Logo

7. Hukuk Dairesi2025/51 E. 2025/1482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil nedeniyle iptal edilen pay devri sebebiyle, davacı mirasçının tapu iptali ve tescil talebi ile ikinci kademede tazminat isteminin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının murisinin taraf olduğu önceki davada, uyuşmazlığa konu taşınmaz üzerindeki payın iptali ile davalı ve diğer mirasçılar adına tesciline dair karar kesinleşmiş olup bu ilam davacı mirasçıyı da bağladığından tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ancak davalı sebepsiz zenginleştiğinden tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/397 E., 2024/2368 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/944 E., 2020/391 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, ...'ın yasal mirasçılarından olup diğer mirasçıların mirası reddettiğini, davaya konu 13041 parsel 7 numaralı bağımsız bölümün davalı murisine kooperatif tarafından tahsis edildiğini ancak tapunun çıkarılmadığını, davalının babası ve annesinin ölümü üzerine miras yolu ile davalı ve kardeşlerine kaldığını, davalının miras payına düşen 1/3 payı dava dışı ...a devrettiğini 31.01.2000 tarihinde kooperatife bildirmesi üzerine tapu kaydının dava dışı ... Yağız ve davalının kardeşleri adına paylı olarak tescil edildiğini, davacının murisinin ise 12.12.2002 tarihinde rayiç bedelini ödeyerek iyiniyetle dava dışı ...dan 1/3 payı satın aldığını; davalının kardeşleri tarafından yolsuz tescil nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iştirak halindeki mülkiyete tabi iken kooperatif payının tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereği 1/3 payın dava dışı ...a satışının iptali ile eski hale getirilerek davalı ...'ın babası M. ......ın veraset ilamına göre mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, kararda "Alıcılar ... Yağız ve ...'ın satış bedeli için Gülhan'a müracaat etme imkanları mevcuttur" hükmüne yer verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalının hukuka aykırı işlemi ile müvekkilinin zararı arasında illiyet bağı bulunduğunu, satmış olduğu hisse tekrar davalı adına tescil edildiği için davalının sebepsiz yere zenginleştiğini, davaya konu bağımsız bölümde davalı adına tescil edilen 1/3 payın elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete çevrilerek iptali ile müvekkili adına tesciline bu talebin kabul görmemesi halinde müvekkilinin uğradığı zararlara karşılık 6100 sayılı HMK'nın 107 nci maddesi uyarınca taleplerini arttırma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL'nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazın davalıya miras kaldığını, davalının dava dışı ...'e yaptığı satışın yok hükmünde olduğunu, bu hususun kesinleşmiş mahkeme hükmü ile sabit olduğunu, husumetin ...a yöneltilmesi gerektiğini, davacının murisi ile ... arasında resmi bir sözleşme bulunup bulunmadığının bilinmediğini, davacının ...'e satış bedeli ödediğini ispata yönelik dosyaya herhangi bir delil sunmadığını, davacının iyiniyetli alıcı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, tapu kayıtları resmi ve yazılı belge niteliğinde olup aksinin ispatının yine aynı nitelikteki yazılı deliller ile mümkün olduğunu, davanın usul ve esastan reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2020 tarihli kararı ile davalının tapu kayıt maliki olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2021 tarihli kararı ile "davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dava konusu 1/3 pay halen davacının murisi adına kayıtlı olmakla davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2021 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece;

‘’1. Somut olaya gelince, davalı ve dava dışı kardeşlerinin murisi M. ......a ait olan kooperatif ortaklık payı, murisin 1980 yılında vefat etmesiyle mirasçılarına geçmiş, mirasçılar 05.02.1981 tarihli miras taksim sözleşmesi yaparak pay üzerindeki haklarının miras payları oranında mirasçılar arasında devam etmesine karar vermişlerdir.

2. 27.01.1985 tarihinde çekilen kur'a sonucu 13 No.lu işyeri M. ......mirasçılarına tahsis edilmiş, davalının annesinin 1998 yılında vefatı ile davalı ve dava dışı kardeşleri geriye mirasçı olarak kalmıştır. Daha sonra davalı ..., bağımsız bölüm üzerindeki 1/3 payını ...'e devrettiğini kooperatife bildirmiş, kooperatif tarafından hissenin elbirliği olduğu gözetilmeksizin ... ve davalının kardeşleri adına 1/3'er paylı olarak şekilde bağımsız bölümün tapuda tescili gerçekleştirilmiştir.

3. Davacının murisi ... ise, ...'in 1/3 paylı hissesini 12.12.2002 tarihinde tapuda 50.000,00 TL karşılığı satın almıştır.

4. Davalının kardeşleri tarafından açılan İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2016/438 Esas sayılı davada, davalı ... tarafından ...a yapılan satış işlemi iştirak halindeki maliklerin birlikte hareket etmemesi ve Kooperatifler Kanunu uyarınca payın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereği yok hükmünde kabul edilmiş; 13041 parseldeki 7 No.lu bağımsız bölümün eski hale getirilmesi ile bu bağımsız bölüm üzerindeki ... ve davalının kardeşleri adına olan tapu kaydının iptaline M. ......mirasçıları adına tapuya tesciline 07.11.2017 tarihinde karar verilmiş, hüküm onanarak 03.10.2019 tarihinde kesinleşmiştir.

5. Bu karar uyarınca ... adına yapılan tescil, yolsuz tescil olduğundan ...'in davacı murisine yaptığı devrin geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir.

6. Eldeki dava ise tapu kayıt maliki ...'ın 16.06.2018 tarihinde ölümü üzerine eşi tarafından tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemli olarak açılmıştır.

7. Davacının murisinin taraf olduğu 2016/438 Esas sayılı davada davacının murisi adına kayıtlı payın iptali ile Gülhan ve diğer mirasçılar adına tesciline dair karar kesinleşmiş olup bu ilam, ... ve onun külli haleflerini bağlayacağından, tapu iptali ve tescil davasının kesin hüküm nedeniyle reddi gerekir. Bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi doğru değil ise de; tapu iptali ve tescil isteminin reddi sonucu itibariyle doğrudur.

8. Ne var ki; TMK'nın 705 inci maddesi gereği mülkiyetin davalıya dönmesini sağlayan mahkeme kararının kesinleşmesiyle mülkiyet tescilsiz iktisap edilmiş olacağından farklı bir ifade ile tescil ilamının kesinleşmesi ile davacı murisi ...'ın mülkiyet hakkından yoksun kalacağı ve davalı ...'ın, sebepsiz yere zenginleşeceği tartışmasızdır.

9. Hal böyle olunca; hükmen tescil ilamının tapuda infazı sağlanarak davacının tazminat talebi yönünden inceleme ve araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde tapunun halen davacı murisi adına kayıtlı olması gerekçe gösterilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, terditli tazminat talebinin kabulü ile 372.481,54 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Bilirkişi raporunda tazminat miktarının düşük belirlendiğini,

2. Taşınmazın değerinin denkleştirici adalet ilkesine göre değil, rayiç değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini,

3. Faizin satış tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini, beyan etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlkDerece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.