"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/109 E., 2024/166 K.
DAVA TARİHİ : 24.01.2014
İHBAR OLUNAN : Türkiye Elektrik Dağıtım A. Ş. vekili Avukat ...
KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2021/73 E. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
vekili Avukat ...
İHBAR OLUNAN : Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Avukat ...
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin... ilçesi,...i Mah. 7558 ada 8 parselin maliki olduğunu, taşınmazın üzerinden davalı şirkete ait yüksek gerilim hattı geçmekte olduğunu, bunun herhangi bir yasal nedene dayanmadığını, imar durumu nedeniyle mezkur hattın binada inşaat yapılmasına ve mülkiyet hakkının kullanılmasına engel olduğunu, taşınmazın kiralanmasını güçleştirdiğini ve piyasa rayicini düşürdüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 24.01.2009-24.01.2014 tarihleri arasında tahakkuk eden 61.100,00 TL işgal tazminatının şimdilik 30.000,00 TL'lik kısmının işgalin başlangıç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleştirilen dosya dava dilekçesinde özetle;... ilçesi, 7558 ada 8 parselde bulunan taşınmaz üzerindeki yüksek gerilim hattından dolayı, 01.03.2016-28.02.2021 dönemleri için toplam 50.000,00 TL ecrimisilin davalıdan kademeli yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yüksek gerilim hattının TEİAŞ'a ait olduğunu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, ecrimisilin en fazla 5 yıl için talep edilebileceğini ve davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın husumet ve esastan reddini istemiş; yine 18.03.2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; söz konusu hattın 1991 yılında 1 pafta, 1234 parselde iş yeri bulunan Güven Örsel'in talebi ile tesis edildiğini, 01.01.2002 tarihinden önce yapılmış tesisler için Medeni Kanun'un 653/son maddesine göre idare lehine irtifak hakkının kurulmuş sayılacağını, kabul anlamına gelmemek üzere talep edilen ecrimisilin fahiş olduğunu beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 22.03.2016 tarihli ve 2014/31 Esas, 2016/81 Karar sayılı kararında özetle; mahkemece yapılan değerlendirmede açılan davanın haklı sebeplere dayandığı, davalı ... tarafından 05.09.1998 tarihinde hattın tesis edildiği, bilirkişi raporunda A harfiyle belirlenen boyalı kısmın, 3.00 m genişliğinde 47,10 m uzunluğunda, 141,30 m²'lik bir alanı etkilediği ve işgal ettiğinin anlaşıldığı, bu alanda iki katlı bir binanın da yapılabileceği dikkate alındığında, işgal nedeniyle davacının ecrimisil isteyebileceği, bu itibarla toplanan delillere, dava sırasında alınan ve mahkemece de benimsenen 11.02.2016 tarihli ikinci ek rapora ve tüm dosya kapsamına göre; kök raporda A harfi ile işaretlenen yerde fuzuli işgal nedeniyle ecrimisil bedelinin 51.312,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2016 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli kararı ile; dosyadaki mevcut bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozma kararı sonrasında Mahkemenin başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararında özetle; dava konusu 7558 ada 8 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ya da mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı, keşif sonrası düzenlenen fen, mimar ve elektrik mühendisi bilirkişi kurulu raporuna göre davalı şirket tarafından davaya konu taşınmaz üzerinden geçirilen 3 m genişliğinde 47,10 m uzunluktaki enerji nakil hattının, taşınmazın 141.30 m² alanını etkilediği, Yargıtay ilamında belirtilen bozma gerekçeleri dikkate alınarak dava konusu İstanbul ili,... ilçesi, Kurtköy Mahallesi, 7558 ada 8 No.lu parsel sayılı taşınmaz için asıl dava yönünden 24.01.2009-24.01.2014 tarihleri arasındaki dönem için ecrismil bedeli olarak 40.958,29 TL ve birleştirilen İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/73 E. dosyası yönünden 1.838,45 TL hesaplandığı, bu bedelden davalının sorumlu bulunduğu anlaşıldığından asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde;
a. Dosyadaki mevcut 19.01.2023 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu, bu raporda belirtilen değer üzerinden davayı ıslah ettiklerini, ancak mahkemece daha düşük değer belirlenen ek rapora göre karar verilerek hatalı hüküm kurulduğunu,
b. Hatalı raporu dayanılarak hüküm kurulduğu için aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedildiğini, belirtilen sebeple hükmün ilk raporda belirlenen değer üzerinden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazların dava konusu taşınmaz ile aynı nitelikte olmadığını,
b. Raporun Yargıtay bozma ilamının gereklerine uygun olmadığını ve bu nedenle hükmün bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Onama harcı davacıdan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Miktar itibariyle karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.