Logo

7. Hukuk Dairesi2024/4573 E. 2024/6036 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz payının devrinde davacının yasal ön alım hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, pay devrinin yasal ön alım hakkına konu olduğunu kabul eden ilk derece mahkemesi kararını, kesinlik hükümleri uyarınca istinafen incelemeksizin reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2745 E., 2024/2362 K.

DAVA TARİHİ : 27.02.2023

KARAR : Davanın reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/111 E., 2024/371 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'in ...ili, Merkez ilçesi,...Mahallesi, 186 ada 2 numaralı parselde bulunan taşınmazın hissedarı olduğunu, taşınmazın yüzölçümünün 9.239,51 m² olduğunu, diğer hissedar olan ... ...'in mirasçılarının payları olan 3.079,84 m²yi 22.02.2023 tarihinde, 10.800,00 TL bedel karşılığında ... isimli davalıya sattığını, müvekkili, davaya konu taşınmazda hissedar olduğu için yasal ön alım hakkına sahip olduklarını, tapudaki satış bedeli olan 10.800,00 TL ile tapu ve harç masraflarını depo etmeye hazır olduklarını, dava konusu ...ili, Merkez ilçesi,...Mahallesi, 186 ada 2 parselde kain taşınmazın tapuda gösterilen değeri üzerinden müvekkiline yasal ön alım hakkı tanınarak, davalı üzerindeki taşınmaz kaydının iptali ile müvekkil adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ... ile ... ... mirasçıları arasında yapılan satışın gerçek bir satış işlemi olmadığını, davalı ...'ın dedesi ile davacının babasının kardeş olduklarını, tarafların kök murisleri Ramazan ...'in davalının dedesi olan ..., davacının babası olan ..., ... ve ... isimlik 4 erkek çocuğu bulunduğunu, bu dört kardeş aralarında taşınmazlarını fiili taksim yaptığını, yapılan anlaşma sonucu dava konusu taşınmaz olan 186 ada 2 No.lu parselin 25.12.1975 tarihinde davalının dedesi ... ..., davacının babası ... ... ve ... ... adına tapuya kayıt edildiğini, davalının dedesi ... ...'in 11.06.1993 tarihinde ailevi ve ek başka sebeplerden dolayı dava konusu taşınmaz olan 186 ada 2 parseldeki 1/3 hissesi ile diğer 3 taşınmazdaki hisselerini kardeşi ... ...'e tapuda satış gibi göstererek devrettiğini, davalının dedesi ... vefat etmeden önce kardeşi ... ...'e devrettiği 4 taşınmazdaki hisselerini geri almak istediğini, taşınmazlardan 3 tanesi yine satış gibi gösterilerek ...'dan ...'ye devredilmiş ise de taşınmaza ilişkin bazı evrakların unutulması nedeni ile evrak eksiliğinden dolayı dava konusu taşınmaz olan 186 ada 2 parselin tapu devir işlemlerinin tamamlanamadığını, daha sonra ... vefat ettiği için dava konusu taşınmazın tapuda devir işlemi yapılamadığını ve dava konusu taşınmazdaki 1/3 hissenin ... ... adına kayıtlı kaldığını ancak murisler ..., ... ve ... gerekse mirasçıları sınırdaş olan 186 ada 1 parsel ile dava konusu taşınmaz olan 186 ada 2 parseli bir bütün olarak fiili taksim yaparak kullandıklarını, muris ... vefat edince mirasçıları olan çocuklarının kendi aralarında fiili taksim yaptığını, yapılan fiili taksim anlaşmasına göre 186 ada 1 No.lu parsel ile bu parselin bitişiğindeki dava konusu 186 ada 2 parseldeki muris ...'ye ait hisselerin davalının annesi ... İncemustafa'ya düştüğünü, davalının annesine düşen parseldeki 1/3 hissenin muris ...'nin vefatıyla resmi yolla devrinin yapılmadığını, hisseler ... ...'de kaldığı için ve ... ...'in çok yaşlı olması ve tapuda resmi yolla devir yapamaması nedeni ile dava konusu taşınmazın davalının annesi ...'e resmi olarak tapuda devredilmediğini, 2022 yılında ... ...'in vefat ettiğini, ... ...'in vefatı ile ...'ın mirasçıları gerçekte davalının dedesi ...'ye ait olan fiili taksim sonucu davalının annesi ...'e düşen dava konusu taşınmazdaki 1/3 hisseyi ...'e tapuda resmi şekilde devretmek istediklerini, ...’in 186 ada 2 No.lu parseldeki 1/3 hissenin davalı olan kızı ...a devredilmesini istediğini, ... ... mirasçılarının da dava konusu taşınmazdaki hisselerini bedelsiz olarak satış göstererek davalı ...'a devrettiğini, davalı ile ... ... arasında yapılan satış işlemi gerçek bir satış işlemi olmadığını, davalı ...'ın ... ...'in hissesini mirasçılarından bedelsiz olarak devir aldığını, dolayısı ile davalı ile ... ... mirasçıları arasında yapılan satış işleminin gerçek amacı taşınmazın gerçek maliki olan davalının annesi ... İncemustafa'ya ait olması gereken hissenin ...'in talebi üzerine kızı olan davalıya iade edilmesi olduğundan ön alım hakkının kullanılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle usul ve yasaya aykırı olan davanın reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davalının 22.02.2023 tarihli satış işlemi ile dava dışı paydaş ... ... mirasçılardan dava konusu taşınmazı satın alarak malik haline geldiği, satış senedinde davaya konu hissenin satış bedelinin 10.800,00 TL olarak gösterildiği, satışta alıcıya düşen masraflar toplamının ise 404,80 TL olduğu, davacının talebine konu pay satışı ile ilgili davalı tarafından davacıya noter aracılığı ile yapılmış bildirimin bulunmadığı, bu hali ile davanın kanunun öngördüğü 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, kanunda yer verilen ön alım hakkının amacının, paydaş sayısının artırılmasının ve yabancı bir kişinin de paydaş olmasının engellenmesi olduğu, üçüncü derece akraba olan davalı ve satıcı arasındaki ilişkinin esasen bağış niteliğinde kabul edilemeyeceği değerlendirilmekle yapılan satışın maddenin konuluş amacına aykırı olarak paydaş sayısını artıran bir satış işlemi olduğu değerlendirilmiş, bu şekilde davacının ön alım hakkı bulunduğu kabul edilerek, tapuda gösterilen satış bedeli ve alıcıya düşen masraf vadeli hesaba depo edilmiş olduğundun anılan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2 ve 352/1. maddeleri gereğince kesinlikten reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle;

a. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmün kesin olduğu gerekçesi ile istinaf talebi kesinlikten reddedilmiş ise de; dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre dava konusu payın değerinin 2.811.671,77 TL olduğunu bu nedenle kararın hem istinafa hem de temyize tabi olduğunu,

b. Yapılan işlemin bağış olduğu yönünde hiçbir beyanları olmamasına rağmen, mahkemenin yapılan temlik işlemini bağış olarak değerlendirerek davayı kabul ettiğini,

c. Dava konusu işlemin gerçek bir satış işlemi olmadığı, taraflar arasında para alışverişi olmadığı hususunun tanıklarla ispatlandığını,

d. Dava konusu işlemin inançlı işlemin gereği yapılan devir işlemi olduğunu, mahkemenin hatalı değerlendirme yaptığını beyan etmiştir

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen yasal ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.