"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/301 E., 2022/492 K.
HÜKÜM/KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 13.04.2023 tarihli ve 2023/1525 Esas, 2023/2348 Karar sayılı ilamı ile Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında; İstanbul ili Silivri ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 191 ada 1 parsel sayılı 49415,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine " 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın Çayırdere Köyü Tüzel Kişiliği kullanımında olduğu" şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, davalı ...'ın taşınmazın kendi kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak açmış olduğu dava sonucu davanın kabulüne, 191 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 33.012 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ...'ın zilyetliğinde bulunduğunun beyanlar hanesine şerhine karar verilerek hükmen ve ifrazen çekişmeli 191 ada 2 parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur.
Davacı ... ve arkadaşları dava dilekçesinde; hükmen ifrazen oluşan çekişmeli taşınmazın murislerinden intikal olduğunu öne sürerek tüm mirasçılar adına zilyetlik şerhi verilmesini istemiyle dava açmış, İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli davanın kabulüne dair kararı davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili temyizi üzerine, Dairenin 16.05.2022 tarihli kararıyla; "davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek-4 üncü maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sonucunda düzenlenen kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olarak açıldığı, hüküm tarihinden önce taşınmazın 14.04.2014 tarihinde, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (6292 sayılı Kanun)
gereğince davalı ...'a satıldığının anlaşıldığı, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi ya da şerhin değiştirilmesi için, taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olması gerektiği, satış yoluyla Hazinenin mülkiyetinden çıkmış olan taşınmazların tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilme olanağı kalmadığı, bu nedenle; davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın başındaki haklılık durumuna göre yargılama giderine karar verilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın konusuz kalması nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davanın başındaki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hükmün davalılar ... ve müşterekleri vekili ve davalı Hazine vekilince temyiz edilmesi üzerine; Dairenin 13.04.2023 tarihli ve 2023/1525 Esas, 2023/2348 Karar sayılı ilamı ile;
1. Davalılar ... ve müşterekleri vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde olmadığı,
2. Davalı Hazine vekilinin ve davalılar vekilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları yönüyle; bozma ilamında da belirtildiği üzere yargılama giderlerinin davanın başındaki haklılık durumuna göre karar verilmesi gerekmekte olup, mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlar ile dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacıların davalarında haklı olmadığı anlaşıldığına göre yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi, yine 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 13/J maddesindeki düzenlemeye göre Hazine harçtan muaf olduğu halde bu maddeye aykırı olacak şekilde karar verilmiş olması gereğine değinilerek hükmün 3 numaralı bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine "3.Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına" cümlesinin yazılmasına, 5 inci bendde yer alan ve "kendilerini" kelimesinden önce gelen "Davacılar" kelimesinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine "Davalılar" kelimesinin yazılmasına, aynı bendde yer alan "davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine" kelimelerinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine "davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine" kelimelerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiş, düzeltilerek onama ilamına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya kapsamına göre; davalıların murisi ... adına kullanıcı şerhi oluşmasına esas Silivri Kadastro Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli ve 2010/22 Esas, 2011/14 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı ...'ın taşınmazın babasının zilyetliğinde iken daha sonra kendi zilyetliğine geçtiği iddiasıyla davayı açtığı, taşınmazda yapılan keşifte 3 kişilik yerel bilirkişi tarafından; taşınmazın ...'ın babası ...'ın zilyetliğinde iken vefatından sonra oğlu Galip tarafından ekilip biçildiğinin bildirildiği, mahkemece de bu gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan eldeki davanı açılmasından sonra davalı ... vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; taşınmazın muris ... tarafından 1978 yılından sonra hiç ekilmediğini, kaldı ki muris ...'ın hayatta iken kullandığı arazinin 10 dönüm olduğunu, daha sonra imar ihya ederek ... tarafından genişletildiğini beyan etmiştir.
Eldeki dosyada; Mahkemece yapılan 2013 tarihli keşifte; iki davacı tanığının taşınmazın muris ...'dan kaldığını bildirmiş, davalı tanığı ...'ın taşınmazın muris ...'dan kalıp kalmadığı yönünde bir beyanı bulunmamakta ise de; diğer davalı tanığı ...'in ise; açıkça taşınmazın muris ...'dan kaldığını, sonrasında davalının diye bildiğini, kardeşler arasında bir taksim olup olmadığını bilemediğini söylemiş; 2021 tarihli keşifte de dinlenen 3 yerel bilirkişi taraından taşınmazın öncesinin muris ...'a ait olduğu bildirilmiştir.
Taşınmazın öncesinin tarafların murisi ...'a ait iken ölümüyle mirasçılarına kaldığı, davalının muris tarafından sağlığında kendisine verildiği, bağışlandığı yönüyle bir iddia ve savunmasının bulunmadığı, murisin sağlığında murisin oğlu ... tarafından kullanılmasının babası adına sayılacağı, murisin 1993 yılında ölümünden sonra tespitin yapıldığı 2010 yılına kadar ...'ın kullanmasının ise tereke adına sayılacağı, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti hükümleri geçerli olup kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin uygulanmasının hukuken mümkün bulunmadığı, davalı tarafın taksime dayanmadığı, gibi bu yönde bir delilde bulunmadığı, her ne kadar davalı vekili davalı taraf taşınmazın büyük bölümünün davalı tarafça imar ihya edildiğini bildirmiş ise de bu iddianın ispatlanamadığı gibi, muristen gelen taşınmazın üzerinde yapılan imar ihya vb. faaliyetlerin yine tereke adına yapıldığının kabulü gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca; dava açıldığı tarih itibariyle davacıların davasında haklı bulunduğu anlaşıldığından hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmakla davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ; Dairenin 13.04.2023 tarihli ve 2023/1525 Esas, 2023/2348 Karar sayılı düzelterek onama kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesinin 29.11.2022 tarihli ve 2022/301 Esas, 2022/492 Karar sayılı kararının ONANMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacılara iadesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.