Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4551 E. 2024/5903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından satın alınan taşınmaz üzerinde davacının ön alım hakkını kullanıp kullanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara uyularak, davacının ön alım bedelini depo ettiği ve satıştan haberdar olduğuna dair iddiaların ispatlanamadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/76 E., 2024/686 K.

DAVA TARİHİ : 08.10.2020

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ...ilçesi,... Mevkiinde bulunan 1875 parsel ile 180 ada 15 parsel sayılı taşınmazlarda 3/4 oranında paydaş olduğunu, dava konusu taşınmazlardaki payların dava dışı paydaş Fethiye Çelik tarafından 23.09.2020 tarihinde davalıya satış işlemi ile devredildiğini, yapılan bu devir işlemlerinin yasanın öngördüğü biçimde gerçekleşmediğini, satış bedellerinin fazla gösterildiğini, müvekkilinin bu satış işlemi nedeni ile yasal ön alım hakkını kullanmak istediğini ve müvekkilinin bedeli mahkeme veznesine depo etmeye hazır olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazlarda davalı adına kayıtlı olan hisselerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hisselerin satış bedelinin bir kısmını müvekkili tarafından banka aracılığı ile bir kısmının da elden ödemek suretiyle satın alındığını, davacının satıştan haberinin bulunduğunu, bu nedenle açılan davanın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 08.12.2021 tarihli ve 2020/518 Esas, 2021/752 Karar sayılı kararıyla; "davanın kabulüne" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (III) numaralı bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2022 tarihli, 2022/950 Esas, 2022/2380 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun "esastan reddine" karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.09.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27.12.2023 tarihli ve 2022/6744 Esas, 2023/6591 Karar sayılı kararı ile "....ön alım bedelinin ön inceleme tarihi itibarıyla depo ettirilmediği, bu bedelin satış tarihinden 1 yıl 2 ay sonra vadesiz emanet para hesabına yatırıldığı, satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilemediği...konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli şekilde rapor alınarak satış bedeli ile tapu harç ve masrafları toplamı olan 255.000,00 TL'nın, ön inceleme tarihi olan 07.07.2021 tarihinden bilirkişi incelemesi yapılan tarihe kadar nemalandırılması hâlinde ulaşacağı değer belirlenerek, bu miktardan depo edilen ve bankada mevcut bulunan (nemasız) miktar çıkarılıp aradaki farkın da depo edilen ön alım bedeline ilavesi suretiyle karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin bozma ilamına uyularak yaptığı yargılama sonucu, yukarıda karar başlığında yer alan 10.07.2024 tarihli kararı ile "...davanın kabulü ile davacı tarafından 04.07.2024 tarihinde Ziraat Bankası ...Şubesi'ne depo edilen 442.265,01 TL önalım bedeli ile bozma öncesi mahkeme veznesinde depo edilen 255.000,00 TL ön alım bedelinin karar kesinleştiğinde getirileri ile birlikte davalıya ödenmesine..." karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda (V.2) numaralı bentte belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

1. Davacı vekili 11.10.2024 tarihli dilekçesinde temyiz talebinden vazgeçtiğini belirtmiş, İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2024 tarihli ek kararı ile "...davacı vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına..." karar verilmiştir

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle:

a. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmadan karar verildiğini,

b. Bilirkişi raporunda davacı ile müvekkillinin kullandığı alanların bölünmüş olduğunun belirlenmediğini, fiili taksimin varlığına rağmen davanın Mahkemece kabul edildiğini,

c. Yargılama aşamasında dinlenen tanık tarafından, davacıya hisseyi satın alması yönünde defalarca teklifte bulunulduğunun beyan edildiğini, bu nedenle davacının satıştan haberinin olduğunun sabit bulunduğunu,

d. Davacı lehine hükmedilen nispi vekalet ücretinin doğru olmadığını,

e. Müvekkili aleyhine yargılama giderlerine de hükmedilmemesi gerektiğini, ileri sürerek kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

23.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.