahalede bulunduklarını ve hak iddiasında bulunarak muaraza yarattıklarını belirterek vaki müdahalelerin men’i ile yaratılan muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu yerin davalı köyün hudutları içerisinde olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, eğer yetki itirazı kabul edilmez ise, davanın esas yönünden reddi gerektiğini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.01.2014 tarihli ve 2013/133 Esas, 2014/7 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 02.07.2014 tarih ve 2014/4537 Esas, 2014/8864 Karar sayılı ilamı ile; ‘‘...hükmün eksik araştırmaya dayalı verildiği, kadimlik hususu tespit edilmeden idari sınırlara göre meranın kullanım hakkının belirlenmesinin doğru olmadığı, mahallinde keşif yapılarak davacı yanın iddia ettiği orman alanları içerisinde Orman Kanununda tanımlanan ve genel uygulamalar ile belirlenen mera alanları var ise bu alanların kullanma hakkının kadim hak üzere hangi köye ya da beldeye ait olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesinin gerektiği...’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyan Mahkemenin 20.12.2023 tarihli ve 2014/105 Esas, 2023/148 Karar sayılı kararı ile; orman içi boşlukların mera vasfında olmadığı ve kadimlik hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Dava dilekçesinde davalının müdahalesinin men'i ve muarazanın giderilmesi şeklinde birden fazla taleple bulunulduğunu, 1996 yılında açılan davada 2024 yılında yapılan keşifte "daha öncesinde davalılara ait yapılar vardı" şeklinde yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını,

b. Dava açıldıktan 27 sene sonra keşif yapıldığından tanıkların geçmişte davalılara ait yapıların olduğuna dair beyanlarının geçerli olmadığını, zaten dava konusunun o tarihlerde davalılarca yapılan yapılar nedeniyle taşınmaza yapılan müdahalenin men’ine ilişkin olduğunu,

c. Mahkemenin iki köy arasında sınır olarak 03.02.1949 tarihli hudutname evrakını uyguladığını, fen bilirkişisi raporunda sınırın başlangıcı olan ... devamında gelen ... Korusu ve sınırın sonu olan ... Yaylası noktalarında her iki köyün de aynı noktaları göstererek mutabık kaldığını, davalı tarafın...-... olarak gösterdiği noktanın hudutnamede geçmeyen ve davalı tarafça uydurulan bir nokta olduğunun raporla sabit hale geldiğini, "... korusu"nun yeri iki taraf için de mevcut zemindeki emval ve rapor dikkate alındığında değiştirilemeyeceğine göre diğer noktaların bu koru ile beraberlik içinde olması gerekeceğini ileri sürmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararın ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.12 2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.