"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/500 E., 2024/540 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin paydaşı olduğu 686 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’nun dava dışı önceki paydaşlardan 10.04.2014 tarihinde pay satın aldığını, müvekkilinin şufa hakkını engellemek amacıyla satış bedelinin yüksek gösterildiğini, ön alım hakkı nedeniyle dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.06.2016 tarihli 2015/129 Esas, 2016/403 Karar sayılı kararında; bedelde muvazaa iddiası kabul edilip bilirkişi tarafından belirlenen bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.06.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarihli 2016/16394 Esas, 2020/3663 Karar sayılı kararında; davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bu nedenle mahkemece TMK'nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan ön alım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir sürede depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 28.01.20221 tarihli 2021/2435 Esas, 2022/2032 Karar sayılı kararıyla; resmi senetteki satış bedeli harç ve masraflar depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
4.Dairemizin 15.03.2022 tarihli ve 2021/2435 Esas, 2022/2032 Karar sayılı ilamında; resmi senette yazılı satış bedeli ile tapu masrafı toplamı olan 408.000,00 TL'nin ön inceleme tarihi olan 16.12.2015 tarihinden bilirkişi incelemesi yapılan tarihe kadar nemalandırılması halinde ulaşacağı değer belirlenerek, bu miktardan depo edilen miktar çıkarılarak aradaki farkın da depo edilen ön alım bedeline ilavesi suretiyle karar verilmesi gerektiği ve bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından, iddia olunan bedel üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına, iddia olunan bedel ile mahkemenin kabul ettiği ön alım bedeli arasındaki fark üzerinden de davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdiri ile, harç dışında yargılama giderinin bu orana göre paylaştırılması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazda fiili taksim olduğunu, taşınmaz satış tarihi ve depo kararı arasındaki dönemde meydana gelen ekonomik ve objektif değişimler dikkate alınarak şufa bedeli belirlenmesi gerekirken yaklaşık 11 yıl önceki satış bedeli üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olmalarının hatalı olduğunu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve harcın tamamlanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını savunmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 732 nci maddesi şöyledir: “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.”
Aynı Kanun'un 734 üncü maddesinde; “Ön alım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Ön alım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hakim tarafından belirlenen süre içinde hakimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323 üncü maddesinin (ğ) bendindeki düzenlemeye göre; "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır."
Yine aynı Kanunun 330 uncu maddesine göre de; "Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır."
Ön alım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Ön alım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olduğundan önalım bedeli, tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin anılan bedel üzerinden davadaki kabul ve ret oranına göre takdir edilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinin (ğ) bendindeki düzenlemeye göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır. Yine aynı kanunun 330 uncu maddesine göre de kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
Somut olaya gelince, mahkemece dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masraflar üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken, bu bedellere ayrıca nema bedelinin de eklenerek harca hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca; davacı vekili tapudaki resmi satış sırasında gösterilen 400.000,00 TL'nin gerçek satış bedelini yansıtmadığını, ön alım hakkının kullanılmasını güçleştirmek maksadıyla bedelin yüksek gösterildiğini ileri sürerek bilirkişi tarafından belirlenecek satış bedeli üzerinden ön alım hakkını kullamak istediğini belirterek bedelde muvazaa yapıldığı iddiasında bulunmuştur. Bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazın satış bedeli 191.100,00 TL olarak belirlenmiş davacı tarafından bu bedel üzerinden harç tamamlanmıştır.
O hâlde; tapudaki devir işlemi sırasında taşınmazın satış bedelinin 400.000,00 TL gösterildiği, gerçek bedelinin ise 191.100,00TL olup tapuda muvazaalı işlem yapıldığı iddia edilmiş ise de davacı tarafça ileri sürülen "bedelde muvazaa" iddiası kanıtlanamadığından, davalı taraf lehine arasındaki fark miktar üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin de bu kabul ve ret oranı esas alınarak haklılık oranına göre taraflara paylaştırılması gerekirken, bu hususlar dikkate alınmayarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir
Belirtilen hususlar kararın bozulmasını gerektirmiş ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulamasına devam olunan mülga 1086 sayılı HUMK’un 438. maddesinin yedinci fıkrası gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Yukarıda (V.B.1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (V.B.2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının KABULÜNE, hükmün 5. bendinde yer alan “83.527,00” rakamının çıkarılarak yerine “27.870,48” rakamının yazılmasına, hükmünün 5. bendinde yer alan “73.351,68” rakamının çıkarılarak yerine “17.695,16” rakamının yazılmasına, hükmün 6. bendinin çıkarılarak yerine “6- Yargılama gideri olarak harcanan harç, keşif, bilirkişi, posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 12.055,92 TL’nin kabul ret oranına göre 5.759,11 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına, hükmün 7. bendinde yer alan “183.186,68” rakamının hükümden çıkarılarak yerine “30.576,00” rakamının yazılmasına, hükme 10. bent eklenerek “10- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ne göre belirlenen 33.424,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” kelimelerinin yazılması suretiyle hükmün 1086 sayılı HUMK’un 438. maddesinin yedinci fıkrası gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA,
Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan