Logo

8. Hukuk Dairesi2023/6070 E. 2024/2029 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine yapılan itiraz üzerine, taşınmazın mera vasfında olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, bozma ilamına uygun olarak yapılan yargılamada, bilirkişi raporuna dayanarak taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunmadığını ve taşınmazın meradan açma yerlerden olduğunu tespit ederek, önceki kararı bozan Yargıtay kararına uyulması ve dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek davanın kabulüne ve kadastro tutanağının iptaline karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulüne

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmazın sınırında 155 ada 22 sayılı mera parseli bulunduğu halde, yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim ya da tahsisli mera olup olmadığı belirlenmemiştir. Hal böyle olunca taşınmazın bulunduğu yerde varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli, mera tahsisi yoksa, komşu 155 ada 22 sayılı mera parselinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılması" gereğine değinilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın komşusunun 155 ada 22 sayılı mera parseli olduğu ve incelenen hava fotoğraflarından dava konusu taşınmaz ile mera parseli arasında ayırıcı unsurun olmadığı, bu nedenle dava konusu taşınmazın meradan açma yerlerden olduğu belirtildiğinden davanın kabulü ile dava konusu 155 ada 31 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile mera olarak özel siciline kaydına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava kadastro tespitine itiraz davasıdır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirmesine, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verildiğine ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerin biri de bulunmadığına göre, uyulan bozma ilamında ve İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve Kanuna uygun olup, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Taraflarca 1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,

3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi gereğince harç alınmasına mahal olmadığın,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.