Logo

7. Hukuk Dairesi2025/741 E. 2025/1268 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulamasının iptali üzerine kadastral parselin ihyası talebiyle açılan davada, 3194 sayılı İmar Kanunu'na sonradan eklenen idareye başvuru yolunun uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 3194 sayılı İmar Kanunu'na sonradan eklenen idareye başvuru yolunu öngören hükmün, uyuşmazlığın doğum tarihi itibariyle yürürlükte olmadığı ve bu hükmün geriye yürütülerek uygulanmasının Anayasa'nın 2., 35. ve 36. maddelerinde güvence altına alınan hukuk devleti, mülkiyet hakkı ve hak arama özgürlüğü ilkelerine aykırı olacağı gözetilerek, davacının dava açma hakkı bulunduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2478 E., 2024/1998 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/20 E., 2021/81 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ...Mahallesinde kain 1112 ada 6 parsel sayılı taşınmazın, ... Belediye 28.10.2004 tarihli ve 20.07.2006 tarihli encümen kararları ile imar uygulamasına tabi tutulduğunu, imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiğini ve iptal kararlarının kesinleştiğini ileri sürerek kadastral parselin ihyasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli ve 2018/20 Esas, 2021/81 Karar sayısı belirtilen kararı ile davalının iyiniyetli üçüncü kişi olduğu, davalı ...'in yolsuz tescili bildiği veya bilebileceği ispatlanamadığı, Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi uyarınca çekişme konusu taşınmazı tapu kütüğündeki sicile dayanarak iyiniyetle edindiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2021 tarihli kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli kararı ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli kararının süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci kısmı gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçesi değiştirildiğine halde davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, kadastral parselin ihyası istemine ilişkindir.

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Dava kadastral parselin ihyasına ilişkindir. Davacı vekili dava konusu taşınmazın ... Belediyesinin 28.10.2004 ve 20.07.2006 tarihli Encümen kararları ile imar uygulamasına tabii tutulduğunu, imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiğini ve iptal kararının kesinleştiğini ileri sürerek kadastral parselin ihyasını talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince (İDM) davanın başka bir nedenle reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince (BAM) nihai olarak ret gerekçesi değiştirilerek 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na 14.02.2020 tarihli ve 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 7. maddesiyle eklenen ek fıkra gerekçe gösterilmek suretiyle uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiği belirtilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Dairemizin Sayın Çoğunluğunca da anılan karar onanmıştır.

Sayın Çoğunlukla aramızda oluşan uyuşmazlık 20.02.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ek fıkranın yürürlük tarihinden geriye yürütülüp yürütülemeyeceği, buradan hareketle anılan hükme dayalı gerekçe ile davanın reddedilip reddedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkı güvence altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadına göre mülkiyet hakkı “ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını” kapsamaktadır (AYM, E.2022/105, K.2023/54, 22/03/2023, §19).

Anayasa’nın 36. maddesinde “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle hak arama özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri de mahkemeye erişim hakkıdır. “Mahkemeye erişim hakkı, hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme önüne götürülmesi hakkını da kapsar. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkının tanınması hak arama özgürlüğünün ön koşulunu oluşturur” (AYM, E.2018/99, K.2021/14, 3/3/2021, § 21). Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28/4/2023 tarihli ve E. 2021/5, K. 2023/2 sayılı kararında da açıkça ifade edildiği üzere “Davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye mahkemeye erişim imkanının tanınması gerekir (YİBBGK, s. 23-24).

Öte yandan Anayasa'nın 2. maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesi uyarınca kanun hükümleri kural olarak yürürlüğünden sonraki olay ve olgulara uygulanabilir. Kanun hükümlerinin yürürlükten önceki olay ve olgulara uygulanabilmesi için bu hususta açık bir hükme yer verilmesi gerekir.

Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık 2004 ve 2006 tarihli ... Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarına dayalıdır. Davacı söz konusu uygulamaların idari yargı yerlerince iptal edilmesi üzerine eldeki davayı 10.01.2018 tarihinde açmış olup uyuşmazlığın dava tarihindeki mevzuata göre sonuçlandırılması gerekmektedir. Buna göre söz konusu uyuşmazlıklarda idareye başvuru yolunu öngören ek fıkra 10.01.2018 tarihinde yürürlükte olmadığından anılan fıkra geriye yürütülerek davacının davasının adli yargıda görülemeyeceğine hükmedilmesi, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gibi davacının mülkiyet hakkını ve hak arama özgürlüğünü de öngörülemez bir şekilde sınırlamaktadır.

Açıklanan nedenlerle anılan ek maddeye dayalı olarak idareye başvurulması gerektiğine ilişkin gerekçe ile davanın reddedilmesine ilişkin BAM kararının onanmasına iştirak edilememiştir.